8. Hukuk Dairesi 2017/4206 E. , 2017/16764 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İtirazın kaldırılması ve tahliye
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı tarafından davalı borçlular aleyhine kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tahliye istemli olarak başlatılan icra takibine davalı borçluların itirazı üzerine davacı icra mahkemesinden itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuş mahkemece davanın reddine karar verilmiş karar davacı alacaklı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre davacı alacaklı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine ,
2- Davacı alacaklının kira, ortak gider ve damga vergisi alacağı ile tahliyeye yönelik temyiz itirazlarına gelince; Davacı alacaklı, 26/08/2014 başlangıç ve 31/07/2017 tarihli kira sözleşmesine dayanarak 20/04/2015 tarihinde başlattığı icra takibi ile 2015 yılı Ocak, Şubat, Mart aylarına ait elektrik, su gider alacağı, damga vergisi alacağı, 2015 yılı Şubat , Mart ve Nisan aylarına ait kira ve ortak gider alacağı ile işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam, 7.360,39 TL ve 11.837,76 Euro alacağın tahsilini talep etmiş, davalı borçlular süresinde verdikleri itiraz dilekçesi ile; takip konusu dönem kira bedelinin aylık 2.354,00 Euro olduğunu, tahliye talepli icra takibi ile elektrik, su gider alacağının talep edilemeyeceğini, damga vergisinin kiranın başlangıcından itibaren yapılan ödemelerden alacaklı tarafından tahsil edildiğini belirterek borca itiraz etmiştir.
Takip dayanağı kira sözleşmesi ile 26/10/2014-31/07/2015 dönemine ait kira bedelinin aylık 2.354,00 Euro + KDV olduğu kararlaştırılmıştır. Davalı borçlu, alacaklının banka hesabına ve alacaklı vekiline makbuz karşılığında toplam 31.900,00 TL ödeme yaptıklarını savunmuştur. Aylık kira miktarını ispat yükü kiraya verene, ödemeyi ispat yükü kiracıya aittir. Kiracı aylık kira miktarını yazılı delil ile ispatlayabilir. Buna göre, davalı tarafından yapılan ödemelerden 31/03/2015 tarihli, 4.000,00 TL bedelli ödemenin Şubat ve Mart ayı kira bedeli için, 06/04/2015 tarihli, 1.800,00 TL bedelli ödemenin Mart ve Nisan ayı kira bedeli için, 07/04/2015 tarihli, 1.700,00 TL bedelli ödemenin Mart ve Nisan ayı kira bedeli için yapıldığı anlaşılmakta olup geri kalan ödemelerin hangi aya ait olduğu açık değildir. Bu durumda davacı alacaklının yapılan ödemeyi takip konusu aylardan önceki aylara mahsup etme hakkı vardır. Davacı alacaklı da açıklamasız ödemeleri eski kiralara mahsup ettiklerini beyan etmiş olup açıklamasız ödemelerin takip konusu aylara ait kabul edilebilmesi mümkün değildir.
Ortak gider yönünden;
Kira sözleşmesinin 17.1 maddesinde ""kiracı, kira bedeli dışında ayrıca, ortak alanların işletme giderlerini ödeyecektir. Başlangıç ortak gider bedeli aylık 990 Euro+ KDV
olarak belirlenmiştir ve kiracı bu bedeli 26/04/2014 tarihinden itibaren ödeyecektir.."", 17.7 maddesinde "" ... Ortak giderler kira bedelinin tümüyle dışındadır. Kiracı tarafından müstakil bir borç şeklinde ödenecektir "",17.3. maddesinde “Kiracı kira ve ortak gider borçlarını ne şekil, miktar ve kayıtta öderse ödesin, kiraya veren söz konusu meblağı, öncelikle ortak giderler konusundaki borca ve daha sonra varsa kira borçlarının faiz, vekalet ücreti, mahkeme masrafı gibi ferilerine ve bundan sonra da en eski tarihten başlamak üzere, diğer kira borçlarına saymak ve bu surette mahsup etme hakkına haizdir.” düzenlemesi yer almaktadır. Her ne kadar kira sözleşmesinin 17.3 maddesinde ödemelerin öncelikle ortak gider borcundan mahsup edileceğine dair düzenleme yer alsa da ortak giderlerden kiracı sorumlu olduğuna ve sorumlu olunan aylık miktar kira sözleşmesinin 17.1. maddesinde açıkça belirtildiğine göre ortak gider alacağının yargılamayı gerektirdiğinden bahsedilemez.
Damga vergisi yönünden;
Kira sözleşmesinin 10. 4. maddesinde yer alan “... Sözleşmeden kaynaklanan damga vergisi kiracı tarafından iş bu sözleşmenin imzalanmasını talep eden 30 gün içinde ödenecektir. Bu yükümlülüğüne istinaden kiracı sözleşmeye göre yapılacak hesaplama sonucunda damga resmine denk gelen miktar üzerinden keşide tarihinden itibaren 30 gün vadeli teminat senedini kiraya verene teslim edecektir. Damga vergisinin ödendiğine dair makbuzu ibraz etmesi halinde teminat senedi başka bir kayıt ve şart ileri sürülmeksizin kiracıya iade edilecektir. Aksi halde yani 30 gün içinde ödemenin yapılmaması yada ödendi makbuzunun ibraz edilmemesi durumunda başkaca ihbar ve ihtara gerek duyulmaksızın kiraya verenin elindeki teminat senedini takibe koyma, aylık %10 faiz uygulama, takip masraf ve avukatlık ücreti ile birlikte tahsil etme imkanı mevcuttur.” düzenlemesi uyarınca damga vergisi bedelinden kiracı sorumlu olup davacı alacaklı 3.139,85 TL damga vergisi ödediğine dair 15/04/2015 tarihli tahakkuk fişini ibraz ettiğine göre davalı borçlu takip konusu damga vergisi bedelini ödemekle yükümlüdür.
Öte yandan; Davacı alacaklı ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2016/51 Esas sayılı dosyası ile kiralananın tahliyesini ve iş bu dosya ile dosyanın birleştirilmesini talep etmiş, ... 2. İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2016/51 Esas ve 2016/95 Karar sayılı ilamı ile dosyanın bu dosya ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Birleştirilmek üzere dosya gönderilmesine rağmen mahkemece birleştirme kararı verilemeyeceği gerekçesiyle dosyanın tefriki ile ayrı esasa kaydedilmesine ve mahkemesine iadesine karar verilmiş ise de 6100 Sayılı HMK"nın 166/1 maddesinde yer alan “ Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” ve aynı maddenin 4. fıkrasında yer alan “Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır.” düzenlemesi uyarınca ... 2. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/51 Esas ve 2016/95 Karar sayılı birleştirme kararının bağlayıcılığı ve davalar arasında bağlantı bulunduğu gözardı edilerek birleştirilen dosyanın tefriki ile mahkemesine iadesine karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda 2. no.lu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın temyiz edene iadesine, 13/12/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.