Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/408
Karar No: 2019/5480
Karar Tarihi: 17.09.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/408 Esas 2019/5480 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/408 E.  ,  2019/5480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Bursa 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/04/2017 tarih ve 2015/79 E- 2017/508 K. sayılı kararın asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 23/10/2017 tarih ve 2017/471 E- 2017/584 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi asıl ve birleşen davada davacı vekili tarafından duruşmalı istenmiş olup temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 17.09.2019 günü hazır bulunan davacı ... vekili ile davalı Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, asıl davada; müvekilinin yargılanarak beraat ettiği ve hakkında herhangi bir tedbir kararı bulunmayan bir ceza dosyası ile ilintili olduğu gerekçesiyle davalı tarafından hesaplarına 15/08/2012 tarihinde itibariyle 500.000,00 TL tutarında ters blokaj tedbiri uygulanarak elektronik ortamda işlendiğini, müvekkilinin bu durumu 07/11/2013 tarihinde öğrendiğini ve davalı bankanın şubesine 10/12/2013 tarihinde tedbirin kaldırılması için ihtarda bulunmuş ise de kaldırılmadığını, müvekkilinin bankaya herhangi bir borcunun da bulunmadığını, davalının eyleminin mvekkilinin piyasadaki ticari itibarını zedelediğini, bankalar ve kredi kurumları nezdindeki kredibiletisini düşürdüğünü ve müvekkilinin sahibi olduğu şirkete ait çeklerin piyasada kabul edilmediğini, ileriye yönelik çek keşide edememesi nedeniyle ihtiyaç duyduğu vadeyi elde edemediğini, ödemelerini nakden yapmak zorunda kaldığını, bunun da öz kaynaklar yolu ile mümkün olmaması nedeniyle şirketi adına bankalardan kredi kullanmak zorunda kaldığını, şirketin iş hacminde daralma ve kar payında azalma olduğunu, ayrıca avukat olan müvekkilinin güven duygusu ve mesleki itibarını kaybettiğininden menevi zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın ve 50.000,00 TL manevi tazminatın 15/08/2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsilini, birleşen davada ise; müvekkilinin elektrik üretim tesisleri kurulumu için yatırım kararı aldığını ve bu yatırımını gerçekleştirmek için dava dışı Serra Bilişim Tanıtım Gıda San.Tic.A.Ş ile 02/05/2013 tarihli sözleşme yapıldığını ancak Serra Bilişim A.Ş. tarafından gönderilen 01/07/2015 tarihli ihtarname ile davalı bankanın ters blokaj işlemi nedeniyle müvekkili veya ortağı olduğu şirketler adına finansman kredisi temin etmenin mümkün olmadığını ileri sürerek sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini ve cezai şart isteminde bulunduğunu, müvekkilinin 250.000,00 TL tutarında kısmi cezai şart ödemesini yaptığını, elektirik kurulumu için
    finansmanın sağlanamadığını ve davalının ters blokaj işlemi nedeniyle zarara uğradığını ileri sürerek, şimdilik 250.000.00 TL cezai şart ile 250.000,00 TL yoksun kalınan kazancın faiziyle davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, müvekkilinin mahkeme kararını uyguladığını, kendisine kusur izafe edilemeyeceğini, ters bloke kaydının kredi kayıt bürosunda kaydedilmediğini dolayısıyla başkası tarafından görülmesinin de mümkün olmadığını, davacının iddiasını yerinde olmadığını, herhangi bir zarara uğramadığını, zarara uğraması halinde zarar ile müvekkili eylemi arasında illiyet bağı olmadığından müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince iddia, savunma, toplanılan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davalı banka tarafından hukuka aykırı işlem yapılarak davacının hesaplarına ters bloke işlemi yapılmış ise de, bu işlemden dolayı herhangi bir zararın meydana geldiği ispat edilemediğinden, davacının maddi tazminata yönelik davasının ve ayrıca, davacının Ziraat Bankası ve diğer bankalardaki kendi hesabının kat edilmediği, davalı banka tarafından da kat edilmediğinden manevi tazminat isteminin de reddine, birleşen dava yönünden de, davalı bankanın uygulamış olduğu ters blokajdan dolayı finans kuruluşları tarafından kredi verilmediği ispat edilmediğinden ve dava dışı Serra A.Ş. isimli şirket haricinde hiçbir şirketten kredi temini imkanı mümkün değilmiş gibi talepte bulunulmasının yerinde görülmediği, davacının davalı bankanın ters blokajından dolayı zarara uğradığının kabul edilmediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, asıl ve birleşen davada davacı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
    İstinaf mahkemesince iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, zarar görenin zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altında olduğu, ters blokaj işleminin risk olarak kayıt edilmediği, ters blokaj işleminden sonra davacının farklı bankalardan krediler kullandığı, işlemin bankanın iç işlemi niteliğinde olduğu, bu nedenle davacının sosyal çevresinde güven kaybı ya da mesleki itibarının sarsıldığının tespit edilemediği, asıl ve birleşen davalar yönünden davalı bankanın ters blokaj işlemi nedeniyle zararın doğduğunun davacı tarafça ispatlanamdığı gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, asıl ve birleşen davada davacı vekili temyiz etmiştir.
    Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına ve her zaman düzenlenebilecek sözleşmeye dayanılması, sözleşme tarihinin ters blokaj işlem tarihinden sonra olması ve ayrıca ters blokaj işleminin 3. kişilerin öğrenimine açık olduğunun kanıtlanamamış olmasına göre, yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davada davacı vekilinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 17/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi