Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/6203
Karar No: 2018/4261
Karar Tarihi: 17.05.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/6203 Esas 2018/4261 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/6203 E.  ,  2018/4261 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Birleşen İstanbul Anadolu 8. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/305-2009/217 sayılı dosyası:

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 31/07/2009 gününde verilen dilekçeler ile haksız şikayet ve haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl davanın reddine, birleşen davada maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine dair verilen 01/03/2016 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının asıl davaya yönelik aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
    2- Davacının asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dava ve birleşen dava, haksız şikayet ve haksız fiil nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece asıl davanın reddine, birleşen davada maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; asıl davada, tarafların kardeş olduklarını, davalının davacıya husumet duyduğunu ve davacı hakkında haksız şikayetlerde bulunduğunu, bu şikayetlerin takipsizlik kararı ile sonuçlandığını, müşterek araçları ile ilgili olarak emniyete ve sigorta acentesine yazılar yazıldığını, bu nedenle vekil görevlendirmek zorunda kaldığını, davacının kişilik haklarının ihlal edildiğini; birleşen davada ise, davalının müşterek araç ile ilgili olarak poliçenin iptaline yönelik şikayetlerde bulunması nedeniyle davacının işlemlerle uğraşmak zorunda kaldığını, ayrıca davalının araca da zarar verdiğini belirterek uğranılan maddi ve manevi zararların tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davalının yasal şikayet hakkını kötüye kullandığının somut delillerle kanıtlanamadığı, vekalet ücreti ile zararı arasında uygun nedensellik ilişkisi olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, davalının müşterek araca zarar verdiği gerekçesiyle birleşen davada maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, mala zarar verme nedeniyle manevi tazminat talebi yerinde görülmediğinden ve vekalet ücreti ile zararı arasında uygun nedensellik ilişkisi olmadığından birleşen davada fazlaya ilişkin kısmın reddine karar verilmiştir.
    Dosyanın incelenmesinde; davalı vekili tarafından 30/10/2008 tarihinde sunulan şikayet dilekçesinde, davacının müşterek tabanca, av tüfeği ve arabayı çaldığının belirtildiği, bu şikayet üzerine davacı hakkında paydaş ve malik olunan mal üzerinde hırsızlık suçundan Kadıköy 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 2009/187 - 2009/1086 sayılı dosyasında yapılan yargılama sonunda atılı suçun unsurları oluşmadığından beraatine karar verildiği, temyiz isteminin reddedilmesi ile kararın kesinleştiği; davalı vekilince sunulan 01/12/2008 tarihli şikayet dilekçesinde, müşterek malik olunan ruhsatsız tabancanın davacıda olduğunun
    ./...

    -2-

    belirtilerek el koyma kararı verilmesinin talep edildiği, bu şikayet üzerine Ümraniye Cumhuriyet Başsavcılığının 2008/31605 sayılı dosyasında davacı hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yürütülen soruşturma neticesinde davalının soyut iddiası dışında delil bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği; davalının 22/01/2009 tarihli dilekçesiyle davacıdan ölüm tehdidi aldığını, babasından kalan tabanca, mermi, iki adet şarjör, av tüfeği ve fişekleri, bir adet Karadeniz el yapımı gümüş kaplama ve işlemeli tabanca ile bir adet kuru sıkı silahın davacının ve annesinin adreslerinde olabileceğini beyan ederek şikayetçi olduğu, davacı hakkında Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/4743 soruşturma sayılı dosyasında tehdit ve 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan yapılan soruşturma sonunda, davalının iddiası dışından delil bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği; yine davalının 20/04/2009 tarihli şikayet dilekçesinde kızının davacı tarafından tartaklandığını ve tehdit edildiğini iddia ettiği gibi 22/01/2009 tarihinde verdiği şikayet dilekçesinde ısrarcı olduğunu, bahsi geçen tabanca, tüfek, işlemeli tabanca ve bir adet kuru sıkı tabancanın davacıda bulunduğunu belirttiği ve davacının adres ve iletişim bilgilerini dilekçesine eklediği, bu şikayet üzerine Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 2009/21580 soruşturma sayılı dosyasında davacı hakkında yalnızca basit tehdit ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından yürütülen soruşturma sonunda suçun işlendiğini gösterir dava açmaya yeter kanıt ve emare bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmaktadır.
    Dosya kapsamında mevcut deliller değerlendirildiğinde; davacı ve davalının kardeş olması, babalarının vefatının ardından aralarında miras nedeniyle anlaşmazlığın başlaması, davalının davacıyı 2008 yılından başlayarak kısa zaman aralıklarıyla ve ısrarla müşterek ve ruhsatsız tabancayı aldığından bahisle birden fazla kez şikayet etmesi nazara alındığında davalının davacıyı zararlandırma kastı ile hareket ettiği, şikayet hakkını istismar ettiği anlaşıldığından, davacının kişilik haklarına saldırı niteliğindeki eylemin sabit olduğu değerlendirilerek, davacı lehine uygun bir miktarda manevi tazminat takdir edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
    3- Davacının birleşen davaya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği düzenlenmiştir.
    Şu halde; davacı tarafından açılan birleşen davada; taraflar hakkında verilen hükmün her bir talep yönünden ayrı ayrı ve açıkça belirtilerek yazılması gerekirken infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması doğru olmamış bu durum kararın usul yönünden bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın, asıl dava yönünden yukarıda (2) numaralı bentte gösterilen nedenlerle, birleşen dava yönünden ise (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, davacının asıl davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının (1) numaralı bentte gösterilen nedenlerle reddine, davacının birleşen davaya yönelik diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 17/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi