16. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/5417 Karar No: 2019/1521 Karar Tarihi: 07.03.2019
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2018/5417 Esas 2019/1521 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, tapuda kayıtlı taşınmazların bir bölümünün çekişmeli taşınmazda kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile bu bölümün diğer taşınmazlara eklenmesini talep etmiştir. Ancak mahkeme, çekişmeli taşınmazın sadece belirli bir bölümü yönünde davanın kabulüne karar vermiştir. Yapılan incelemede, mahkemenin istekten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesinin mümkün olmadığı belirtilmiş ve yanılgılı değerlendirme ile usule aykırı şekilde talepten fazlaya hükmedilmesinin isabetsiz olduğu vurgulanmıştır. Sonuç olarak, davacının talebi çerçevesinde deliller toplanıp değerlendirilip karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Kararda, 6100 sayılı HMK'nın \"taleple bağlılık ilkesi\" başlığı altındaki 26. maddesi ve 297/2. maddesi açıklayıcı bir şekilde vurgulanmıştır.
16. Hukuk Dairesi 2018/5417 E. , 2019/1521 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ...Mahallesi çalışma alanında bulunan 274 ada 6 parsel sayılı 77,51 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., miras bırakanı ... adına tapuda kayıtlı 274 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün çekişmeli 274 ada 6 parsel sayılı taşınmazda kaldığını ileri sürerek, bu bölümün 274 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmaza eklenerek tapuya tescili istemiyle dava açmış, yargılama sırasında dava konusu taşınmazın bir bölümünün tapu kaydının iptali ile kendi adına tescili isteminde bulunmuştur. Yargılama sırasında ... mirasçıları ... ve arkadaşları açılan davaya muvafakat etmek suretiyle davaya katılmışlardır. Mahkemece usule ilişkin bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli 274 ada 6 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile taşınmazın 54,71 metrekare yüzölçümündeki bölümünün taşınmazdan ifrazı ile aynı adanın son parsel numarası verilmek suretiyle davacı ... adına, kalan kısmın davalı adına tapu kaydındaki tespit gibi tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de verilen karar infaza elverişli olmadığı gibi talepten fazlaya hükmedilmiştir. Şöyle ki; davacı dava dilekçesinde miras bırakanı ... adına tapuda kayıtlı 274 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünün kadastro tespiti sırasında çekişmeli 274 ada 6 parsel sayılı taşınmazda kaldığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile bu bölümün 274 ada 5 ve 7 parsel sayılı taşınmazlara eklenmesini talep etmiş, yargılama sırasında bu bölümün tapu kaydının iptali ile kendi adına tescili isteminde bulunmuş, ancak bu talebini ıslah etmemiştir. Davalı ise taşınmazın kendisine ait olduğunu savunmuştur. Mahkemece çekişmeli 274 ada 6 parsel sayılı taşınmazın 54,71 metrekare yüzölçümündeki bölümü yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak keşif sonrasında dosyaya ibraz edilen 08.06.2015 tarihli fen bilirkişi raporunda çekişmeli 274 ada 6 parsel sayılı taşınmaz ile komşuları haritada gösterilmiş, mahkemece davanın kabulüne karar verilen çekişmeli taşınmaz bölümü fen bilirkişi raporunda belirtilmemiş ve eki haritada gösterilmemiştir. 6100 sayılı HMK"nın "taleple bağlılık ilkesi" başlığını taşıyan 26. maddesine göre mahkeme tarafların iddia, savunma ve talepleri ile bağlı olup kural olarak mahkemenin istekten fazlasına veya başka bir şeye hükmetmesi olanak dışıdır. Yine HMK"nın 297/2. maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Hal böyle olunca; mahkemece yanılgılı değerlendirme ile usule aykırı şekilde talepten fazlaya hükmedilmesi isabetsiz olduğu gibi infaza elverişli hüküm kurulmaması da yerinde değildir. Davacının dava dilekçesindeki talebi çerçevesinde deliller toplanıp değerlendirilmeli ve sonucuna göre karar verilmelidir. Davalı ... vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle sair yönler incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.03.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.