3. Hukuk Dairesi 2017/6386 E. , 2019/2248 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiracılık sıfatının tespiti davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı ile 04/03/2002 tarihinde, 5 yıl süreli kira sözleşmesi düzenlendiğini, davalının sözleşmenin sona erdiğinden bahisle kiralananın tahliyesini istediğini ancak kira sözleşmesinin özel hukuk ilişkisi gereğince düzenlendiğini, fesih koşullarının gerçekleşmediğini belirterek tahliye kararının iptali ile kiracılık sıfatının tespitine karar verilmesini talep etmiştir
Davalı, davaya konu taşınmazın 2886 sayılı Yasaya göre ihaleyle kiraya verildiğini, kira süresinin 15/04/2016 tarihinde bitmiş olacağından her zaman tahliye istenebileceğini beyanla davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davacının söz konuşu taşınmazda 2886 sayılı Yasa uyarınca yapılan ihale ile kiracılık sıfatını kazandığı ancak ihale süresinin bitiminden itibaren davalı idare ile günümüze dek her yıl yenilenen kira sözleşmesi ile taşınmazı kullanmaya devam ettiği, davalı idare ile her yıl yenilenen veya bir önceki yılın şartlarını taşıyan kira akdinin uzatılmasına dair kira sözleşmelerinin davalının ileri sürdüğü şekilde 2886 sayılı Yasa uyarınca ihale yerine geçmeyeceği, ihale süresinin bitiminden sonra taşınmazın yeniden ihaleye çıkarılmadığı, bunun yerine Borçlar Kanunu Hükümleri esas alınarak kira sözleşmeleri düzenlendiği, taşınmazın Borçlar Kanunun tahliyeye yönelik hükümlerine bağlı olunarak tahliyesinin istenebileceği, davalı idarenin tahliye talebinin hukuka aykırı olduğu, dava tarihi itibari ile davacının kiracılık sıfatının bulunduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile kiracılık sıfatının devam ettiğinin tespitine, muarazanın bu şekilde giderilmesine, karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
2886 Sayılı Devlet İhale Kanununun 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi ile değişik “Ecrimisil ve Tahliye” başlıklı 75.maddesinin 3 ve 4.fıkrasında; “kira sözleşmesinin bitim tarihinden itibaren işgalin devam etmesi halinde, sözleşmede hüküm var ise ona göre hareket edilir. Aksi halde ecrimisil alınır. İşgal edilen taşınmaz mal, idarenin talebi üzerine bulunduğu yer mülkiye amirince en geç onbeş gün içinde tahliye ettirilerek, idareye teslim edilir.” hükmü bulunmaktadır. Bu madde önceleri sadece Hazine tarafından bu kanun hükümlerine göre kiraya verilen taşınmazlar hakkında uygulanırken, 13.7.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5393 Sayılı Belediye Kanununun 15/p-3 maddesi hükmüyle Belediyeye, 5538 Sayılı Kanunun 26/b maddesi uyarınca İl Özel İdarelerine, 5737 Sayılı Kanunun 79/c maddesi uyarınca Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait taşınmazlar hakkında ve son olarak 21.03.2018 tarihli ve 7103 sayılı kanunun 26. Maddesiyle 2886 sayılı kanunun 75/1-ilk cüm. Maddesinde yapılan değişiklikle de " özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar " ibaresi eklenerek, özel bütçeli idarelerin mülkiyetinde bulunan taşınmaz mallar içinde uygulanması öngörülmüştür. Bu madde ile adı geçen kurumlara tahliye konusunda bir ayrıcalık tanınmıştır. Yasal süre bitiminden itibaren ecrimisil alınacağı hüküm altına aldığından, 2886 Sayılı Yasanın 1. maddesi uyarınca usulüne uygun yeni bir sözleşme yapılmadıkça kiracıyı fuzuli şagil kabul etmek gerekir.
Hazine, Özel Bütçeli İdareler, Vakıflar Genel Müdürlüğü, İl Özel İdareleri ve Belediyeler 2886 Sayılı Yasa uyarınca kiraya verdikleri taşınmazlarını, kira süresi sonunda, işgal ne kadar süre devam ederse etsin kiralananın 6570 Sayılı Yasaya ya da Borçlar Kanununa tabi olup olmadığına bakılmaksızın her zaman gerek mahkemeden gerekse mülkiye amirinden tahliyesini isteyebilirler. Ecrimisil olarak alınması gereken paranın “kira parası” adı altında alınmış veya ödenmiş olması, taraflar arasındaki kira sözleşmesinin yenilendiği anlamına gelmez.
Somut olayda; dava konusu taşınmaz ilk olarak 22/07/1998 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi ile dava dışı Yaşar Sancar"a 2886 sayılı Yasa kapsamında ihale ile kiraya verilmiş olup, kiralananın devrine ilişkin alınan encümen kararları gereği yeni kiracılar ile sözleşmeler düzenlenmiş, yine kira sözleşmesinin kiracıya devrine ilişkin 04/03/2002 tarihli encümen kararına istinaden davacı ile 04/03/2002 başlangıç tarihli, beş yıl süreli kira sözleşmesi imzalanmıştır. Kira sözleşmesinin süresinin sona ermesine üzerine, her yıl alınan encümen kararları ile sözleşmenin aynı ihale şartları ile bir yıl süre ile yeni sözleşme yapılarak uzatılmasına karar verilmiş ve davacı ile birer yıl süreli yeni kira sözleşmeleri düzenlenmiştir. Mahkemece, kira sözleşmelerinin uzatılmasına dair kira sözleşmelerinin 2886 sayılı Kanun kapsamında ihale yerine geçmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de dava konusu kiralanan 2886 sayılı Yasa hükümleri gereğince kiraya verilmiş olup encümenin devir kararına istinaden davacı ile yapılan sözleşme ile yine encümen kararı gereği kira süresinin uzatılmasına ilişkin yapılan sözleşmeler, önceki sözleşmenin devamı niteliğinde olup 2886 sayılı Kanunun 75. maddesi gereğince kira sözleşmesinin süre bitiminde sona ereceği ve kiracının fuzuli şagil durumuna düşeceğini kabul etmek gerekir. Bu nedenle davacının kiracılık sıfatı sona erdiğinden bu nedenle davanın reddi gerekirken yazılı şeklide davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 19/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.