15. Hukuk Dairesi 2016/402 E. , 2016/2522 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, bakiye iş bedelinin tahsili için yürütülen icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkin olup, mahkemenin; davanın reddine dair kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı; fason dikim işi nedeniyle taraflar arasında sözleşme ilişkisi olduğunu, iş bedeli olan iki adet fatura karşılığı 32.921,98 TL"den kalan 5.400,00 TL bakiye iş bedelinin ödenmediğini ve bu miktar için sebepsiz reklamasyon faturası kesildiğini, ve buna karşılık iade faturası kestiklerini, bu alacak için ... İcra Müdürlüğü"nün 2013/1075 Esas sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde borca itiraz edildiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptâline takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini istemiş, davalı; işin ayıplı yapıldığını, bu nedenle bedelde indirim konusunda anlaştıkları için 5.400,00 TL bedelli reklamasyon faturası kesilerek davacı tarafa teslim edildiğini, bu faturaya itiraz edilmediğini belirterek davanın reddine ve kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiş, mahkemece davacının reklamasyon faturasını almasına rağmen yasal süresi içinde itiraz etmediğinden fatura içeriğini kabul etmiş sayılacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TBK"nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen ve konusu fason dikim işi olan eser sözleşmesine dayalı olarak bakiye iş bedelinin ödenmediği iddiasıyla yapılan takibe itiraz nedeniyle İİK"nın 67. maddesine göre açılmış itirazın iptâli davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, fason dikim işine ilişkin olmasına göre eser sözleşmesinden kaynaklanmış olup davanın çözümlenmesinde uygulanması gereken hükümler, 6098 sayılı TBK"nın 470 ve devamı maddeleridir. Eser sözleşmesinde ayıba dair hükümler, TBK"nın 474-478 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK"nın 475. maddesi ayıbı işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırı bulunması olarak tanımlamıştır. Ayıp eserde olması gereken lüzumlu vasıfların veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. Açık ayıplarda TBK"nın 474/1. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz (geç sayılmayacak bir süre içinde) eseri gözden geçirip varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekir. Sonradan ortaya çıkan ayıpta yani gizli ayıplarda ise TBK"nın 477/3. maddesine göre ayıp ortaya çıktıktan sonra gecikmeksizin ayıp ihbarının yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları 6098 sayılı TBK"nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre iş sahibinin seçimlik hakları; sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını veya ayıbın giderilmesini talep etme haklarıdır. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet kaideleri gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması halinde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmaması halinde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir.
Ayıptan doğan zararın varlığı ve miktarı ile zarardan sorumluluğu gerektiren kusurun kanıtlanması konusunda ispat kurallarına bakılmalıdır. HMK"nın 190/1. maddeye göre ispat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Bu nedenle ayıptan doğan hakların kullanılması için iş sahibi eserin ayıplı olduğunu kanıtlamak zorundadır.
Mahkemece süresinde itiraz edildiği ispatlanmayan reklamasyon faturası ile ayıbın varlığı ve ayıp nedeniyle indirilmesi gereken miktarın belirlendiği kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir. Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami "yedi gün" içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK"nın 21/1. maddesindeki ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir düzenlemesi de faturanın mal ve hizmet teslimi üzerine düzenleneceğini ortaya koymaktadır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; ayıp nedeniyle indirim gereken miktar için kesilen reklamasyon faturası 6102 sayılı TTK"nın 21. maddesi anlamında fatura olmadığından, aynı maddenin 2. bendi gereğince 8 gün içinde itiraz edilmemiş olması, içeriğinin kabul edilmiş sayılması sonucunu doğurmaz. Dosya kapsamındaki deliller ve özellikle tanıklar ..., ... ve ..."ın beyanları ve bilirkişi raporuyla açık ayıp niteliğinde olduğu saptanan ayıpların süresinde ihbar edildiği anlaşılmakta ise de keşif sırasında bilirkişi incelemesine tabi tutulan 65 adet pantolon dışındaki diğer pantolonlarda bulunan ayıbın varlığı ve niteliği davalı tarafça ispatlanmadığı gibi tekstil mühendisi bilirkişi raporunun sonuç kısmı 3. bendine göre tespit edilen renk farkının tekstil piyasasında dokuma ürünlerinde yaklaşık olarak % 3 oranına tekabül eden üretim firesinin yarısına denk gelen % 1,46 oranında olup davalı iş sahibi tarafından tolore edilmesi gerektiğinin belirtildiği bu haliyle renk farklılığı şeklindeki ayıpların bedelde indirim, onarım ya da eserin reddini gerektirir nitelikte olmadığından taraflar arasında ödenmediği ihtilâfsız olan 5.400,00 TL üzerinden davanın kabulüne karar vermek gerektiği halde yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 03.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.