Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5002 Esas 2015/5095 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
23. Ceza Dairesi
Esas No: 2015/5002
Karar No: 2015/5095
Karar Tarihi: 13.10.2015

Güveni kötüye kullanma - Yargıtay 23. Ceza Dairesi 2015/5002 Esas 2015/5095 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Sanığın, şikayetçiden aldığı cep telefonunu geri vermeyerek uzaklaşması şeklindeki eylemi güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulmuştur. Ancak Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararına göre, bu eylem zilyetliğin devredilmemiş olması nedeniyle hırsızlık suçunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, sanığın temyiz itirazları yerinde görülmüş ve hükmün bozulmasına karar verilmiştir. 5237 sayılı TCK'nın 50/1-b maddesine göre, kısa süreli hapis cezasının, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi tedbirine çevrilebileceği ve malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlık gösteren failin mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde ceza indirimi öngörüldüğü belirtilmiştir.
23. Ceza Dairesi         2015/5002 E.  ,  2015/5095 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Güveni kötüye kullanma
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin tahkikat neticelerine uygun olarak tecelli eden kanaat ve takdirine, tetkik olunan dosya içeriğine göre; sanığın yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine,
    Ancak;
    Sanığın, şikayetçiden bir telefon görüşmesi yapıp iade etmek üzere aldığı cep telefonunu geri vermeyerek uzaklaşması şeklinde sübut bulan eylemi Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 12/06/2012 tarih ve 2011/15-440 esas, 2012/229 sayılı kararında da belirtildiği üzere, zilyetliğin devredilmemiş olması nedeniyle TCK"nın 141/1 maddesinde öngörülen hırsızlık suçunu oluşturduğu gözetilmeden suç vasfında hataya düşülerek güveni kötüye kullanma suçundan hüküm kurulması,
    Kabule göre de, 5237 sayılı TCK"nın 50/1-b maddesine göre, kısa süreli hapis cezasının, mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi tedbirine çevrilebileceğinin hüküm altına alındığı, aynı Kanun"un, malvarlığına yönelik bazı suçlarda etkin pişmanlığı düzenleyen 168. maddesinde, failin azmettirenin veya yardım edenin etkin pişmanlık göstererek mağdurun uğradığı zararı aynen geri verme ya da tazmin suretiyle tamamen gidermesi halinde mağdurun rızası aranmaksızın, kısmi geri verme veya tazmin halinde ise mağdurun rıza göstermesi koşuluyla ve etkin pişmanlığın gerçekleştiği yargılama aşamasında dikkate alınarak ceza indirimi öngörüldüğü, öte yandan aynen geri verme veya tazmin tedbiri aynı Kanun"un 50/1. maddesinde hapis cezasına seçenek yaptırımlar arasında gösterilmiş ise de, yasal bir indirim nedeninin, bundan yararlanmama iradesini ortaya koyan failin cezasını etkisiz kılacak biçimde aynen tazmin tedbirine dönüştürülmesinin mümkün olmadığı, böyle bir uygulamanın mağdurun zararını soruşturma veya kovuşturma aşamalarında gidermeyen faillere yeni bir olanak tanıma olacakken, soruşturma veya kovuşturma aşamalarında zararı ödeyen sanık aleyhine ve adalete aykırı bir sonuç doğuracağı, maddenin düzenleniş amacının da bu şekilde yorumlanamayacağı gözetilmeyerek, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmayan sanık hakkında verilen hapis cezasının 5237 sayılı TCK"nın 50/1-b maddesi uyarınca mağdurun uğradığı zararın giderilmesi tedbirine dönüştürülmesi,
    Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, aynı Kanun"un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden kazanılmış hakkın gözetilmesine 13/10/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.



















    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.