Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/1124
Karar No: 2016/905
Karar Tarihi: 29.06.2016

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/1124 Esas 2016/905 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2014/1124 E.  ,  2016/905 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 3.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki “haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, unvandan ibare terkini ve manevi tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 3. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 27.12.2011 gün ve 2009/68 E., 2011/284 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 27.03.2013 gün ve 2012/5898 E., 2013/6076 K. sayılı ilamı ile;
    "...Davacı vekili, müvekkilinin uzun zamandır İstanbul Başakşehir İlçesi"nde akaryakıt ve petrol ürünleri ticareti ile uğraştığını, müvekkilinin maruf ve meşhur hale getirdiği şirket unvanını, 25/09/2002 tarihinde ticaret siciline tescil ettirdiğini, ayrıca Başakşehir ibaresini taşıyan marka başvurularının da bulunduğunu, davalının ise unvanını 22/04/2008 tarihinde tescil ettirdiğini, ticaret unvanını kullanma hakkının münhasıran müvekkiline ait olduğunu, aynı zamanda davalının, müvekkiline ait Başakşehir Akaryakıt, Başakşehir Petrol ve Başakşehir markalarını kullanarak haksız rekabette bulunduğunu, davalının reklamlarında “Başakşehir Petrol Total Ailesine Katıldı” ifadelerini kullanmasının da müvekkili ile bağlı bulunduğu BP grubu arasında sorunlara yol açtığını ileri sürerek aynı işle iştigal eden davalının, müvekkilinin ticaret unvanına, işletme adına ve marka hakkına tecavüz ederek yaptığı eylemin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, men’ini, "Başakşehir" ibaresinin ticaret unvanından terkinin, anılan ibarenin yazılı olduğu tabela, basılı evrak ve sair tanıtım araçları ile mamullerin toplatılmasını, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan reeskont faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalı şirket unvanında yer alan Başakşehir kelimesinin İstanbul’un bir ilçesinin adı olduğunu, davacı unvanında bulunan gıda, nakliyat, oto kelimelerinin müvekkili unvanında bulunmadığını, müvekkili ticaret unvanı ile davalı unvanının farklı olduğunu, ayrıca söz konusu markaların davacı adına tescil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, herkes tarafından kullanılabilecek bir ilçe isminin bir kişinin tekeline bırakılmayacağını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının Başakşehir ibaresini başlı başına davacı markasına tecavüz eder şekilde kullandığına dair somut delil sunulamadığı, davalının anılan ibareyi tescilli ticaret unvanı çerçevesinde kullandığı, bu halde de davalının fiilinin haksız rekabet ve markaya tecavüz oluşturmadığı, ancak davacının Başakşehir Petrol Ürünleri Gıda Nakliye ve Otomotiv Tic. Ltd. Şti. unvanını çok önceki tarihlerde ticaret sicile tescil ettirdiği ve Başakşehir ibareli marka başvuruları bulunduğu halde, aynı sektörde faaliyette bulunan davalının ticaret unvanına belirleyici unsur niteliğindeki Başakşehir ibaresini almak suretiyle TTK"nın 54. maddesine aykırı hareket ettiği, aynı sektörlerde faaliyet göstermeleri sebebiyle davacının unvanından haberdar olduğu, davalının basiretli tacir gibi hareket etmediği gerekçesiyle ticaret unvanının terkinine yönelik talebin kabulü ile, davalının ticaret sicilindeki tescilli unvanından Başakşehir ibaresinin terkinine, diğer taleplerinin ise reddine karar verilmiştir.
    Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
    1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Davacı, davalının reklam amaçlı promosyon olarak müşterilere dağıttığı araba kokusu, ıslak mendil gibi ürünler üzerinde adına tescil edilen “Başakşehir” markasının kullanılmasının marka hakkına tecavüz oluşturduğunu iddia etmiştir. 556 sayılı KHK"nın 9/2-d maddesi uyarınca markayı oluşturan işaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması marka tescilinden doğan hakların kapsamında kalır.
    Dosyada mevcut belgelere göre, davacının dava tarihinden önce yapmış olduğu üç adet marka başvurusunun yargılama sırasında kesinleşerek TPE tarafından sicile kaydedildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacı markalarının başvuru, yayın ve tescil tarihleri itibariyle 556 sayılı KHK"nın 9/son ve aynı maddenin 2. fıkrasının d bendi kapsamında tartışılarak davacı iddiasının değerlendirilmesi gerekirken anılan husus gözönüne alınmaksızın bu yöne ilişkin istemin reddi doğru olmamış, kararın bu nedenle davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir..."
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, ticaret unvanına ve marka haklarına tecavüz nedeniyle haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, davalının ticaret unvanından ibare terkini ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraf vekillerinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, önceki gerekçelerine ilave olarak bozmaya konu araba kokusu ve ıslak mendil paketlerinde yer belirtmek amacıyla “Total Başakşehir” ve “Başakşehir Petrol” ibarelerinin adres de belirtilmek suretiyle kullanıldığı, araç sürücülerince de sürekli bu ibarelerin bu şekilde kullanıldığı, davalının kullandığı dönemde henüz davacı marka başvurusundan haberdar dahi olamayacağı ve dolayısıyla davalının bu fiilinin markaya tecavüz oluşturmayacağı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    Direnme kararını temyize davacı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşme sırasında, işin esasının incelenmesinden önce, temyize konu kararın gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; dolayısıyla, temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı, yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu, ön sorun olarak değerlendirilmiştir.
    Bilindiği üzere; direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanunun 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 429. maddesi).
    Eş söyleyişle; mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması halinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
    Somut olayda Özel Daire bozma ilamında; davalının reklam amaçlı promosyon olarak müşterilere dağıttığı araba kokusu, ıslak mendil gibi ürünler üzerinde davacı adına tescil edilen “Başakşehir” markasını kullanılmasının 556 sayılı KHK"nin 9/son ve aynı maddenin 2. fıkrasının (d) bendi kapsamında tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerektiğinin belirtilmesi üzerine yerel Mahkemece bu tartışma direnme olarak adlandırılan kararda yapılarak davalı kullanımının davacının marka haklarına tecavüz oluşturmadığı gerekçesiyle bu yöne ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Mahkemenin direnme olarak adlandırdığı temyize konu kararın bu haliyle, Özel Daire bozma ilamı gereği yerine getirilerek oluşturulmuş yeni bir hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
    Hal böyle olunca; bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi, Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
    S O N U Ç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 11. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE, 29.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi