Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14823
Karar No: 2019/5168

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2016/14823 Esas 2019/5168 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, zeytinlik vasfındaki taşınmazın bir bölümünün hazine adına orman sınırı dışına çıkartılıp üzerindeki zeytin ağaçlarının kendisine ait olduğunun belirtilmesine rağmen geriye kalan bölümünün orman sınırı dışına çıkartılmadığını iddia ederek, dava konusu olan bölümün 2/B kapsamına alınarak zilyetliğinin tesbit edilmesi ve üzerindeki zeytin ağaçlarının kendisine ait olduğunun tapuya şerh verilmesini talep etmiş. Kadastro mahkemesi, davanın sınırlandırma ve ölçü hatalarının giderilmesine ilişkin olduğu ve davacının önce kadastro müdürlüğüne başvurması gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar vermiş. Ancak Yargıtay kararı, davacının talebi için herhangi bir idari yola başvurmanın zorunlu bir unsur ya da dava şartı olmadığını belirterek, davacının iddiaları doğrultusunda direkt dava açabileceğini ifade etmiştir. Bu nedenle, mahkeme davaya bakmakla görevli olup, varılacak sonuca göre bir karar vermelidir. 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun Ek 4. maddesi de kararda geçen kanun maddeleridir.
20. Hukuk Dairesi         2016/14823 E.  ,  2019/5168 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı vekili ilk olarak ....sunmuş olduğu dilekçesi ile açmış olduğu davada;..... mevkiinde bulunan 16975,97 m² yüzölçümündeki zeytinlik vasfındaki taşınmazın, müvekkilinin zilyetliğinde bulunduğunu, kadastroca yapılan tahdit ve tesbitte bu taşınmazın 9243,52 m²"lik bölümünün 146 ada 16 parsel sayısı verilerek Hazine adına orman sınırı dışına çıkartılarak beyanlar hanesine üzerindeki zeytin ağaçlarının müvekkiline ait olduğunun yazıldığını, geriye kalan 7732,45 m²"lik bölümünün orman sınırları dışarısına çıkartılmadığını, orman sınırları dışarısına çıkartılmayan 7732,45 m²"lik bölümünün 2/B uygulamasına konu edilmediğini iddia ederek, dava konusu 7732,45 m²"lik bölümün 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi gereğince orman sınırları dışına çıkarılmasını ve davacının devam eden zilyetliğinin tesbiti ile üzerindeki zeytin ağaçlarının davacıya ait olduğunun tapuya şerh verilmesini talep etmiş; davacının hukukî yararı bulunmadığı gerekçesiyle kadastro mahkemesince verilen "ret" kararı davacı vekilince temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesi neticesinde Dairemizin 15.05.2014 gün ve 2014/2327 E. - 2014/5617 K. sayılı kararıyla "...mahkemece davacının iddiası doğrultusunda keşif yapılıp dava konusu edilen yerin keşfen belirlenmesi, taşınmazın kesinleşen orman tahdidi ve 2/B maddesi uygulamasına göre konumunun belirlenmesi gerekip, dava konusu edilen taşınmaz hakkında Ek 4. maddesi uygulama tutanağının düzenlenmediği ve kesinleşen tahdit içinde kaldığının anlaşılması halinde kadastro mahkemesinin görevli olmayacağı, asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı gözönünde bulundurulup görevsizlik kararı verilmesi aksi halde toplanan delillere göre hüküm kurulması" gerektiği gerekçesiyle bozulmuş, bozma kararına uyan kadastro mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, yapılan keşif üzerine dava konusu taşınmaz hakkında Ek 4. maddesi uygulama tutanağının düzenlenmediği ve taşınmazın kesinleşen orman tahdidi içinde kaldığı gerekçesiyle kadastro mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosyanın..... Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş,...Mahkemesine tevzi edilen dosyanın yukarıdaki esas numarasına kaydı yapıldıktan sonra, yapılan yargılama neticesinde davanın esasen sınırlandırma ve ölçü hatalarının giderilmesine ilişkin bulunduğu, bu mahiyetteki davaların teknik düzeltme işlemlerini gerektirdiği ve davacının kadastro müdürlüğüne bu konuda başvuruda bulunmaksızın, idari işlem basamağını tüketmeden eldeki davayı açtığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava; orman kadastrosu sırasında orman olarak tescil edilen parsel içerisinde kaldığı iddia edilen taşınmaza ilişkin 6831 sayılı Kanunun 2/B maddesi kapsamında orman sınırı dışına çıkarılarak, davacının taşınmazda kullanıcı olduğunun tesbitine ilişkindir.Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde; 1948 yılında 3116 sayılı Kanuna göre yapılan ilk orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2/B maddesi uyarınca 1990 yılında yapılan 2/B uygulaması ve aplikasyon çalışması ile 2010 yılında 3402 sayılı Kanunun Ek 4. maddesi uyarınca yapılan çalışmalar vardır.
    Mahkemece, davanın sınırlandırma ve ölçü hatalarının giderilmesine ilişkin olduğu ve davacının teknik düzeltme işlemlerinin yapılması için önce kadastro müdürlüğüne başvuruda bulunması gerektiği, somut olayda ise idari işlem basamağını tüketmeden eldeki davayı açtığı anlaşıldığından davanın usulden reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç usul ve kanuna aykırıdır.
    Şöyle ki; davacı vekili dava dilekçesi ile kullanım kadastrosu sırasında davacının kullanımında olan toplam 16.975,97 m² yüzölçümündeki zeytinlik vasfındaki taşınmazın 9.243,52 m²"lik bölümünün 146 ada 16 parsel sayısı altında Hazine adına tespit görerek davacı lehine kullanım şerhi verilmiş olduğunu, geriye kalan 7.732,45 m² yüzölçümündeki alanın ise orman sınırları dışına çıkarılmadığı gerekçesiyle bu alanın da 2/B kapsamına alınması ve davacı lehine kullanıcı şerhi verilmesi istemiyle eldeki davayı açmış olup, talebin niteliği gereği dava açmak için herhangi bir idari yola başvuru, zorunlu bir unsur ya da dava şartı olmayıp davacı iddiaları doğrultusunda direkt dava açabilir. Bu anlamda mahkeme davaya bakmakla görevli olduğundan davacının davasının anılan gerekçeyle reddedilmesi doğru görülmemiştir. Bu nedenle; mahkemece işin esasına girilerek tarafların göstereceği tüm delillerin toplanıp davacının iddiaları doğrultusunda araştırma yapılarak varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2019 günü oy birliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi