MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, hakaret suçuna ilişkin temyiz talebinin reddine dair 17.01.2015 tarihli karara karşı temyiz talebi bulunmadığı anlaşıldığından, tehdit suçu ile sınırlı olarak yapılan incelemede dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Taraflar arasında meydana gelen bir başka olayın duruşmasının yapıldığı gün, suça konu olayın gerçekleştiği, sanığın suçu kabul etmeyip, müşteki vekilinin ise soruşturma aşamasındaki şikayet dilekçesinde; olaya adliye polisi ile jandarma uzman çavuşunun da şahit olduğunu belirtmesi karşısında; bahsi geçen kişiler araştırılıp tanık olarak dinlenilmeden, ayrıca sanığa yüklenen eylemin ne şekilde ve hangi kanıtlara dayanılarak sübuta erdiği açıklanmadan, yalnızca katılan anlatımına dayanılarak eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması;
2-Kabule göre de;
Anayasa Mahkemesi"nin hükümden sonra 24.11.2015 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 Karar sayılı TCK"nin 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş ve sanık ...’ın temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, tebliğnameye uygun olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 25/10/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.