4. Ceza Dairesi 2016/16205 E. , 2016/14129 K.
"İçtihat Metni"
Tehdit suçundan sanık ...’nun, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 106/1-2. cümle, 62/1 ve 52. maddeleri gereğince 1.000,00 Türk Lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 22/10/2012 tarihli ve 2012/107 esas, 2012/266 sayılı kararı aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü"nün 27.07.2016 gün ve 94660652-105-46-6830-2013-Kyb sayılı yazılı istemleri ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 27/09/2016 günlü ve 2016/327503 sayılı tebliğnamesiyle bozma düşüncesiyle daireye gönderilmiş olduğu görülmekle, dosya incelendi.
Sanığın müştekiye karşı tehdit ve hakaret suçlarına ilişkin olarak yapılan yargılama sonucunda yukarıda anılan Mahkeme kararı ile ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu kararın hakaret suçuna ilişkin hükmünün, kanun yararına bozma yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 01/02/2016 tarihli ve 2015/11477 esas, 2016/1448 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verildiği, tehdit suçuna ilişkin hükmüne yönelik kanun yararına bozma yoluna başvurulması sonucu Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 16/10/2014 tarihli ve 2013/33010 esas, 2014/29355 sayılı ilamıyla sanığın diğer suçuyla birlikte incelenmesi gerektiği gerekçesiyle karar vermeye yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmakla;
Dosya kapsamına göre, sanık Avukatın, müştekiye hitaben söylediği "...kanunsuz olarak ben seni ortadan kaldırtmayı bilirim sen bizi daha tanımıyorsun, mahkemede ve mahkeme dışında hesaplaşırız..." şeklindeki sözlerle işlediği iddia olunan tehdit eylemi nedeniyle, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlarından dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet savcısı tarafından yapılır.” şeklindeki düzenlemeye rağmen, sanık Avukat hakkında söz konusu izin alınmadan genel hükümlere göre soruşturma yapılıp, mahkemesince karar verilmesinde isabet görülmediğinden, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309.maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunduğu görülmekle,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Hukuksal Değerlendirme:
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 58/1. maddesinde; “Avukatların avukatlık veya Türkiye Barolar Birliği ya da baroların organlarındaki görevlerinden doğan veya görev sırasında işledikleri suçlardan dolayı haklarında soruşturma, Adalet Bakanlığının vereceği izin üzerine, suçun işlendiği yer Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır.” Aynı Kanun’un 59. maddesinde ise; “58 inci maddeye göre yapılan soruşturmaya ait dosya Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğüne tevdi olunur. İnceleme sonunda kovuşturma yapılması gerekli görüldüğü takdirde dosya, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesine en yakın bulunan ağır ceza mahkemesi Cumhuriyet Savcılığına gönderilir.
Cumhuriyet Savcısı beş gün içinde, iddianamesini düzenliyerek dosyayı son soruşturmanın açılmasına veya açılmasına yer olmadığına karar verilmek üzere ağır ceza mahkemesine verir. Haklarında son soruşturmanın açılmasına karar verilen avukatların duruşmaları, suçun işlendiği yer ağır ceza mahkemesinde yapılır. Durum avukatın kayıtlı olduğu baroya bildirilir” hükümleri yer almaktadır.
İncelenen dosyada; sanık avukatın vekilliğini yaptığı ... ile müşteki ... arasında boşanma sonrası çocukların velayeti ve teslimi konusunda sorunların devam ettiği,..."nin avukatlığını yapan sanık avukatın bu sorunlar nedeniyle müştekiyle yaptığı telefon görüşmesinde müştekiyi tehdit ettiğine ilişkin iddianın, sanığın avukatlık görevinden doğan ve görevi sırasında olduğu, avukatların görevlerinden doğan veya görevleri sırasında işledikleri suçlarından dolayı soruşturma ve kovuşturmanın, Adalet Bakanlığı’nın vereceği izin üzerine yürütülmesi gerektiği, sanık avukat hakkında soruşturma ve kovuşturma izni alınmamış olması nedeniyle, mahkemece CMK’nın 223/8. maddesi uyarınca durma kararı verilmesi gerekirken, genel hükümler çerçevesinde kovuşturma yapılarak, sanığın cezalandırılmasına karar verilmesi hukuka aykırıdır.
Kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesince verilip kesinleşen 22/10/2012 gün ve 2012/107 esas, 2012/266 sayılı kararın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesinin 4. fıkrasının (d) bendi uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre, müteakip işlemlerin mahallinde mahkemesince yerine getirilmesine, 11.11.2016 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.