21. Hukuk Dairesi 2016/13545 E. , 2018/2585 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 20.09.1992-21.09.2006 tarihleri arasında askerlik süreleri hariç çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
Dava; davacının 20.09.1999-21.09.2006 tarihleri arasında askerlik yaptığı süre hariç olmak üzere davalıya ait işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile davacının, ... sicil numaralı davalı işyerinde; 20.09.1999–30.04.2002 ve 01.12.2003–20.09.2006 tarihleri arasında asgari ücret karşılığı hizmet akdi ile fiilen çalıştığınıntespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davalının yargılama sırasında 19.12.2011 tarihinde vefat ettiği, davalı murislerinin 19.03.2012 tarihinde mirasın kayıtsız ve şartsız reddi için dava açtıkları ve davanın kabul edildiği, davalı mirasçıları tarafından mirası kayıtsız ve şartsız reddettiklerine dair mahkeme kararı sunularak davayı kabul etmediklerinin bildirildiği, terekeye mahkeme kararı ile tasfiye memuru atandığı ve yargılamaya tasfiye memuru ile devam edildiği, davacının 08.07.2002- 08.10.2003 tarihleri arasında askerlik görevini yerine getirdiği, davalı murise ait işyerinde usta makineci olarak çalıştığını beyan eden davacı adına davalı işyerinden 21.09.2006 – 15.05.2010 tarihleri arasında davalı Kurum"a çalışma bildirildiği, dönem bordrolarının dosya arasına alındığı, ancak mahkemece re"sen bordro tanığı dinlenilmediği, davalıya ait işyerinde yapılan denetim sonucu davalı Kurum denetmeni tarafından tutulan 15.01.2004 tarihli tutanak içeriğinde davacının çalıştığına dair ibare bulunmadığı, davacı tanıklarının dinlendiği ve sadece birinin ihtilaflı dönemde kısmi çalışması olduğu anlaşılmaktadır.
Bu tür hizmet tespitine yönelik davaların Kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay’ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir. Yasal dayanağı dava tarihinde yürürlükte olan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. maddesi ile halen 5510 sayılı Yasa"nın 86. maddesi olan bu tür davalarda; öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin, işveren tarafından verilip verilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı, eksiksiz bir şekilde belirlenmeli, daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır. Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, niteliği başlangıç ve bitiş tarihleri hususlarında tanık sözleri değerlendirilmeli ve dinlenilen tanıkların davacı ile aynı dönemlerde çalışan işyerinde kayıtlı bordro tanıkları ya da komşu ve yakın işyerlerinde çalışan kayıtlı tanıklar olması sağlanarak çalışma olgusu hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir. Bu yön Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 16.09.1999 gün 1999/21-510-527, 30.06.1999 gün 1999/21-549-555, 05.02.2003 gün 2003/21-35-64, 15.10.2003 gün 2003/21-634-572, 03.11.2004 gün 2004/21-480-579 ve 2004/21-479-578 ve 01.12.2004 gün 2004/21-629 sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut olayda ise; açıklanan şekilde bir inceleme yapılmadan sonuca gidilmesi isabetsiz olmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; dosyada mevcut dönem bordrolarında isimleri bulunan kayıtlı çalışanlar arasından re"sen seçilecek kişileri dinlemek, ayrıca 15.01.2004 tarihli tutanakta isimleri geçen çalışanları dinlemek, tanık beyanları arasında çelişki bulunur ise çelişkili hususları açığa kavuşturmak, gerektiğinde davalı işyeri adresinde, Sosyal Güvenlik Kurumu, zabıta, maliye, meslek odası aracılığı ve muhtarlık marifetiyle işyerine o tarihte komşu olan diğer işyerlerinde uyuşmazlık konusu dönemde çalıştığı tespit edilen kayıtlı komşu işyeri çalışanları; yoksa işyeri sahipleri araştırılıp tespit edilerek gerçek çalışma olgusunu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalı kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 20.03.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.