Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17872 Esas 2018/3906 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
13. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/17872
Karar No: 2018/3906
Karar Tarihi: 29.03.2018

Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/17872 Esas 2018/3906 Karar Sayılı İlamı

13. Hukuk Dairesi         2016/17872 E.  ,  2018/3906 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi



    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

    K A R A R

    Davacı, davalı şirket ile imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamında davalı şirket nezdinde çalışan dava dışı işçi tarafından işçi alacaklarının tahsiline ilişkin İş Mahkemesinde açılan dava sonucu verilen karara istinaden başlatılan icra takibi nedeniyle dava dışı işçiye ödeme yapmak zorunda kaldıklarını, ödenen bedelin davalı şirketin sorumluluğunda olduğunu ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 6.930,56 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, davalı şirket hakkında verilen iflas kararının 22.6.2009 tarihi itibarı ile ticaret siciline tescil edilmesi nedeniyle tüzel kişi sıfatı sona erdiğinden taraf ehliyetinin olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, asıl işveren davacının, davalı şirket tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı miktarın rücuen tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne yazılan müzekkere sonucu gelen cevap üzerine davalı şirket hakkında verilen iflas kararının ticaret siciline tescil edilmesi üzerine tüzel kişiliği sona erdiğinden dolayı taraf sıfatı kalmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiştir. Davanın açıldığı tarihte davalı şirket hakkında verilen iflas kararı kesinleşmiş ise de iflas kapanış onayı yapılarak ticaret sicilindeki kaydının kapatılıp kapatılmadığı hakkında mahkemece bir araştırma yapılmamıştır. Şirket hakkında iflas kararı verilmesi ve hatta bu kararın kesinleşmesi ile taraf sıfatı sona ermemekte; şirketin tüzel kişiliği tasfiye amacıyla sınırlı olarak devam etmekte olup müflis şirket aleyhine açılan davanın takibinin ise şirketçe değil iflas masası tarafından yapılması gerekir. O halde, mahkemece, iflas eden davalı şirketin ticaret sicilinden terkin edilip edilmediği hususunda araştırma yapılarak, terkin edilmemiş ise; pasif husumet ehliyetinin bulunduğu ve taraf olduğu kabul edilerek şirketi temsilen iflas masasının davaya dahil edilmesi, terkin edilmiş ise; davacıya şirketi ihya için süre verilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, değinilen bu yön gözardı edilerek eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.