Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15482 Esas 2019/2616 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/15482
Karar No: 2019/2616
Karar Tarihi: 13.03.2019

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/15482 Esas 2019/2616 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir davada, 28 kişi hakkında verilen beraat hükmüne karşı katılan vekilinin temyiz başvurusu incelenmiştir. Temyiz başvurusu, sadece ismi verilmemiş 24 sanık hakkındaki beraat kararlarına karşı yapılmıştır. İncelemede, sahte ruhsat vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunun iddia edildiği olayda, mahkeme tarafından yeterli araştırma yapılmadan beraat kararı verildiği ve kanunlara aykırı davranıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle, temyiz başvurusu kabul edilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Kanun maddeleri:
- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193/2. maddesi: Dosya kapsamında toplanan kanıtlara göre mahkûmiyet dışında bir hüküm kurulması gerektiğinin anlaşılması hali ile sınırlı olarak mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılabileceği öngörülmüştür.
- 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Usulü Kanunu'nun 321. maddesi: Kararın temyizi sonucunda kararı bozan bir sebep varsa, kararın bozulması gerektiğini ve mahkemenin yeniden karar vermesi gerektiğini belirtmektedir.

11. Ceza Dairesi 2017/15482 E. , 2019/2616 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
HÜKÜM : Beraat

Katılan vekilinin temyiz dilekçesinde 28 kişi hakkında verilen hükmü temyiz etmiş ise de, temyiz dilekçesinde adları geçen ..., ...,... ve... isimli kişiler hakkında açılmış bir dava ve temyiz incelemesine konu bir hüküm olmadığından; katılan vekilinin temyizinin haklarında iddianame ile dava açılıp beraat hükmü verilen sanıklardan temyiz dilekçesinde isimleri geçmeyen sanıklar ..., ..., ..., ... ile ... yönünden verilen beraat kararları haricindeki diğer 24 sanık hakkında verilen beraat hükümlerine yönelik olduğu anlaşılmakla, bu sanıklar yönünden yapılan incelemede;
1-Sanıkların...Genel Müdürlüğüne sahte ruhsat vermek suretiyle resmi belgede sahtecilik suçunu işlediğinin iddia olunduğu olayda; yaptırılan doğruluk teyidinde sunulan belgelerin ilgili mevzuat veya mutad uygulama gereği doğruluğunun araştırma yükümlülüğü bulunup bulunmadığı sorulduktan sonra, araştırma zorunluluğu bulunduğunun tespiti halinde suça konu belgenin hukuki sonuç doğurmayacağı ve bu anlamda aldatma niteliğinin bulunmayacağı; mutad araştırma yükümlülüğü olmadığının tespiti halinde ise, belgelerde sahtecilik suçlarında aldatıcılık niteliğinin bulunup bulunmadığının takdirinin hakime ait olduğu cihetle; suça konu belge aslının celp edilerek incelenmek suretiyle, özelliklerinin duruşma tutanağına yazılması ve denetime olanak verecek şekilde belge aslının dosya içine konulması, aldatıcılık niteliğinin ne şekilde gerçekleştiğinin gerekçeli kararda tartışılması ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması;
2-Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 20.10.2009 tarih ve 2009/89-243 sayılı kararı ile uyum gösteren Genel Kurul ve Daire kararlarında açıklandığı üzere, ceza yargılamasında mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen 5271 sayılı CMK"nin 193/2. maddesinin, dosya kapsamında toplanan kanıtlara göre mahkûmiyet dışında bir hüküm kurulması gerektiğinin anlaşılması hali ile sınırlı olarak uygulama yerinin mevcut olduğu cihetle; sanıklardan ... (...) ..."nun savunması alınmaksızın ve bu suretle diğer sanıklar hakkındaki hükmü de etkileyecek biçimde mevcut kanıtlar tartışılarak delil takdiri suretiyle ve yasal olmayan gerekçeyle beraatlerine hükmolunması,
3-Tanık olarak beyanları alınan ve haklarında suç duyurusunda bulunulan ... ile ... hakkında dava açılması halinde dosyaların birleştirilerek tüm sanıklar hakkında toplanan delillerin birlikte takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 13.03.2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.