10. Hukuk Dairesi 2011/14414 E. , 2012/1806 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, sigorta girişini 16.08.1982 olarak alan Kurum işleminin iptalini; sigorta başlangıcının 01.09.1980 alınması gerektiğinin tespitini; 01.09.1980-16.08.1982 tarihleri arası 705 günlük 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanmasının geçerliliğini; 01.01.2010 tarihinden itibaren de yaşlılık aylığı bağlanarak,aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın tümüyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
16.08.1964 doğum tarihli ve 18 yaşını 16.08.1982 tarihinde ikmal eden ve yurt içinde herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi çalışması bulunmayan davacı, 28.03.2006 tarihli borçlanma başvuruyla ...’da geçen 01.09.1980-31.12.2005 tarihleri arası yurtdışı hizmetlerini 3201 sayılı Yasa kapsamında ...’ya borçlanmak istemiştir. Öte yandan, davacı, 20.05.1998 tarihi itibarıyla izinle Türk Vatandaşlığından çıkmış ve 27.03.2000 tarihi itibarıyla, yeniden Türk Vatandaşlığına girmiştir.
Davacı, davalı Kurum tarafından 3201 sayılı Yasanın 1.maddesi gözetilerek 18 yaşın ikmal edildiği 16.08.1982 tarihi ile 31.12.2005 tarihleri arası 8.415 günlük süre üzerinden çıkarılan borçlanma bedelini, 31.07.2008 tarihinde Kurum hesabına yatırdığı gibi; Kurumca kabul edilmeyen 01.09.1980-16.08.1982 tarihleri arası 705 günlük süreye ilişkin borçlanma bedelini de re’sen 04.12.2009 tarihinde Kurum hesabına yatırarak, 12.12.2009 tarihinde ....’dan yaşlılık aylığı talebinde bulunmuştur. Ancak, anılan tahsis başvurusu, 506 sayılı Yasanın geçici 81.maddesi çerçevesinde yapılan değerlendirmeyle reddi üzerine de, iş bu dava açılmıştır.
Öte yandan, yargılama aşamasında, davacının Türk Vatandaşı olmadığı 20.05.1998-27.03.2000 tarihleri arası döneme ilişkin 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanması iptal edilerek,anılan döneme ait borçlanma bedeli de davacıya iade edilmiştir.
Mahkeme, 18 yaşın ikmalinden önceki yurtdışı çalışma sürelerine yönelik borçlanmayı geçersiz sayan, ayrıca, Türk Vatandaşlığı bulunmayan 20.05.1998-27.03.2000 tarihleri arası yurtdışı borçlanmasını iptal eden Kurum işlemlerini yerinde bulmuş; davacının sigorta başlangıcını, yurtdışında çalışmağa başlanılan 18 yaşın ikmal edildiği 16.08.1982 tarihi olarak almıştır.Öte yandan, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma ile kazanılan sigortalılığı 5510 sayılı Yasanın 4/I-b maddesi kapsamında kabul ederek, 1479 sayılı Yasanın geçici 10.maddesi kapsamında tahsis şartlarını değerlendirerek, tahsis şartlarının mevcut olmadığından bahisle, davanın reddine karar vermiştir.
18 yaşın ikmalinden önceki yurtdışı çalışma sürelerine yönelik borçlanmayı geçersiz sayan, ayrıca, Türk Vatandaşı olunmayan 20.05.1998-27.03.2000 tarihleri arası yurtdışı borçlanmasını iptal eden Kurum işlemlerini yerinde bulan; keza, davacının sigorta başlangıcını, yurtdışında çalışmağa başlanılan 18 yaşın ikmal edildiği 16.08.1982 tarihi olarak alan mahkemenin kabulü yerindedir.
Ancak, 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma ile, kazanılan sigortalılığı 5510 sayılı Yasanın 4/I-b maddesi kapsamında kabul ederek, 1479 sayılı Yasanın geçici 10.maddesi kapsamında tahsis şartlarını değerlendiren mahkeme kabulü ise, isabetli değildir.
Çünkü, davalı Kurum tarafından, borçlanılacak sosyal güvenlik kuruluşu yönünden bir uyuşmazlık çıkarılmadığı gibi; 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma işlemlerinin 28.03.2006 tarihli borçlanma başvurusu üzerine ikmal edilmiş olması karşısında, 08.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5754 sayılı Yasa ile, ekli 3201 sayılı Yasanın geçici 7.madde hükmü gereği, davaya konu borçlanma ile kazanılan sigortalılığın 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir.
Şu halde, yapılması gereken iş; davaya ve uyuşmazlığa konu 3201 sayılı Yasa kapsamındaki borçlanma ile kazanılan sigortalılığın 5510 sayılı Yasanın 4/I-a maddesi kapsamında olduğu gözetilerek, tahsis şartlarının varlığı 506 sayılı Yasanın geçici 81.maddesi kapsamında değerlendirilmek suretiyle varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 09.02.20102 gününde oybirliğiyle karar verildi.