23. Ceza Dairesi 2015/20374 E. , 2016/2005 K.
"İçtihat Metni"Mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuk ...’nün, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 151/1, 31/3 ve 52/2. maddeleri gereğince 1.600,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun"un 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adlî para cezasının hapse çevrilmesine dair,...3. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2007 tarihli ve 2007/325 esas, 2007/321 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, şikâyetçi Hüdayi Demirci"nin şikayetinden vazgeçmesi nedeni ile kamu davasının düşürülmesine ilişkin aynı mahkemenin 23/10/2012 tarihli ve 2007/325 esas, 2007/321 sayılı karar aleyhine ... Bakanlığınca verilen 13/07/2015 Gün ve 14880/47839 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 16/09/2015 gün ve 2015/261845 sayılı yazısıyla dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteminde;
I-...3. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2007 tarihli ve 2007/325 esas, 2007/321 sayılı kararına yönelik yapılan incelemede;
1- Sabıkasız olan sanık hakkında hükmedilen cezanın 3 yıl hapis cezasını aşmadığı anlaşıldığından. 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu"nun 23. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmamasında,
II-...3. Asliye Ceza Mahkemesinin 23/10/2012 tarihli ve 2007/325 esas, 2007/321 sayılı ek kararına yönelik yapılan incelemede;
Aynı mahkemece verilmiş olan 11/07/2007 tarihli ve 2007/325 esas, 2007/321 sayılı kararın kesin olarak verildiği ve karar kesinleştiği hâlde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 73/4. maddesindeki “Kovuşturma yapılabilmesi şikâyete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür ve hükmün kesinleşmesinden sonraki vazgeçme cezanın infazına engel olmaz”, hükmüne aykırı olarak karardan sonra mala zarar verme suçu yönünden 17/08/2012 tarihinde şikâyetçinin şikâyetten vazgeçme dilekçesi verdiğinden bahisle yazılı şekilde suça sürüklenen çocuk hakkında verilen adli para cezasının düşmesine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- Her ne kadar suça sürüklenen çocuk hakkında üzerine atılı mala zarar verme suçundan dolayı hüküm kurulduğu sırada 5326 sayılı Çocuk Koruma Kanununun 23. maddesi ile 5271 Sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının uygulanıp uygulanmayacağı yönünde herhangi bir değerlendirmede bulunulmadığı tespit edilmiş ise de;somut olayda şikayetçiye ait aracı çalmaya çalıştığı sırada bu araca zarar verdiği anlaşılan suça sürüklenen çocuğun yargılama aşamasında bu zararı gidermediği gibi, şikayetçinin zararını karşılayacağına ilişkin hiçbir irade açıklamasında da bulunmadığı, buna göre; somut olayda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif şartlarından birisi olan mağdurun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderme şartının gerçekleşmemesi nedeniyle suça sürüklenen çocuk hakkında atılı suçtan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği anlaşılmış olup; açıklanan nedenlerle...3. Asliye Ceza Mahkemesinin 11/07/2007 tarihli ve 2007/325 Esas, 2007/321 Karar sayılı kararına yönelik Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nca düzenlenen ihbarnamedeki (1) no"lu düşünce yerinde görülmediğinden, bu kısımla ilgili olarak kanun yararına bozma isteminin REDDİNE,
2-Kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki (2) no"lu düşünce yerinde görüldüğünden...3. Aslıye Ceza Mahkemesinin 23/10/2012 tarihli ve 2007/325 Esas, 2007/321 Karar sayılı kararın 5271 sayılı CMK"nın 309/4-c maddesi gereğince aleyhe sonuç doğurmamak koşulla ile BOZULMASINA, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 25/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.