20. Hukuk Dairesi 2019/3169 E. , 2019/5192 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve Hazine vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava konusu .....mahallesinde bulunan 46 numaralı parsel 13.300 m2 yüzölçümü ile davacıların murisi.... adına tespit edilmiş, Orman Yönetimi taşınmazın 1800 m2"lik bölümünün orman olduğu gerekçesiyle tespite itiraz etmiş, 28.02.1975 tarihli komisyon kararı ile taşınmazın 1800 m2"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tespit dışı bırakılmasına kalan 11500 m2"lik bölümün ise tespit gibi tesciline karar verilmiştir.
Davacılar 24/01/2014 tarihli dilekçesi ile çekişmeli yerin 1970 yılındaki kadastro sırasında muris adına tespit edildiğini ancak tespite kim tarafından yapıldığı bilinmeyen itiraz sebebiyle aradan geçen süreye rağmen taşınmazın tapu kaydının oluşmadığını belirterek çekişmeli yerin miras payları oranında adlarına tescil edilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile fen bilirkişilerinin 31/12/2014 tarihli ek raporunda (B) harfi ile gösterilen 3.503,14 m2"lik yerin bulunduğu adanın en son sırasındaki parsel numarasından bir sonraki numaranın verilmesi suretiyle davacılar adına miras hisseleri oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ve Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastro çalışması 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik hükümlerine göre 1979 yılında yapılmış, 1992 yılında ise 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik aplikasyon ve 2/B uygulaması yapılmıştır.
Ayrıca çekişmeli yerde genel arazi kadastrosu 1970 yılında yapılmıştır.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, çekişmeli taşınmazın tapuya tescil edilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen karar usul ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; Dairemizin iade kararı üzerine....tarafından gönderilen tutanak, komisyon kararı ve tebligat evrakları incelendiğinde dava konusu ..... mahallesinde bulunan 46 numaralı parsel 13.300 m2 yüzölçümü ile davacıların murisi ...... adına tespit edilmiş, Orman Yönetimi taşınmazın 1800 m2"lik bölümünün orman olduğu gerekçesiyle tespite itiraz etmiş, 28.02.1975 tarihli komisyon kararı ile taşınmazın 1800 m2"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğu gerekçesiyle tespit dışı bırakılmasına, kalan 11500 m2"lik bölümün ise tespit gibi tesciline karar verilmiş ve bu karar 28.02.1975 tarihinde davacıların murisi ......"a tebliğ edilmesine rağmen Orman Yönetimine tebliğ edilmemiştir. Dolayısıyla komisyon kararı Orman Yönetimine tebliğ edilmediğinden çekişmeli parsele ilişkin tapulama tutanağı kesinleşmemiştir. Hakkında tutanak düzenlenmeyen veya düzenlenmiş olup kesinleşen taşınmazlarla ilgili davaların genel mahkemelerde görülmesi gerekir. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 26. maddesinin 4. fıkrasına göre, kadastro mahkemesinin görevi ise kadastro tutanağının tanzimi tarihinden tutanağın kesinleşmesine kadar geçecek zaman içindeki itiraz ve davalar için söz konusudur.
Somut olayda Orman Yönetiminin yapılan tespite itiraz ettiği ancak itiraz üzerine komisyon tarafından verilen kararın Orman Yönetimine tebliğ edildiğine dair bir evrak olmadığından tutanağın kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
O halde, mahkemece dava konusu edilen Nuriye mahallesi 46 parsel sayılı taşınmaz hakkında davaya bakma görevinin genel mahkemelere ait olmayıp kadastro mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacılar vekili ve Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.