1. Hukuk Dairesi 2018/4842 E. , 2020/6292 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Davacı, davalı ile evlilik birliği devam ederken maliki bulunduğu 9 nolu bağımsız bölümün 1/2 payını satış biçiminde davalıya temlik ettiğini, aslında temlikin bedel alınmadan bağış niteliğinde yapıldığını, ancak davalının sonradan kendisini başka biriyle aldattığını ve boşandıklarını ileri sürerek tapu iptali-tescile ve tazminata karar verilmesini istemiş; dava sırasında ölünce, mirasçıları davayı sürdürmüştür.
Davalı, taşınmazın çekişmeli payını bedel ödeyerek satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle tapu iptali-tescil yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."in raporu okundu, açıklamaları dinlendi. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Dava, tapu iptali-tescil, olmadığı takdirde tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı, davalı ile evlilik birliği devam ederken maliki bulunduğu 9 nolu bağımsız bölümün 1/2 payını satış biçiminde davalıya temlik ettiğini, aslında temlikin bedel alınmadan bağış niteliğinde yapıldığını, ancak davalının sonradan kendisini başka biriyle aldattığını ve boşandıklarını ileri sürerek tapu iptali-tescile, olmazsa tazminata karar verilmesini istemiş; dava sırasında ölünce, mirasçıları davayı sürdürmüştür.
Davalı, taşınmazın çekişmeli payını bedel ödeyerek satın aldığını belirtip davanın reddini savunmuştur.
Aile Mahkemesinden görevsizlikle gelen davanın yargılaması sonucunda mahkemece, bağıştan rücu koşullarının oluştuğu gerekçesiyle tapu iptali-tescil yönünden davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçiminden, davanın taraf muvazaası hukuksal nedeninden kaynaklandığı anlaşılmakta ise de, temyiz edenin sıfatına göre bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
Diğer taraftan, davacı vekilinin Aile Mahkemesinin kesinleşen görevsizlik kararına yönelik öteki temyiz itirazları dinlenemeyeceğinden, reddine.
Ancak, resen gözetilmesi gereken şahsiyetin ölümle son bulacağına ilişkin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 28. maddesi hükmü ve Devletin, bütün taşınmazların hukuki ve geometrik durumlarını belirleyerek doğru sicile bağlama yolunda benimsediği genel ilke (dolu pafta sistemi) uyarınca, yargılama sırasında ölen davacının mirasçıları adına miras payları oranında tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerekirken, ölü kişi(davacı) adına tescile karar verilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazı açıklanan nedenden ötürü yerindedir.
Ne var ki; anılan husus yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından, mahkeme kararının hüküm kısmının 1. bendinin ″Davalı adına kayıtlı payın 2/4 kabul edilerek 1/2"sinin davacı adına TESCİLİNE,″ şeklindeki cümlesinde yer alan ″davacı adına TESCİLİNE″ ibaresinin ″davacı ...′ın ... .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 06.04.2015 tarihli ve 2015/607-513 sayılı veraset ilamında gösterilen mirasçıları adına miras payları oranında TESCİLİNE,″ şeklinde düzeltilmesine ve kararın bu hali ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7. maddesi uyarınca DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın temyiz edene geri verilmesine, 26/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.