7. Hukuk Dairesi 2015/3142 E. , 2015/1873 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda; hüküm süresi içinde duruşmalı olarak davalı vekili tarafından temyiz edilmiş ise de; HUMK"nun 438.maddesi gereğince duruşma isteğinin miktardan reddine ve incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, 05/08/2002 ile 20/07/2009 tarihleri arasında satış elemanı olarak çalıştığını, iş akdinin davalı tarafından haksız şekilde sonlandırıldığını bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile ücret ve fazla mesai ücreti alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
Davalı, davacının istifa ettiğini, iş akdi sonlandıktan 3,5 yıl sonra dava açmasının iyiniyetli olmadığını gösterdiğini, tüm alacaklarının ödendiğini ve başka bir alacağının da olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında davacı tarafından düzenlenmiş olan istifa dilekçesinin geçerli olup olmadığı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut olayda davacı kendisi yıllık izinde iken işten çıkarılan ... isimli işçi ile görüştüğü gerekçesi ile iş akdinin davalı tarafından feshedildiğini, fakat ertesi gün davalının güvence olarak kendisinde kalmak üzere istifa dilekçesi yazması durumunda işe tekrar alacağını bildirdiğini, bunun üzerine kendisine söylenen şeyleri yazdığını, fakat aynı gün mesai bitiminde iş akdinin davalı tarafından haksız şekilde sonlandırıldığını iddia etmiş; davalı davacının iddialarının doğru olmaığını, kendi isteği ile istifa etmek suretiyle işten ayrıldığını savunmuştur.Mahkemece davacının işten ayrılması için geçerli bir sebep bulunmadığı halde aniden işten ayrılması, sağlık nedenini gösterir istifasının olağan olmaması, yedi yıllık kıdemine karşılık tazminatlarını almaksızın işten çıkmasına gerektirecek bir sebebin bulunmaması karşısında, davacının işverenin işten çıkarma baskısı ve tehdidi, işleme konulmayacağı güvencesi altında, işini kaybetmemek duygu ve düşüncesi içinde dilekçe vermiş olduğu şeklindeki iddiasına değer vermek gerektiği gerekçesi ile istifa dilekçesinin geçersiz olduğu kabul ederek buna göre hüküm kurmuştur.
Dosya incelendiğinde davacının kendi el yazısı ile 20.07.2009 tarihli istifa dilekçesi hazırladığı, yine el yazısı ile hazırlanmış aynı tarihli ve metin içerisinde davacının çalışma aralığı olan “05.08.2002-20.07.2009” tarihlerinin yazılı olduğu ibranamenin de bulunduğu anlaşılmaktadır. Gerek istifa dilekçesi gerekse ibraname incelendiğinde davacının el yazısı ile akdin fesih tarihini, hatta ibranamede çalışma aralığını dahi yazdığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacı bu belgelerin davalı tarafından güvence olarak istendiğini, işini kaybetme korkusu ile baskı ve tehdit ile bu belgeleri hazırladığını iddia etmiş ise de; davacının temel savı olan bu evrakların işveren tarafından güvence olarak yazdırıldığı hususu belgeler üzerinde davacının el yazısı ile yazılmış fesih tarihi bulunmasından dolayı anlamsız kalmaktadır. Çünkü üzerinde eski bir tarih yazılı istifa dilekçesi ve ibranamenin sonraki bir tarihte kullanılma ihtimali yoktur. Ayrıca iş akdi sona erdikten sonra davacının üzerinde herhangi bir baskı veya tehdit bulunduğundan söz edilemeyeceğinden, fesih tarihinden yaklaşık 4 yıl sonra mezkur belgelerin zorla hazırlatıldığından bahisle dava açılmış olması dürüstlük kuralına aykırıdır. Bu nedenle davcı tarafından el yazısı ile hazırlanmış olan istifa dilekçesinin geçerli olduğunun kabulü gerekir. Davacı istifa etmek suretiyle iş akdini sonlandırdığından kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken mahkemece hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 18.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.