Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/20119
Karar No: 2015/1858
Karar Tarihi: 17.02.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/20119 Esas 2015/1858 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/20119 E.  ,  2015/1858 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Bursa 4. İş Mahkemesi
    Tarihi : 25/03/2014
    Numarası : 2009/593-2014/170

    Taraflar arasındaki dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi süresi içinde davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, duruşma için tebliğ edilen 14.10.2014 günü belirlenen saatte temyiz eden davalı ..........Bankası A.Ş. vekili Av.Ö. K. ve davalı S.. T.. vekili Av.T. D. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Gelenlerin huzuru ile duruşmaya başlandı. Duruşmada hazır bulunan tarafın sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyadaki belgeler incelendi. Gereği görüşüldü
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalıların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, davalılardan S.. T.."ın müvekkiline ait şirkette 1996 tarihinden itibaren muhasebe ve kasa sorumlusu olarak çalıştığını ancak kendisine münferit imza yetkisi verilmediğini, davalı Sezer"in müvekkili şirketin diğer davalı ......... Bankasının ........ şubesindeki ........... sayılı vadesiz hesabından 1999-2002 yılları arasında sahte imzalar içeren çekler ve talimatlarla para çektiğini ve aynı zamanda 3. kişilere de çektirmek suretiyle müvekkili şirkete zarar verdiğini, söz konusu bu işlemlerin muhasebe kayıtlarında açık muhasebe hileleri ile gizlendiğini ve bu ödemelerin sanki müvekkili şirket ortağı K. D. "a yapılmış gibi gösterildiğini, davalı S.. T.."ın bu eylemleri nedeniyle Bursa 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/37 Esas sayılı dosyası ile yargılanarak mahkum olduğunu, müvekkili şirketin zararının ödenmesi için davalı banka genel müdürlüğü ile Şubesine gönderilen ihtarnamenin ise reddedildiğini, ancak sahte ve tahrif edilmiş çeklerin ödenmesini düzenleyen Türk Ticaret Kanununun 724. maddesi ve banka personelinin, hesap sahibinin yetkili temsilcisini bizzat görmeden ve talimatlarının doğruluğunu araştırmadan ödeme yapması nedeniyle Borçlar Kanununun 55-100. maddeleri gereğince sorumlu olduğunu iddia ederek, 50.000,00 TL"nin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş; ek dava ile 254.510,00 TL"nin davalılardan müteselsilen tahsilini istemiş, bu dava eldeki dava ile birleştirilmiştir.
    Davalı S.. T.. vekili, taraflar arasında aynı sebebe dayanan ve bu davadan çok daha önce açılmış olan icra takibi ve bu takibe yaptıkları itiraz sonucu davacı tarafından açılan ve halen Bursa 1 Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/878 Esas sayılı dosyasında görülmekte olan ve hukuken aynı niteliklere haiz olan alacak davası nedeniyle derdestlik itirazında bulunduklarını, bu davanın zamanaşımına uğradığını, Bursa 1 Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/37 Esas sayılı dosya münderacatından yapılan tüm incelemelerde, sahte imzalı olduğu iddia edilen çeklerdeki imzaların hiçbirinin müvekkiline ait çıkmadığını ve eksik incelemeye karşın davanın karara bağlandığını, davacı ile müvekkili arasında ticari bir anlaşmazlık ya da bir iş olmadığını, bu nedenle görevsizlik itirazında bulunduklarını, tüm bu nedenlerle haksız davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ........Bankası A.Ş. vekili, öncelikle zamanaşımı def"inde bulunduklarını, noter kanalı ile yapılan ihtarı müvekkili bankanın aldıktan sonra müfettişler tarafından yapılan incelemede, adı geçen müşteriler tarafından keşide edilen banka çeklerindeki keşideci imzaların söz konusu müşterilerin şube nezdindeki imza sirküleri ve/veya bankacılık hizmetleri sözleşmelerindeki imzalarla benzeştiğini, fax yoluyla temin edilen, firmaya ait antetli talimatlarda şirketin fax numarasının açıkça görüldüğünü, bu nedenle bankacılık işlemlerinde herhangi bir kusurun bulunmadığını, işlemleri fax yoluyla yapan davacının bundan doğacak sorumluluğunda kendisine ait olduğunu, çek defterini koruma yükümlülüğünü yerine getirmeyen davacının kusurlu olması nedeni ile zarar ödemesi talebinin kabul edilmediğini, zararın oluşmasında tamamen davacının sorumlu olduğunu, keşidecinin çek defterini saklaması için muhasebecisine vermesinin de kusurlu bir davranış olduğunu ve bu konuda davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını savunmuş ve davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı şirketin toplam 305.610,00 TL tutarındaki zararının; %25 oranında davacı şirketin kendi kusurunun olduğu, %75 oranında davalı S.. T.."ın kusurlu olduğu, davalı S.. T.."ın sorumlu olduğu %75"lik kısmın 1/3"den (toplam zararın 1/4"üne tekabül etmektedir.) davalı bankanın yine davalı S.. T.. ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu gerekçesi ile davanın her iki davalı açısından kısmen hüküm altına alınmıştır.
    Mahkemenin hükme esas aldığı bilirkişi heyet raporunda davacı şirketin 05.01.1999-30.12.1999 tarihleri arasında davalı T.. B.. ....... Şubesindeki .......... numaralı hesabından çeklerle toplam 86.470,00 TL çekildiği, bunun 23.400,00 TL"sının dava dışı şirket ortağı K. D. "un hesabına aktarıldığı, bu miktarın K. D. tarafından kendi hesabına yatırılan 49.015,00 TL içinde olması nedeni ile şirket zararından mahsubu gerektiği, 11.01.2000-25.12.2000 tarihleri arasındaki dönemde aynı hesaptan keşide edilen toplam 229.810,00 TL çek bedelinin 103.900,00 TL"sının kasa hesabına girdiği, 129.860,00 TL"sının K. D. hesabına aktarıldığı, bunun 4.000,00 TL ve 5.500,00 TL"sının iki parça halinde K. D. "un hesaplarına geçtiği, bu nedenle toplam 9.500,00 TL"sının şirket zararından mahsubu ile şirket zararının bu dönemde 120.360,00 TL olduğu, 10.05.2000-16.07.2000 tarihleri arasında aynı hesaptan 9 adet çekle toplam 56.100,00 TL çekildiği anlaşıldığından bunun da zarar olarak kabul edilmesi gerektiği, 02.01.2001-3.12.2001 tarihleri arasında çeklerle toplam 84.520,00 TL çekildiği, 36.520,00 TL"sının muhasebe kayıtlarına girdiği, makbuzsuz olarak K. D. hesabına 43.650,00 TL aktarıldığı, ayrıca 350,00 TL tutarında çek bedelinin bankadan çekildiği, muhasebe kayıtlarında yer almadığı, bu dönem zararının 43.650,00 TL+350,00 TL=44.000,00 TL olduğu, 20.09.2002 tarihinde çek ile tahsil edilen 1.500,00 TL"sının K. D. "un hesabına aktarıldığı, bunun şirketin nakdi zararını oluşturduğu, 19.09.2000-11.06.2001 tarihleri arasında 6 adet talimat karşılığı 32.950,00 TL"sının K. D. hesabına girmiş gibi gösterildiği ancak dava dışı G. G. adına düzenlendiği, bunun şirket zararı olduğu, 30.04.2001-22.08.2001 tarihleri arasında 9 adet ödeme emri karşılığı 25.500,00 TL"nin muhasebe K. D. hesabına işlenmiş gibi gösterildiği ancak S.. T.. adına düzenlendiği, bunun da şirket zararını oluşturduğu, 11.06.2001-23.7.2001 tarihleri arasında ödeme emri ile çekilen 7.500,00 TL"sının muhasebe kayıtlarında K. D. "a ödenmiş gibi gösterildiği, bunların da S.. T.. adına düzenlendiği, bunun şirket zararına dahil olduğu, muhasebe kayıtlarında olmamakla birlikte şirket hesabından D. G. G. "e 16.200,00 TL, S.. T.."a 1500,00TL ödendiği, toplam şirket zararının 305.610,00 TL olduğu belirtilmiştir.
    Geri çevirme kararı üzerine gönderilen Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2014/345 Esas sayılı davasına ait evraktan, davacı olarak eldeki davanın davacısı şirketin ortaklarından olan K. D. "un davalı olarak S.. T.."ı göstererek dava açtığı, bu davada hazırlanan raporda usulsüz ya da sahte ödeme emirleri ve çekler nedeni ile K. D. "un zararı tespit edilirken davacı şirkete ait olduğu anlaşılan ......... numaralı hesabın da listede bulunduğu tespit edilmiştir.
    Dosya içeriğinden davacı şirket ile dava dışı şirket ortağı K. D. "un hesapları arasında çok sayıda işlem yapıldığı, davacı şirketin hesabından bazı zamanlarda çekilen paralara ilişkin ödeme talimatlarının muhasebe kayıtlarında K. D. "un hesabına aktarılmış gibi gösterilmesine rağmen aslında davalı S.. T.. ya da başka kişiler adına düzenlendiği, şirketin hesabından çekilen bir miktar paranın ise K. D. "un hesabına aktarıldığı, K. D. "un bu paraların bir kısmını kendisinin çektiği hatta bunların raporda şirket zararından mahsubu yoluna gidildiği açıktır. Ancak hazırlanan ve yukarıda içeriği özetlenen bilirkişi raporunda davacı şirketin hesabından çekilen tutarların bir kısmının dava dışı K. D. "un hesabına aktarılmasına rağmen bunların akibeti tespit edilmeden yani K. D. "un hesabına yapılan gerçek bir aktarma mı yoksa görünüşte yapılan bir hesaplar arası transfer mi olduğu tespit edilmeden doğrudan şirket zararı olduğu kabul edilmiştir. Davacı şirket hesabından dava dışı K. D. "un hesabına aktarılan bu paraların bu sefer K. D. "un hesabından usulsüz çekilmesi halinde K. D. "un da aynı istemle açtığı ayrı bir davasının olduğu dikkate alındığında hem o davada hem de bu davada mükerrerliğe neden olacak şekilde hesaba katılması ihtimali ortaya çıkmaktadır. Zaten davalı S.. T.. vekili de, aşamalarda ısrarla bu yöndeki itirazını sürekli dile getirdiği halde bu itiraz üzerinde durulmamış, itiraz karşılanmamıştır. Bu itibarla alınacak hesap raporu ile davacı şirketin hesabından dava dışı K. D. "un hesabına aktarılan ve mahsubu yapılmayan miktarlar (örneğin K. D. un hesabına aktarılan 43.500,00 TL gibi) bakımından bunların K. D. "un hesabına yapılan gerçek transfer mi yoksa görünüşte-usulsüzlüğü saklamak için- yapılan bir hesap hareketi mi olduğu tespit edilmeli, bu dava açısından K. D. "un açtığı davada hazırlanan rapordaki tespitler de irdelenerek çıkacak sonuca göre karar verilmelidir. Eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Kabule göre de;
    Davalı banka hüküm altına alınan toplam alacağın 74.452,00 TL"sından sorumlu tutulduğu halde, kendi sorumluluk miktarını aşacak şekilde davacı yararına takdir edilen avukatlık ücreti ile yargılama giderinin tamamından diğer davalı ile birlikte müteselsilen sorumlu tutulması doğru değildir. Davalı banka kendisinin sorumlu olduğu miktara isabet eden kısımdan diğer davalı ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
    Öte yandan davacının açtığı dava, davalı banka açısından kısmen reddedildiği halde red tutarının tamamı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre avukatlık ücreti takdir edilmesi gerekir.
    O halde davalıların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, Yargıtay duruşmasında kendisini vekille temsil ettiren davalılar yararına takdir olunan 1.100,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi