Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2019/6641
Karar No: 2021/5957
Karar Tarihi: 30.11.2021

Danıştay 10. Daire 2019/6641 Esas 2021/5957 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6641
Karar No : 2021/5957


TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ... Başkanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVALI) : ... Bakanlığı / ANKARA
(Mülga ... Kurumu)
VEKİLLERİ : Av. ..., Av. ...

İSTEMLERİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının, davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Kurum tarafından, davalı Bakanlığa bağlı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde görevli doktor N.B. tarafından 01/07/2008-30/04/2010 tarihleri arasında düzenlenen usulsüz reçeteler sebebiyle serbest eczacı P.Ö.Y.'ye haksız ve yersiz ödeme yapıldığından ve bu yolla oluşan kurum zararından ilgili doktoru çalıştıran davalı idarenin sorumlu olduğundan bahisle yersiz ödendiği iddia edilen 61.089,46 TL'nin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; davacı Kurumun usulsüz reçete düzenlenmek sûretiyle zarara uğratılmasında idarenin ajanı olan doktorun ihmalinin bulunduğu, ancak üçüncü kişi konumunda olan eczacının ve yanında çalışanların eylemlerinin davalı idarenin eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağını kestiği, bu nedenle davalı idareye yöneltilen tazminat talebinin reddi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, kurumu zarara uğratan reçetelerin davalı idarenin personeli tarafından gerçeğe aykırı ve usulsüz olarak düzenlendiği, idarenin sağlık hizmetini yürütecek personeli seçerken dikkatli ve özenli davranmadığı, doktorun hastaları görmeden eczane çalışanlarının yönlendirmesi ile reçete yazmasının görevin yetki ve sorumluluğu ile bağdaşmadığı, ilgili doktor hakkında açılan kamu davasında doktorun görevi ihmal suçundan ceza aldığı ve hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı, görevi ihmalin hizmet kusuru oluşturduğu, davalı idarenin kontrol yükümlülüğünü yerine getirmediği, personelinin bu kusurundan kaynaklı zararı tazmin etmesi gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN_SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, idarenin sorumluluğunun doğması için gereken şartların dava konusu olay bakımından gerçekleşmediği, reçetenin hekimlik sözleşmesinin bir parçası olduğu, adı geçen doktorun tedavi özgürlüğü doğrultusunda hareket ettiği, kararın hukuka uygun olduğu, onanması gerektiği savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...

DÜŞÜNCESİ : Tazmini istenilen zararın idari işlemden ya da eylemden kaynaklanmadığı, hizmet kusuru niteliğinde olmadığı, yersiz ödendiği iddia edilen kurum alacağının istirdadına ilişkin olduğu, idari dava niteliğinde olmayan, özel hukuk hükümlerine göre çözümlenmesi gereken bu davanın görüm ve çözüm yerinin adli yargı olduğu, bu nedenle İdare Mahkemesince, görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken işin esasına girilerek davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmadığı, kararın bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na Ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumunun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 203/1-ğ maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na Ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin 184. maddesi ile Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığının hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenerek dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
MADDİ OLAY:
Zonguldak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğünün, Zonguldak'ta faaliyet gösteren bir serbest eczane tarafından Kuruma fatura edilen reçetelere ilişkin soruşturma talebi üzerine, davacı Kurum müfettişince yürütülen soruşturma neticesinde, Sağlık Bakanlığına bağlı Zonguldak Atatürk Devlet Hastanesinde görevli doktor N.B. tarafından 01/07/2008-30/04/2010 tarihleri arasında düzenlenen 59 adet usulsüz reçete sebebiyle serbest eczacı P.Ö.Y.'ye haksız ve yersiz ödeme yapıldığı ve bu ödemeler sonucu Kurum zararının oluştuğu tespit edilmiştir.
Ardından Zonguldak Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü yazıları ile adı geçen doktor ve eczacıdan tespit edilen Kurum zararının ödenmesi istenilmiş, aksi takdirde yasal yollara müracaat edileceği bildirilmiştir.
Zararın ödenmemesi üzerine, ... Asliye Hukuk Mahkemesinin E.... sayılı dosyasında Sağlık Bakanlığı ve eczacı aleyhine açılan alacak davasında, Sağlık Bakanlığı yönünden dava tefrik edilerek Mahkemenin ... sayılı esasına kaydedilen davada verilen ... tarih ve K:... sayılı kararla, "idarenin eyleminden doğan zararın giderilmesine yönelik açılan davanın 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca tam yargı davası olarak idari yargıda görülmesi gerektiği" gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiş, bu kararın kesinleşmesi üzerine idari yargı yerinde bakılan dava açılmıştır.
İLGİLİ MEVZUAT:
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 3. maddesinin birinci fıkrasının 9. bendinde, “genel sağlık sigortalısı”, Bu Kanunun 60. maddesinde sayılan kişiler olarak tanımlanmış; atıf yapılan 60. maddede, genel sağlık sigortalıları, hizmet akdi ile çalıştırılanlar, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlar ile genel olarak kamu görevlileri de dahil olmak üzere 7 bent halinde sayılmış; “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi” başlıklı 63. maddesinde, genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını, hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını, iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri belirlenmiş; “Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi” başlıklı 73. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanuna göre sağlık hizmetlerinin, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanacağı; altıncı fıkrasında, acil haller dışında sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından kişilerce satın alınan sağlık hizmeti bedellerinin Kurumca ödenmeyeceği hükme bağlanmış; sekizinci fıkrasında ise, "Kurum, bu Kanunun birinci fıkrasında belirtilen yöntemler dışında, kamu idarelerince verilecek sağlık hizmetlerini götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesiyle de sağlamaya yetkilidir. Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları, sözleşmede belirtilen götürü bedel karşılığında genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilere sözleşme kapsamında verilmesi gereken her türlü sağlık hizmetini sunmakla yükümlüdür ve sözleşmede belirtilen götürü bedel dışında Kurumdan veya genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerden Kanunda belirtilen ilave ücretler ve katılım payları dışında ayrıca bir bedel talep edemez. Götürü bedel üzerinden hizmet alım sözleşmesiyle temin edilen hizmetler için Kuruma ayrıca fatura ve dayanağı belge gönderilmez. Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Sağlık Bakanlığı ile müştereken belirlenir." hükmüne; "Uyuşmazlıkların çözüm yeri" başlıklı 101. maddesinde de, "Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür." hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Kanun'un 73. maddesinin sekizinci fıkrası hükmüne istinaden, Sosyal Güvenlik Kurumunun Sağlık bakanlığı bünyesindeki sağlık kurum ve kuruluşlarından tedarik edeceği sağlık hizmetlerinin götürü bedel üzerinden temin edilmesine ilişkin usul ve esasları belirlemek amacıyla "Sosyal Güvenlik Kurumu ile Sağlık Bakanlığı Arasında Götürü Bedel Üzerinden Sağlık Hizmeti Alım Sözleşmesi" imzalanmış; Sözleşme hükümlerinin taraflarca müştereken yürütüleceği kurala bağlanmış ve taraflara eşit hak ve yükümlülükler getirilmiştir.
Öte yandan, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un "Yargı merciilerinin uyuşmazlık mahkemesine başvurmaları" başlıklı 19. maddesinin birinci fıkrasında, adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendisine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı merciinin, davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvuracağı ve elindeki işin incelenmesini, Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteleyeceği; ikinci fıkrasında, yargı merciince önceki görevsizlik kararına ilişkin dava dosyası da temin edilerek gerekçeli başvuru kararı ile birlikte dava dosyalarının Uyuşmazlık Mahkemesine gönderileceği hükmü yer almaktadır.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
5510 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan hükümlerinden anlaşılacağı üzere; Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK), acil haller hariç, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin Kanun kapsamındaki sağlık hizmetlerini, yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları ile yaptığı sağlık hizmeti temin sözleşmelerine istinaden karşılamakta; SGK ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında yapılan sağlık hizmeti giderleri ise tamamen hastalarca ödenmektedir.
Uyuşmazlık, davalı Bakanlığa bağlı sağlık kuruluşunda görev yapan bir hekim tarafından düzenlenen reçetelerin usulsüz olduğu, dolayısıyla davacı Kurum ile davalı Bakanlık arasında 5510 sayılı Kanun hükümlerine istinaden imzalanan sağlık hizmeti teminine ilişkin sözleşmeye aykırı bu reçeteler sebebiyle davacı Kurum tarafından ilgililere yersiz yapılan ödemelerin Kurum zararına yol açtığı, davalı Bakanlığın sözleşmeye aykırı iş ve işlemleri gerçekleştiren personelinin denetim ve kontrolünü yapmamak suretiyle sözleşmeye aykırı davranması nedeniyle Kurum zararından sorumlu olduğu iddiasıyla söz konusu Kurum zararının sözleşmenin tarafı olan davalı Bakanlıkça tazmini isteminden kaynaklanmaktadır.
Davacı Kurum, söz konusu yersiz ödemeden kaynaklandığını ileri sürdüğü zararın tazminini; ilk önce adli yargıda Sağlık Bakanlığına karşı açtığı davada, haksız fiili işleyen hekimin görev yaptığı hastaneyi işleten Sağlık Bakanlığından "sözleşme" sorumluluğuna istinaden talep etmiş; adli yargı yerince davalı Bakanlığa karşı açılan davanın görev nedeniyle reddi üzerine söz konusu görev ret kararındaki gerekçeler doğrultusunda idari yargı nezdinde işbu dava açılmıştır.
Esasen, benzer bir uyuşmazlıkta, ... Hukuk Dairesince verilen ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararda, "Davacı, idarenin hizmet kusuruna değil, davalı idare çalışanlarının haksız eylemine ve taraflar arasında düzenlenen protokole dayanmıştır. Bu nedenle idari yargı yolunun görevli olduğuna ilişkin mahkeme kararı doğru bulunmamıştır." gerekçesine yer verilerek bidayet mahkemesinin, idari yargının görevli olduğu gerekçesiyle davanın görev yönünden reddi yolunda verdiği karar bozulmuştur.
Yine benzer bir uyuşmazlıkta, ... Mahkemesince verilen ve mevcut uyuşmazlıklar bakımından halen atıf yapılan ... tarihli ve E:..., K:... sayılı kararında (20/10/1991 tarihli ve 21027 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır.), "Bu sözleşmenin, tarafların serbest iradelerine dayandığı, ticari nitelikli olduğu anlaşılmaktadır. Kamu Hukukunun ve dolayısıyla kamu gücünün bu sözleşmede yeri bulunmamaktadır. ... Tarafların karşılıklı fesih yetkileri mevcuttur. Anlaşmazlık halinde, kurum il müdürlüğünün bulunduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu açıklanmıştır. Bu durum karşısında, sözleşmede ağırlığı kamu hukuku değil, tarafların serbest iradesi belirlemektedir. ... Sözleşmenin kamu hizmetine ilişkin bulunduğu bir gerçek olmakla birlikte, idarenin üstün yetkilerle donatıldığı sonucuna varılamamaktadır." gerekçesiyle davanın çözümünün adli yargının görev alanına girdiğine hükmedilmiştir.
Nitekim, Yargıtay ... Hukuk Dairesinin güncel kararları da bu yöndedir (Yargıtay ... Hukuk Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı; ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararları).
Bu durumda, uyuşmazlığın görüm ve çözümü adli yargı yerine ait olduğundan, İdare Mahkemesince, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanun'un 19. maddesi uyarınca görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurulması gerekirken, işin esasına girilerek verilen kararda hukuki isabet görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
4. 2577 sayılı Kanun'un (geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin birinci fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/11/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi