Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü : İİK.nun 361. maddesi gereğince icra müdürlüğünce borçludan fazla para tahsil edilerek alacaklıya ödendiği yahut yanlışlıkla bu tarafa para verildiği hesap neticesinde anlaşılırsa bu durumdan ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Somut olayda gözlendiği gibi, alacaklının genel haciz yolu ile başlattığı takipte borçlu itirazla takibin durmasını sağlamış, ayrıca bu aşamada 8.795.17 YTL ödemiştir. Asliye Ticaret Mahkemesinde açılan itirazın iptali davasının redle sonuçlanması üzerine icra müdürlüğünce yukarıda açıklanan madde hükmü gereğince paranın alacaklıdan geri istenmesine ilişkin 26.7.2007 tarihinde muhtıra tebliğ edilmiştir. Temerrüde düşürülmeden iade borçlusu (takip alacaklısı) faizden sorumlu tutulamaz. Anılan paranın iadesi için somut olayda İİK.nun 40/2. maddesinin uygulama yeri bulunmadığından kesinleşme gerekmez. Şu durumda mahkemece yapılması gereken iş; paranın iadesi için alacaklıya çıkarılan muhtıranın tebliğ tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik karar vermek gerekirken aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15.01.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.