13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/10329 Karar No: 2018/3950 Karar Tarihi: 29.03.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/10329 Esas 2018/3950 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/10329 E. , 2018/3950 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin yetkisizliği nedeniyle reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile imzalanan 1.10.2009 ve 11.6.2010 tarihli sözleşmeler ile dizüstü bilgisayar alımlarının yapıldığını, sözleşme gereğince bilgisayarlarda oluşan teknik arızaların davalı şirket tarafından en geç 7 gün içerisinde giderilmesi gerekirken bu yükümlüğün yerine getirilmemesi nedeniyle cezai şart işlemi tesis edildiğini ileri sürerek 55.352,41 TL cezai şart bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davacı tacir olmadığı gibi dava da T.T.K.’nun 4. maddesinde sayılan mutlak ticari dava niteliğinde olmadığından uyuşmazlığın çözümünde Asliye Hukuk Mahkemeleri’nin görevli olduğu gerekçesiyle ... Asliye Hukuk Mahkemeleri’ne görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dava, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince teslim edilen ürünlerde meydana gelen teknik arızaların sözleşmede kararlaştırılan sürede yerine getirilmemesi nedeniyle tesis edilen cezai şart bedelinin tahsili istemine ilişkin olup, davacı ... (DMO) 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleri hakkında KHK"ye tabi bir İktisadi Devlet Teşekkülü olup, ana statüsünün teşekkülün yapısının düzenleyen 5/1.maddesine göre davacının tüzel kişiliğe sahip, faaliyetlerinde özerk ve sorumluluğu sermayesi ile sınırlı bir iktisadi devlet teşekkülü olduğu, 5/2.maddesinde de teşekkülün KHK ve ana statü hükümleri saklı kalmak üzere özel hukuk hükümlerine tabi olduğu belirtilmiştir. Dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 6102 sayılı T.T.K."nun tüzel kişiler başlıklı 16. maddesinde de; “Ticaret şirketleriyle, amacına varmak için ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve kendi kuruluş kanunları gereğince, özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere Devlet, il özel idaresi, belediye ve köy ile diğer kamu tüzel kişileri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılırlar.” düzenlemesine yer verilmiştir. Bu düzenlemelere ve dava konusu ihtilafın niteliğine göre davalı tacirdir. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.