18. Ceza Dairesi 2019/18465 E. , 2020/2067 K.
"İçtihat Metni"KARAR
Sesli yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret suçundan şüpheliler ... ve ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda, Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı"nca verilen 25/02/2019 tarihli ve 2017/94979 soruşturma, 2019/12459 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii Antalya 4. Sulh Ceza Hâkimliği"nin 10/05/2019 tarihli ve 2019/2214 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısı"nın, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısı"nın 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısı"nın soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Antalya Cumhuriyet Başsavcılığı"nca, şüphelilerin suç işleme kastı bulunmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre, müştekinin cep telefonunun umumi tuvalete yazıldığı, şüphelilerin de bu gerekçeyle müştekiyi aradıkları, müşteki tarafından dökümü dilekçeye derc edilen görüşmelerde müşteki ile şüphelinin hakaret suçu kapsamında mütalaa edilebilecek sözlerinin bulunduğu, şüpheli ..."ın dilekçedeki mesajları kendisinin attığını kabul ettiği, diğer şüphelinin ise müştekiyi aradığını ve küfür ettiğini beyan ettiği, şüphelilerin hakkında delillerin kamu davasının açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu, bu delillerin mahkemesince takdir ve değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
I - Hukuksal Değerlendirme:
CMK"nın 160/1. maddesinde: "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya haşlar.", 160/2. maddesinde: "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür."" 170. maddesinin 2. fıkrasında: "Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler. 172. maddesinin 1. fıkrasında: "Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir." hükümleri düzenlenmiştir.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararı itiraz üzerine inceleyen mahkeme, kamu davası açılması için yeterli şüpheyi uyandıracak delil bulunmaması durumunda itirazın reddine, yeterli şüpheyi uyandıracak delil bulunması durumunda itirazın kabulüne veya eksik soruşturma nedeniyle soruşturmanın genişletilmesine karar verebilecektir.
CMK"nın 170/2. maddesine göre kamu davası açılabilmesi için soruşturma aşamasında toplanan delillere göre suçun işlendiğine dair yeterli şüphe bulunması gerekir. Suç ihbar veya şikayeti yoluyla soruşturma yaparak maddi gerçeğe ulaşma yükümlülüğü ve yetkisi bulunan Cumhuriyet Savcısı, soruşturma sonucunda elde edilen delilleri değerlendirerek kamu davası açmayı gerektirir nitelikte yeterli şüphe olup olmadığını takdir edecektir. Ancak soruşturma aşamasında Cumhuriyet Savcısı"nın delil değerlendirmesiyle, kovuşturma aşamasında hakimin delilleri değerlendirmesi birbirinden farklı özelliklere sahiptir. CMK"nın 170/2. maddesine göre soruşturma aşamasında toplanan deliller kamu davası açılması için yeterli şüphe oluşturup oluşturmadıkları çerçevesinde incelemeye tabi tutulurken, kovuşturma aşamasında, isnad edilen suçun işlenip işlenmediği hususunda mahkumiyete yeter olup olmadığı ve tam bir vicdani kanaat oluşturup oluşturmadığı çerçevesinde değerlendirilmektedir.
CMK’nın 172/3. maddesinde ise; “Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın etkin soruşturma yapılmadan verildiğinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi"nin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmesi veya bu karar aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi üzerine, kararın kesinleşmesinden itibaren üç ay içinde talep edilmesi hâlinde yeniden soruşturma açılır.” denilmek suretiyle etkin soruşturma yapılması zorunluluğu vurgulanmıştır.
İncelenen dosyada;
Şüphelilerin müştekiyi arayarak ve mesaj göndererek hakaret ettiklerinin iddia edilmesi, şüpheli ..."ın kollukta alınan beyanında mesajların kendisi tarafından gönderildiğini kabul etmesi, yine kollukta beyanı alınan..."ın ise şüpheli ... adına kayıtlı olan hattı kendisinin kullandığını ve müştekinin cami tuvaletine yazılan numarasını aradığını belirtmesi karşısında;
1- Şüpheli ... hakkında; CMK"nın 170/2. maddesi uyarınca dosyadaki mevcut delillerin iddianame düzenlenebilmesi ve suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu açıktır. Şüphelinin eyleminin sübut bulup bulmadığı hususu, lehine ve aleyhine toplanacak tüm kanıtların, mahkemece birlikte tartışılıp değerlendirilmesi sonucu belirlenmesi gerekmektedir.
2- Şüpheli ... hakkında; HTS kayıtları getirtilip incelenmeden ve şüphelinin konuya ilişkin beyanı alınmadan eksik soruşturma ile kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmektedir.
Yapılan açıklamalara göre, şüpheliler hakkında kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar ve bu karara yapılan itiraz neticesinde Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen itirazın reddi kararı hukuka aykırıdır.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1- Antalya 4. Sulh Ceza Hakimliği"nin 10/05/2019 tarihli ve 2019/2214 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2- CMK"nın 309. maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 04/02/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.