19. Hukuk Dairesi 2016/8776 E. , 2017/3059 K.
"İçtihat Metni"
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın süresi içinde davalılardan vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile aralarındaki ticari ilişki kapsamında, dava dışı .Şti. tarafından keşidecisi olduğu ait 20/07/2013 keşide tarihli 15.000,00.-TL miktarlı çekin verildiğini, çek tevdi bordrosu ile çekin şubesine verildiğini, keşidecinin talebi üzerine çek yerine senet alınarak, çekteki cironun sehven silinmeden keşideciye iade edildiğini, daha sonra bu çekin keşide tarihinde tahrifat yapılarak müvekkili aleyhine 2014/7715 esas sayılı dosyasından kambiyo senetlerine mahsusu icra takibi yapıldığını, çekin tahrifat öncesi gerçek keşide tarihi olan 20/07/2013 tarihine göre bankaya süresinde ibraz edilmediğinden kambiyo senetlerine özgü takip yapılamayacağını, takip alacaklısı ile aralarında ticari ilişki bulunmadığını, bankaya ibraz edilmeyen çek nedeniyle de hamilin lehdara başvuru hakkının bulunmadığını, çek nedeniyle müvekkilinin davalılara borçlu bulunmadığının tespiti ile lehlerine % 20 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı banka vekili, davanın çekin keşidecisi "ne karşı açılması gerekirken keşidecinin davalı olarak gösterilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı ile keşideci arasındaki hususların 3. kişi konumundaki bankayı bağlamadığını, müvekkili bankanın keşideci ve diğer cirantaların imzalarının gerçek olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığını, kötü niyet tazminatından sorumlu tutulamayacağını, davacı tarafça iddia olunan keşide tarihindeki değişikliğe dair dava dışı keşidec şirketinin itirazı bulunmadığından keşideci tarafından imzalandığının anlaşıldığını belirterek davanın reddine ve lehlerine tazminata karar verilmesini istemiştir.
Diğer davalı Karderen...Ltd.Şti., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, toplanan delillere ve yapılan yargılama neticesinde, dava konusu 0090224 nolu çekin 03/07/2015 tarihli çek tevdi bordrosu ile takastan iade alınıp, müşterileri ..."ın bilgisi dahilinde yetkilisi teslim edildiğinin bildirildiği, soruşturma dosyasında alınan keşideci beyanına göre, davacının çeki keşideciye iade etmesinin ardından keşidecinin çekteki keşide tarihini değiştirerek davalı Karderen .... Ltd. Şti."ne çeki ciro ettiği, davacının çekteki tahrifat iddiasını davalılara karşı da ileri sürebileceği nazara alınarak davanın kabulüne, davalı bankanın takibe geçmekte kötü niyetli olduğu iddia ve ispat edilemediğinden davacı yararına tazminat takdirine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalılardan vekilince temyiz edilmiştir.
Davacı lehtarı olduğu çekin ödeme yapılmadan keşideciye iade edildiğini, keşide tarihinin değiştirilerek, ciro suretiyle davalılara geçtiği iddiasıyla menfi tespit isteminde bulunmuştur. Çekte davacı lehtar konumunda olup çek arkasındaki ciro imzasının kendisine ait olduğu, diğer davalıların ciro suretiyle alacaklı oldukları, davalı bankanın hamil konumunda olduğu anlaşılmıştır.
2015/19488 sayılı soruşturma dosyasında, keşideci dava dışı Yetkilis, çekteki keşide tarihinin kendisi tarafından değiştirildiğini kabul etmiştir.
Çekin bedelsiz olarak keşideciye iade edildiği iddiasının, davacı tarafından yazılı belge ile kanıtlanması gerekmektedir.
Keşide tarihindeki düzeltme keşideci tarafından kabul edildiğinden ve davalılar geçerli bir ciro silsilesine göre yetkili hamil olduklarından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kabul kararı verilmesi doğru olmamış, mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 17/04/2017 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkemenin maddi vakıayı sabit sayarak vardığı hukuki sonuç yerinde ise de; yapılan tahkikat maddi vakıayı sabit saymak için yeterli değildir. Yetersiz tahkikat ile hüküm kurulamaz.
Davacı lehtarı olduğu çekin tahsil edilmeden başka bir kıymetli evrakla değiştirilerek keşideci şirketin temsilcisine iade edildiğini, temsilcinin iade edilen çekin keşide tarihini değiştirerek ve davacı lehtarın cirosu da silinmediği halde çeki yeniden tedavüle çıkardığını iddia etmedir.
Dosya içinde bulunan 09.11.2015 tarihli yazısı davacı iddiasını doğrular nitelikte ise de; 2015/19488 soruşturma ve 2016/675 karar sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ekleri getirtilip keşideci şirketin temsilcileri olan şüphelilerin ifadelerinin ayrıntıları görülmeden ve bunlar değerlendirilmeden tahkikatın tamamlanmış sayılması doğru olmamıştır.
Bu itibarla yerel mahkemenin kararının eksik inceleme nedeniyle bozulması gerektiği görüşünde olduğumdan saygıdeğer çoğunluğun yazılı şekildeki kesin bozma kararına muhalifim 17.04.2017