11. Hukuk Dairesi 2018/3773 E. , 2019/5465 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İnegöl 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 03/05/2018 tarih ve 2013/535-2018/135 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı ...nin İnegöl"de açtığı seans salonunda menkul değer alım satımına aracılık faaliyetinden sorumlu ve yetkili müdür olarak diğer davalı ...’nün görevlendirildiğini, müvekkilinin davalı şirkete açtırdığı müşteri hesabında 6.000 Lot Park Elektrik hisse senedi bulunmakta iken davalı ... tarafından müvekkilinin haberi ve talimatı olmadan satıldığını ve 36.000,00TL bedelin hesabına yatırılmadığını, müvekkilinin ve diğer müşterilerin şikayeti üzerine ... hakkında kamu davası açıldığını, davalı şirketin de istihdam ettiği yetkili elemanının eylemlerinden sorumlu olduğunu ileri sürerek, 6.000 Lot Park Elektrik hisse senedinin tüm girdileri ile birlikte aynen iadesini, iade mümkün olmadığı taktirde tüm girdileri ile birlikte şimdilik 7.000.-TL’nın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ...Ş. vekili, iddia edilen zararın müvekkil şirketin işlem ve eylemleri ile illiyet bağının bulunmadığını, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davacının da gönderilen ekstrelere herhangi bir itirazının bulunmadığını ve müvekkili tarafından durumun müşterilere bildirilmesinden sonra şikâyetçi olduğunu, hesabına para girişi olmadan 6.000 adet hisse aldırdığını kabul ettiği halde, bu nedenle oluşan borcu kabul etmemesinin iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı ..., işlemlerin müşterilerin talimatlarıyla yapıldığını ve ekstrelerin kendilerine gönderildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, Dairemizin bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre; her ne kadar ceza mahkemesi kararında davalılardan ...’nün üzerine atılı Özel Belgede Sahtecilik suçundan mahkumiyetine karar verilmiş olup, anılan karar kesinleşmiş ise de, ceza mahkemesi gerekçesinde ve karara dayanak yapılan bilirkişi raporunda davacı tarafından davalı ...’ye elden para verildiğine ilişkin tespitin açık ve somut olarak yapılmadığı bu sebeple ceza mahkemesi mahkumiyet kararının bağlayıcı olmadığı, iş bu dava dosyası içeriğine göre de, davacının davalılara elden para verdiğini ispat edemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, yatırım hesabı sahibi davacının hesabında bulunan hisselerin talimatı ve rızası dışında satılması nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararın tazmin edilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 2011/10298 Esas, 2012/17867 Karar sayılı ilamı ile, mülga 818 sayılı BK’nın 53. maddesi hükmü uyarınca ceza mahkemesince verilen mahkumiyet veya ..."nün hisseler karşılığında davacıdan elden nakit para aldığına dair maddi vakıa tespiti yapan beraat kararının hukuk hakimini bağlayacağı nazara alınıp, anılan dava sonucunun beklenmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Celbedilip incelenen ve müştekileri arasında davacının da bulunduğu ceza mahkemesi kararında, davalı ...’nün hisse senedi almak amacıyla kendisine elden verilen paraları yedinde tuttuğu tespit edilerek, sanığın 2499 sayılı Kanunun 47/A-5 maddesine aykırılık ve TCK 207/1"deki özel belgede sahtecilik suçlarından mahkumiyetine karar verildiği, hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacının iddiasının 818 sayılı BK"nın 53. maddesi çerçevesinde subut bulduğunun kabulü ile, diğer hususlar yönünden taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı göz önüne alındığında, davacının terditli taleplerinin değerlendirilerek karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamına rağmen ceza mahkemesi kararında davacının iddiaları yönünden ayrıca bir tespit yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi isabetli olmamış olup, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile, kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 16/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.