10. Hukuk Dairesi 2010/13221 E. , 2012/1960 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) Mahkemesi
Dava, Kurumca resen asgari işçilik tespiti ile tahakkuk ettirilen prim ve gecikme zammının iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Somut olayda, Kurum müfettişi tarafından düzenlenen raporda, 2004 yılı kayıtları incelemeye alınarak davacı adına işlem gören otobüs işletmesi işyerine ait 2004 yılı tüm aylarda yolcu taşımacılığı yaptığı, terminal çıkış kayıtları, ulaştırma bölge müdürlüğü kayıtları, dikkate alınarak, 2004 yılında her bir aya ait sefer yapılan il ve ilçe sayısının, gidiş dönüş sefer sayısı ile sefer süresinin belirlendiği, her bir seferin asgari üç kişi ile yapıldığının, bunlardan host yada hostesin ana firmaya, şoför ve yardımcı personelin ise araç sahibine ait olduğunun ve eksik işçilik bildirimi bulunduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Davalı kurum ise, müfettiş raporuna dayalı olarak 2004/1 ila 12. aylara ilişkin olarak davaya konu edilen 24.097,71 TL prim ve gecikme zammı borcu tahakkuk ettirmiş, dava ise itirazın reddine dair komisyon kararının tebliği üzerine yasal süresi içinde açılmıştır.
Hüküm ise sadece, işin yürütümü için gerekli olan asgari işçilik miktarı tespitinin müfettişlerce, ancak, “ihale yoluyla” yaptırılan işler ile gerçek ve tüzel kişiler tarafından yaptırılan “özel bina inşaatı” işleri için yapılabileceğini, bu iki hal dışında kalan ve uyuşmazlık konusu olan olayda, asgari işçilik miktarı tespitine ilişkin müfettiş işleminin ve tahakkukun yerinde olmadığı belirtilerek mahkeme yazılı biçimde davanın kabulüne karar vermiştir.
4447 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 506 sayılı Yasanın 130. maddesinin ilk fıkrası; sigorta müfettişlerinin, bu kanunun uygulanması bakımından, İş Kanununda belirtilen teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine haiz olduklarını, 4958 Sayılı Yasanın 49. maddesiyle ekli 506 sayılı Yasanın 130. maddesinin ikinci fıkrası; işverenin kuruma, emsaline, yapılan işin nitelik, kapsam ve kapasitesine göre işin yürütülmesi için gerekli olan sigortalı sayısının, çalışma süresinin veya prime esas kazanç tutarının altında
bildirimde bulunulduğunun kurumca saptanması halinde, işin yürütülmesi için gerekli olan asgari işçilik miktarı, yapılan işin niteliği, bünyesinde kullanılan teknoloji, işyerinin büyüklüğü, benzer işletmelerde çalıştırılan işçi sayısı, ilgili meslek veya kamu kuruluşlarının görüşü gibi unsurları dikkate alarak sigorta müfettişi tarafından tespit edileceğini, üçüncü fıkrası ise; bu maddenin uygulanmasında teftiş, kontrol ve denetleme yetkisine sahip olanlar tarafından düzenlenen tutanakların aksi sabit oluncaya kadar muteber olacağını, 5510 sayılı Yasanın 59. Maddesinde de bu kanunun uygulanmasına ilişkin işlemlerin denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları eliyle yürütüleceği, bu kişilerin düzenlediği tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli oldukları, aynı maddenin yedinci paragrafında da kamu idarelerinin denetim elemanları kendi mevzuatı gereğince yapacakları soruşturma, denetim ve incelemeler sırasında, çalıştırılanların sigortalı olup olmadığını da tespit ederek, sigortasız çalıştırılanları Kuruma bildirmek zorundadır.Bu kanuna göre sigortalı sayılanların prime esas kazançlarının veya sigortalı gün sayılarının eksik bildirilmesi sonucunu doğuran tespitlerini de Kuruma bildirirler, hükmünü öngörmektedir. Hal böyle olunca, bu tutanakların aksinin aynı güç ve nitelikteki delillerle kanıtlanmış olması gerekir. Kaldı ki, karara dayanak kılınan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 38. maddesi; “Kuruma Yeterli İşçiliğin Bildirilmiş Olup Olmadığına İlişkin Araştırma ve Resen Yapılacak İşlemler” kenar başlığını taşımakta olup, (d) bendi, “İşyerlerinde; Fiilen veya işyeri kayıtlarından tespit edilecek her türlü bilgiden ya da kamu kuruluşları tarafından düzenlenen belge veya alınan bilgilerden çalıştığı tespit edildiği halde bu çalışmaları Kuruma bildirilmeyen veya eksik bildirilen, sigortalılar ile ilgili olarak düzenlenmesi gereken, Sigortalı İşe Giriş Bildirgesi ve Aylık Prim ve Hizmet Belgesi Ünitece yapılacak bir ay süreli tebligat ile ilgili işveren veya aracıdan istenilir. Söz konusu belgeler, yapılan tebligata rağmen verilmediği takdirde Kurum Ünitesince resen düzenlenir.” hükmünü içermektedir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan ilke ve esaslar çerçevesinde, müfettişlerin yetkili bulunduğu ve kurumun re’sen prim tahakkuk hakkının mevcut olduğu kabul edilip, işin esasına girilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
O halde; davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 13.02.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.