Esas No: 2016/9595
Karar No: 2021/5750
Karar Tarihi: 30.11.2021
Danıştay 8. Daire 2016/9595 Esas 2021/5750 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/9595
Karar No : 2021/5750
DAVACI : ...
VEKİLİ : Av. ...
DAVALI : ... Kurulu Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
DAVANIN KONUSU :
Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 25. maddesinin (d) bendi ve 26. maddesi uyarınca Haliç Üniversitesi'nin faaliyetinin bir yıl süre ile geçici olarak durdurulmasına ve üniversite yönetiminin garantör üniversite olması sebebiyle İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesine ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın ... gün ve ... sayılı işlemi ile bu işleme dayanılarak davacının Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevinin sona erdirilmesine ilişkin işlem ve Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 25. maddesinin (d) bendinin ve 26. maddesinin iptali ve ayrıca 2547 sayılı Kanunun Ek 10. maddesinin Anayasa 130. maddesine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle iptali için Anayasa Mahkemesi önüne götürülmesi istenilmektedir.
DAVACININ İDDİALARI :
Vakıf yükseköğretim kuruluşlarının Anayasa’nın 130. maddesi hükmü gereğince idari ve mali hususlar konusunda tamamen bağımsız bir yapıda olduğu, 2547 sayılı Kanun’a 2880 sayılı Kanun’un 32. maddesi ile eklenen EK – 10. madde ile vakıf üniversitelerinin çalışmalarının denetleneceği yönündeki hükmün bu nedenle Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptali için Anayasa Mahkemesi'ne somut norm yoluyla götürülmesi gerektiği, işlemin sebep unsurunu oluşturan “gözetim ve denetim görevini yerine getirme ve iddiaların incelenmesini kasten engellemek” iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davalı idare elemenlarınca yetkileri dahilinde olan inceleme hususlarında zorluk gösterilmediği, davalı idarenin işleminde ... tarih ve ... sayılı rapor ile ... tarih ve... sayılı raporu işlemlerin sebebi olarak göstermesinin hukuka aykırı olduğu, zira o tarihlerde dava konusu Yönetmelik maddelerinin yürürlükte olmadığı, söz konusu Yönetmelik hükümlerinin geçmişe etkili olacak şekilde uygulanamayacağı, Haliç Üniversitesi rektör vekili, genel sekreter ve mütevelli heyeti başkanı (davacı) hakkındaki ceza soruşturması işlemin sebep unsuru olarak gösterilmişse de bu şahıslar hakkında verilen lüzum-u muhakeme kararlarına Danıştay 1. Dairesi nezdinde itiraz edildiği, davalı idarece yetkisi dahilinde olmayan hususları kapsamasına rağmen verilmesinde ısrar edilen bilgi ve belgelerin belirli bir hazırlık süresi sonunda verildiği, dava konusu işlemde kimin hangi yetkisini kötüye kullanarak inceleme ve denetleme faaliyetlerine engel olduğu yönünde bir belirlemenin bulunmadığı, Yönetmeliğin 25. maddesinin a, b ve c fıkraları sistematik olarak olaya uygulanmaksızın ve davalı idarece denetim ve gözetime engel olan kimseler hakkında görevden alma gibi işlemler tesis edilmeksizin dava konusu işlemin tesis edilmesinde hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu Yönetmelik hükümlerinin de Anayasa ve 2547 sayılı Kanun'a aykırı olduğu, Kanun'da düzenlenmeyen konular hakkında hükümler getirildiği, Kanun'un Ek-11.maddesinde hangi hallerde tedbir uygulanacağının belirtildiği, olayda ise bu koşulların gerçekleşmediği ileri sürülmektedir.
DAVALININ SAVUNMASI :
Anayasanın 131. maddesi ve 2547 sayılı Kanunun 6/(a), (b), (o) madde hükümleri uyarınca yükseköğretim kurumlarının gözetim ve denetim görevinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı'nın uhdesinde olduğu, 6569 sayılı Kanunla EK-11’e eklenen fıkraların Anayasa’ya aykırı olduğuna yönelik iddiaların ... Mahkemesi’nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla reddedildiği, dolayısıyla, bu Kanun hükümlerine dayanılarak çıkarılan dava konusu Yönetmelikte de hukuka aykırılık bulunmadığı, Yönetmelik hükümlerinin geçmişe etkili olarak uygulandığı iddiasının doğru olmadığı, çünkü, denetimin halen yürütülmekte olduğu, üniversitenin denetime engel olmasından kaynaklı ortaya çıkacak sorunların Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra başlayan eğitim öğretim yılında ortaya çıkacağı, denetlettirmeme fiilindeki temadi durumun dikkate alınması gerektiği, olağan denetimin engellenmesi dolayısıyla denetimlere kısmen 08.12.2015 tarihinde başlandığı ve bahse konu genel denetime dair raporun 07.03.2016 tarihinde düzenlendiği, denetime kasten engel olunduğu, yapılan denetimlerde, yapılacak denetimi haber veren yazı ile denetimde talep edilen belgeleri içeren yazının tebliğ alınmaktan imtina edildiği, Üniversite yetkililerince ek süre talebinde bulunulması üzerine verilen ek süre sonunda Üniversite tarafından herhangi bir geri dönüş yapılmadığı, 2014-2015 genel denetim kapsamında 25.08.2015 tarihli yazıyla 09.10.2015’e kadar gönderilmesi istenilen belgelerin gönderilmemesi üzerine Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından 23.10.2015 tarihli yazıyla yetkililerin uyarılmasına rağmen gerekenin yapılmadığı, 02.11.2015 tarihli yazıyla yine evrakın hazırlanması gerektiği bildirilmesine rağmen gerekli evrakların hazırlanmadığı, 09.11.2015 tarihinde olağan genel denetim için Üniversite'ye gidildiğinde mali bilgi ve belgelerin verilmediği, mütevelli heyet başkanı (davacı) tarafından yazılan 11.11.2015 tarihli yazıda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı’nın üniversite üzerinde denetim yetkisi bulunmadığı belirtilerek gerekli evrakların yine sunulmadığı, olağan genel denetim için 07.12.2015 tarihinde tekrar Üniversiteye gidildiğinde bazı bilgilerin hatalı verildiği, mali bilgi ve belgelerin verilmediği, genel denetim çalışmaları sonunda hazırlanan rapordaki belirlemelere ilişkin Üniversiteden açıklama yapılması istenildiğinde Üniversite tarafından yeterli açıklama yapılmadığı, 28.01.2016 tarihinde gönderilen iki ihbar dilekçesinde dile getirilen kimi iddialara yönelik Üniversiteden belgeye dayalı tatminkar bir cevap verilmediği, dava konusu işlemden sonra yönetimin garantör üniversiteye geçmesi üzerine daha önce engellenen denetimin yapıldığı, (Garantör) İstanbul Üniversitesi tarafından durum tespitine ilişkin hazırlanan raporda Üniversite tarafından usulsüz işlemler yapıldığının ortaya konulduğu, tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : ...
DÜŞÜNCESİ : Dava; Haliç Üniversitesi'nin faaliyetinin bir yıl süre ile geçici olarak durdurulmasına ve üniversite yönetiminin garantör üniversite olarak İstanbul Üniversitesi'ne devredilmesine ilişkin Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın ... gün ve ... sayılı işlemi ile bu işleme dayanılarak davacının Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevinin sona erdirilmesine ilişkin işlem ile dayanağı Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin 25/d maddesi ile 26. maddesinin iptali ve 2547 sayılı Kanunun Ek 10. maddesinin, Anayasanın 130. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden bahisle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesine başvurulması istemiyle açılmıştır.
Bilindiği üzere, "İdare Hukukunda" yetki, idareye Anayasa ve yasalarla tanınmış olan karar alma gücünü ifade etmektedir. Bu yönüyle Anayasanın 123. maddesi uyarınca, kuruluş ve görevleri yasayla düzenlenmek durumunda olan idarelerin görev alanına giren konularda hazırlamış oldukları yönetmeliklerde dayanağı yasanın bütününe bağlı kalınması zorunlu olup yasayı ve yasanın amacını aşan veya yasa konusu alanlara girecek nitelikte düzenleme yapma olanağı bulunmamaktadır.
Öte yandan, idarelerin yasal düzenlemelerde yer almayan ancak idarelerin işleyişi ve kamu yararı için önceden belirlenmesi zorunlu bulunan teknik konu ve ayrıntıları yasal çerçeve içerisinde kalmak koşuluyla düzenleme yetkileri de bulunmaktadır.
Anayasanın 131. maddesi ile 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunun 6 ve 7. maddelerinde, yükseköğretim kurumlarının gözetim ve denetim görevinin Yükseköğretim Kurumu Başkanlığı'nın uhdesinde olduğu açıkça belirtilmiştir.
Bu çerçevede davacının Anayasa aykırılık iddiası yerinde görülmemiştir.
Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin başlığıyla birlikte 19/11/2015 tarihli ve 29537 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan yönetmelik ile değişik 25. maddesinde; "Vakıf yükseköğretim kurumlarında mevzuatın emrettiği hususların yerine getirilmemesi halinde, 2547 sayılı Kanun gereğince eylemlerinin ağırlık derecesine göre; yol gösterici, düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı nitelikte olmak üzere aşağıdaki önlemler uygulanır.
......
"d) Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması:
Aşağıdaki hallerde vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyeti bîr yıl süre ile Yükseköğretim Kurulu tarafından geçici olarak durdurulur ve yükseköğretim kurumunun yönetimi garantör devlet üniversitesi veya Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından kapasitesi dikkate alınarak belirlenecek aynı ildeki bir devlet üniversitesine verilir.
1) Vakıf yükseköğretim kurumu tarafından (c) bendinde yer alan öğrenci kontenjanı kısıtlanması veya öğrenci alımının durdurulması önlemine konu olan hususların belirlenen süre içerisinde düzeltilmemesi,
2) Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ile idari, mali ve ekonomik faaliyetlerinin gözetim ve denetimi ile inceleme ve soruşturma faaliyetlerine kasten engel olunması,
3) Vakıf yükseköğretim kurumunun mali durumunun eğitim-öğretim faaliyetini sürdüremeyecek ölçüde mali ve ekonomik rasyolar açısından zayıf olduğunun Yükseköğretim Denetleme Kurulu raporları ile tespit edilmesi,
4) Vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş taahhütlerinde yer alan mal varlığının Yükseköğretim Kurulundan izin alınmaksızın değiştirilmesi veya elden çıkarılması,
5) Tutulması gerekli defter ve kayıtların tahrif edilmesi, yok edilmesi veya gizlenmesi,
6) Vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet üyelerinin üniversite ile ilgili işlemlerde mali yönetim ve kontrol sistemini kasıtlı olarak zaafa uğratması. " hükmü
yine başlığıyla değişik 26. maddesinde;
"Yükseköğretim Kurulu tarafından faaliyet İzninin geçici olarak durdurulması kararının alındığı tarihte vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti başkanı, üyeleri ile rektörü veya müdürünün görevleri sona erer.
Bu tarihten itibaren faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresi boyunca yönetimi üstlenen devlet üniversitesinin rektörü ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun geçici mütevelli heyeti başkanı, üniversite yönetim kurulu da geçici mütevelli heyeti sıfatını kazanır.
Bu süre boyunca vakıf yükseköğretim kurumunun geçici mütevelli heyeti başkanı ve üyeleri mevzuatta tanımlanan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresince Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek Yükseköğretim Genel Kurulunun bir üyesi gözlemci sıfatıyla mütevelli heyeti toplantılarına katılır.
Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması önlemini gerektiren durumların ortadan kalkıp kalkmadığı eğitim öğretim yılı sonunda Yükseköğretim Kurulu tarafından değerlendirilir. Önlemi gerektiren durumların ortadan kalkmadığının tespit edilmesi halinde bu süre her defasında bir yıl uzatılır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresinin kesintisiz olarak üç yıl devam etmesi halinde vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izni kaldırılır ve faaliyet izninin kaldırılmasına ilişkin hükümler uygulanır.
Faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasını gerektiren hususların ortadan kalktığının Yükseköğretim Kurulu tarafından tespiti halinde, kurucu vakfın yönetim organı tarafından belirlenen vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti göreve başlar. Yeni oluşturulan mütevelli heyette, vakıf yükseköğretim kurumu hakkında faaliyet izninin geçici olarak durdurulması önleminin uygulanmasına eylemleri ile sebep olduğu tespit olunanlar yer alamaz." hükmü yer almaktadır.
Dava konusu edilen hükümler; 2577 sayılı Yasanın Ek 11. maddesinde verilen yetki çerçevesinde yapılmış olan düzenlemeler olup bu haliyle üst hukuk normalarına aykırılık bulunmamaktadır.
Yukarıda değinilen düzenlemelere dayanılarak tesis edilen işlemlere gelince;
Dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nın dava konusu ... gün ve ... sayılı işlemine dayanak gösterilen, ... günlü ve ... sayılı inceleme raporu ile ... günlü ve ... sayılı rapor ile; 2014-2015 Eğitim Öğretim Yılı Olağan Genel Denetim Raporlarından, yetkililerin genel olarak 11-14 Mayıs 2015 tarihinde Kağıthane yerleşkesinde gerçekleştirilmeye çalışılan denetim öncesi ve sırasında denetime dair resmi yazıları imzadan imtina etmeleri, 1 Haziran 2015 tarihinde, 8-12 Haziran arasında ikinci kez denetim yapılacağı husus bildirilerek gerekli istenilen bilgi belge evrak malzeme ve çalışma odası talebi Haliç Üniversitesi'ne iletilmiş olmasına rağmen üniversitenin cevabi yazında final dönemi mezuniyet vs gibi gerekçelerle istenilen belgelerin ancak iki ay içinde hazırlanabileceği bilgisinin verilerek, denetimin engellenmesi sebebiyle akademik ve idari kurulların oluşu, atama ve yükseltme işlemlerinin mevzuata uygun olup olmadığı, kurucu vakfın cari giderlere katkı payının mevzuatta belirlenen şekilde sağlanıp sağlanmadığı, finans yapısının mevcut yapıyı sürdürebilir olup olmadığı, serbest rekabet koşullarına uyulup uyulmadığı, kurucu vakfa veya üçüncü kişilere kaynak aktarımı niteliğinde işlemler olup olmadığı gibi hususların tespitinin yapılamadığı, dolayısıyla Yönetmeliğin yukarıda değinilen hükümlerine aykırı davranıldığı anlaşıldığından anılan işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Öte yandan, davacının denetleme tarihinde yayınlanmamış yönetmelik hükümlerine dayanılarak işlem tesis edildiği iddiası ise; denetime engel olma halinin birden fazla tekerrür etmiş olması ve denetlemenin ancak 2016 yılında tamamlanmış olması nedeniyle, hukuken itibar edilebilecek nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince duruşma için taraflara önceden bildirilen 24.11.2021 tarihinde, davacı ...'nun geldiği, davacı vekilinin gelmediği, davalı idare vekili Av. ...'nin geldiği, Danıştay Savcısının hazır olduğu görülmekle, açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip, duruşma tamamlandı. Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ SÜREÇ :
Haliç Üniversitesi yetkililerinin yapılmak istenen denetime kasıtlı olarak engel oldukları gerekçesiyle ... tarih ve ... sayılı işlemle Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 25/d ve 26. madde hükümleri uyarınca 1 yıl süreyle Haliç Üniversitesi'nin faaliyet izninin durdurulmasına, Üniversite yönetiminin garantör üniversiteye geçmesine karar verilmiş, aynı Yönetmeliğin 26. maddesi gereğince ayrıca bireysel işlem tesisine gerek olmaksızın vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti başkanının da görevi sona ermiş olup, Haliç Üniversite mütevelli heyet başkanı olan davacı tarafından ... tarih ve ... sayılı işlemin, mütevelli heyet başkanlığı görevine son verilmesine ilişkin işlemin ve bu işlemlerin dayanağı olan Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği’nin 25/d ve 26. madde hükümlerinin iptali istemiyle bakılmakta olan dava açılmıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE:
USUL YÖNÜNDEN:
Üye ... 'nın, davacının, Haliç Üniversitesi kurucu vakfı olan ... Vakfı mütevelli heyet üyesi seçilmesine ilişkin işlemlerin ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nin E: ..., K: ... sayılı kararıyla iptaline karar verildiği, anılan kararın 27.11.2018 tarihinde kesinleştiği görüldüğünden davacının davayı açmakta ehliyetli bulunmadığı yönündeki karşı oyuna karşılık, davacının Kurucu Vakıf tarafından en son 24.02.2016 tarihinde Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi olarak seçildiği ve üniversitenin faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasına ilişkin tesis edilen işlemlerden önceki son Üniversite mütevelli heyetinde yer aldığı anlaşıldığından davacının davayı açmakta ehliyetli olduğuna oyçokluğuyla karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi.
ESAS YÖNÜNDEN:
Anayasa'ya Aykırılık İddiasının İncelenmesi:
Davacının 2547 sayılı Kanunun Ek 10. maddesinin Anayasa'ya aykırı olduğuna yönelik iddiası ciddi görülmemiştir.
İlgili Mevzuat:
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 130. maddesinde; "Çağdaş eğitim-öğretim esaslarına dayanan bir düzen içinde milletin ve ülkenin ihtiyaçlarına uygun insan gücü yetiştirmek amacı ile; ortaöğretime dayalı çeşitli düzeylerde eğitim-öğretim, bilimsel araştırma, yayın ve danışmanlık yapmak, ülkeye ve insanlığa hizmet etmek üzere çeşitli birimlerden oluşan kamu tüzelkişiliğine ve bilimsel özerkliğe sahip üniversiteler Devlet tarafından kanunla kurulur.
Kanunda gösterilen usul ve esaslara göre, kazanç amacına yönelik olmamak şartı ile vakıflar tarafından, Devletin gözetim ve denetimine tabi yükseköğretim kurumları kurulabilir.
(...)
Üniversiteler ve bunlara bağlı birimler, Devletin gözetimi ve denetimi altında olup, güvenlik hizmetleri Devletçe sağlanır.
(...)
Yükseköğretim kurumlarının kuruluş ve organları ile işleyişleri ve bunların seçimleri, görev, yetki ve sorumlulukları üniversiteler üzerinde Devletin gözetim ve denetim hakkını kullanma usulleri, öğretim elemanlarının görevleri, unvanları, atama, yükselme ve emeklilikleri, öğretim elemanı yetiştirme, üniversitelerin ve öğretim elemanlarının kamu kuruluşları ve diğer kurumlar ile ilişkileri, öğretim düzeyleri ve süreleri, yükseköğretime giriş, devam ve alınacak harçlar, Devletin yapacağı yardımlar ile ilgili ilkeler, disiplin ve ceza işleri, mali işler, özlük hakları, öğretim elemanlarının uyacakları koşullar, üniversitelerarası ihtiyaçlara göre öğretim elemanlarının görevlendirilmesi, öğrenimin ve öğretimin hürriyet ve teminat içinde ve çağdaş bilim ve teknoloji gereklerine göre yürütülmesi, Yükseköğretim kuruluna ve üniversitelere Devletin sağladığı mali kaynakların kullanılması kanunla düzenlenir.
Vakıflar tarafından kurulan yükseköğretim kurumları, mali ve idari konuları dışındaki akademik çalışmaları, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden, Devlet eliyle kurulan yükseköğretim kurumları için Anayasada belirtilen hükümlere tabidir." hükümleri yer almaktadır.
Anayasa'nın 131. maddesinde ise; "Yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlamak, düzenlemek, yönetmek, denetlemek, yükseköğretim kurumlarındaki eğitim - öğretim ve bilimsel araştırma faaliyetlerini yönlendirmek bu kurumların kanunda belirtilen amaç ve ilkeler doğrultusunda kurulmasını, geliştirilmesini ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamak ve öğretim elemanlarının yetiştirilmesi için planlama yapmak maksadı ile Yükseköğretim Kurulu kurulur." hükmü bulunmaktadır.
Davanın açıldığı tarihteki haliyle, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu'nun Ek-2.maddesinde; "Vakıflar; kazanç amacına yönelik olmamak şartıyla ve mali ve idari hususlar dışında, akademik çalışmalar, öğretim elemanlarının sağlanması ve güvenlik yönlerinden bu Kanunda gösterilen esas ve usullere uymak kaydıyla, Yükseköğretim kurumları veya bunlara bağlı birimlerden birini veya birden fazlasını ya da bir üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsüne bağlı olmaksızın, ekonominin ihtiyaç duyduğu alanlarda yüksek nitelikli işgücü yetiştirmek amacıyla, bu Kanun hükümleri çerçevesinde kalmak şartıyla meslek yüksekokulu kurabilir." hükmüne, Ek-5.maddesinde; "Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarının, vakıf yönetim organı dışında en az yedi kişiden oluşan bir mütevelli heyeti bulunur. Mütevelli heyet üyeleri, vakıf yönetim organı tarafından dört yıl için seçilir, süresi biten üyeler yeniden seçilebilir. Mütevelli heyet üyelerinin yaş sınırlaması hariç Devlet memuru olma niteliklerine sahip bulunmaları ve en az üçte ikisinin lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olması gerekir. Mütevelli heyet üyeleri kendi aralarından bir başkan seçer. Mütevelli heyet vakıf yükseköğretim kurumunun tüzelkişiliğini temsil eder. Vakıf yükseköğretim kurumlarının yöneticileri Yükseköğretim Kurulunun olumlu görüşü alınarak mütevelli heyet tarafından atanır. Mütevelli heyet; vakıf yüksek öğretim kurumu yöneticilerine uygun gördüğü ölçüde yetkilerini devredebilir. Yükseköğretim kurumunda görevlendirilecek yöneticiler ve öğretim elemanları ile diğer personelin sözleşmelerini yapar, atamalarını ve görevden alınmalarını onaylar, yükseköğretim kurumunun bütçesini onaylar ve uygulamaları izler, ayrıca vakıfca hazırlanan yönetmelik hükümlerine göre diğer görevleri yürütür." hükmüne, Ek-6.maddesinde; "Kurulacak yükseköğretim kurumu, vakıf tüzelkişiliği dışında ayrı bir tüzelkişiliğe sahip olur ve bu kurumun gelirleri, geçici olarak dahi hiç bir suretle vakıf mamelekine veya hesaplarına intikal edemez. Vakıf yükseköğretim kurumuna doğrudan doğruya bağış ve yardım yapılabilir." hükmüne, Ek-10.maddesinde; "Vakıflar tarafından kurulacak yükseköğretim kurumları çalışmalarını Devlet yükseköğretim kurumları gibi, her ders yılı sonunda Yükseköğretim Kuruluna sunarlar. Bu kurumlar mali, idari ve ekonomik konularda Yüksekögretim Kurulunun gözetim ve denetimine tabidirler." hükmüne, Ek-11.maddesinde; "Vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarında, beklenen eğitim - öğretim düzeyinin yetersizliğinin Yükseköğretim Kurulunca tespit edilmesi ve durumun düzeltilmesi için gerekli uyarı ve önerilerin sonuçsuz kalması halinde bu kurumun faaliyeti Yükseköğretim Kurulunca durdurulur.(Ek fıkra: 19/11/2014-6569/31 md.) Eğitim-öğretim faaliyetlerini yürütmekle birlikte kurucu vakfa veya üçüncü şahıslara doğrudan ya da dolaylı kaynak aktardığı Maliye Bakanlığının görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenen nesnel ve ölçülebilir kriterlere göre tespit edilen vakıf yükseköğretim kurumları hakkında, verilen süre içerisinde aktarılan kaynağın vakıf yükseköğretim kurumuna iade edilmemesi hâlinde, Yükseköğretim Kurulu gerektiğinde düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırma şeklinde tedbir niteliğinde kararlar alır. (Ek fıkra: 19/11/2014-6569/31 md.) Vakıf yükseköğretim kurumlarının denetimi ve bu denetim sonucu ilgili yükseköğretim kurumu hakkında yol gösterici, düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı önlemlerin alınmasına ilişkin usul ve esaslar, Üniversitelerarası Kurulun görüşü alınarak Yükseköğretim Kurulu tarafından çıkarılan yönetmelikle düzenlenir." hükmüne, Ek-15. maddesinde; "Vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyetlerinin durdurulması halinde durdurulma süresince, kapatılması halinde ise temelli olarak, kurumun idaresi Yükseköğretim Kurulunca eğitim ve öğretimi sürdürmek veya tamamlamak üzere uygun bir Devlet yükseköğretim kurumunun vesayetine verilir. " hükmüne yer verilmiştir.
31.12.2005 tarih ve 26040 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Vakıf Yükseköğretim Kurumları Yönetmeliği'nin "Gözetim-Denetim ve değerlendirme esasları" başlıklı 24.maddesinde; "Vakıf yükseköğretim kurumları, eğitim öğretim ile idari, mali, ekonomik konularda Yükseköğretim Kurulunun gözetim ve denetimine tabidir. Bu kurumların, denetim ve değerlendirilmeleri Yükseköğretim mevzuatı ve diğer ilgili mevzuat uyarınca yürütülür. Yükseköğretim Kurulu vakıf yükseköğretim kurumlarının hesap, işlem ve faaliyetleri ile mallarını, yıl içinde veya yıllar itibarıyla denetleyebileceği gibi akademik birim, program, proje ve konu bazında da denetleyebilir. Vakıf yükseköğretim kurumları her ders yılı sonunda Yükseköğretim Kuruluna yıllık faaliyet raporu sunarlar ve Yükseköğretim Kurulunda bulunan diğer bilgi ve belgeler de göz önüne alınarak Yükseköğretim Kurulunca belirlenen plan çerçevesinde Yükseköğretim Denetleme Kurulu tarafından genel denetlemeye ve değerlendirmeye tabi tutulurlar. Bu kurumlar ayrıca Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından gerekli görülmesi halinde Yükseköğretim Denetleme Kuruluna verilecek görev kapsamında belirli bir döneme bağlı olmaksızın yıl içinde de denetlenebilir. Vakıf yükseköğretim kurumunun mütevelli heyeti tarafından onaylanan ayrıntılı bütçesinin bir örneği ile bütçenin uygulanmasına ilişkin esaslar ve harcamaya ilişkin yetkileri gösterir mütevelli heyet kararları Yükseköğretim Kuruluna gönderilir. Kurucu vakfın veya vakıfların yönetim organındaki her türlü değişiklik ile buna bağlı olarak değişen mali durum, değişikliğin gerçekleşmesinden itibaren en geç bir ay içinde Yükseköğretim Kuruluna bildirilir." hükmüne, "Vakıf yükseköğretim kurumlarının mevzuata aykırı işlem ve eylemleri hakkında uygulanacak önlemler" başlıklı 25.maddesinde; "Vakıf yükseköğretim kurumlarında mevzuatın emrettiği hususların yerine getirilmemesi halinde, 2547 sayılı Kanun gereğince eylemlerinin ağırlık derecesine göre; yol gösterici, düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı nitelikte olmak üzere aşağıdaki önlemler uygulanır. (...) d) Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması: Aşağıdaki hallerde vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyeti bir yıl süre ile Yükseköğretim Kurulu tarafından geçici olarak durdurulur ve yükseköğretim kurumunun yönetimi garantör devlet üniversitesi veya Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından kapasitesi dikkate alınarak belirlenecek aynı ildeki bir devlet üniversitesine verilir.
1) Vakıf yükseköğretim kurumu tarafından (c) bendinde yer alan öğrenci kontenjanı kısıtlanması veya öğrenci alımının durdurulması önlemine konu olan hususların belirlenen süre içerisinde düzeltilmemesi,
2) Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ile idari, mali ve ekonomik faaliyetlerinin gözetim ve denetimi ile inceleme ve soruşturma faaliyetlerine kasten engel olunması,
3) Vakıf yükseköğretim kurumunun mali durumunun eğitim-öğretim faaliyetini sürdüremeyecek ölçüde mali ve ekonomik rasyolar açısından zayıf olduğunun Yükseköğretim Denetleme Kurulu raporları ile tespit edilmesi,
4) Vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş taahhütlerinde yer alan mal varlığının Yükseköğretim Kurulundan izin alınmaksızın değiştirilmesi veya elden çıkarılması,
5) Tutulması gerekli defter ve kayıtların tahrif edilmesi, yok edilmesi veya gizlenmesi,
6) Vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet üyelerinin üniversite ile ilgili işlemlerde mali yönetim ve kontrol sistemini kasıtlı olarak zaafa uğratması." hükmüne, "Faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasının hüküm ve sonuçları" başlıklı 26. maddesinde; "Yükseköğretim Kurulu tarafından faaliyet izninin geçici olarak durdurulması kararının alındığı tarihte vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti başkanı, üyeleri ile rektörü veya müdürünün görevleri sona erer. Bu tarihten itibaren faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresi boyunca yönetimi üstlenen devlet üniversitesinin rektörü ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun geçici mütevelli heyeti başkanı, üniversite yönetim kurulu da geçici mütevelli heyeti sıfatını kazanır. Bu süre boyunca vakıf yükseköğretim kurumunun geçici mütevelli heyeti başkanı ve üyeleri mevzuatta tanımlanan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresince Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek Yükseköğretim Genel Kurulunun bir üyesi gözlemci sıfatıyla mütevelli heyeti toplantılarına katılır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması önlemini gerektiren durumların ortadan kalkıp kalkmadığı eğitim öğretim yılı sonunda Yükseköğretim Kurulu tarafından değerlendirilir. Önlemi gerektiren durumların ortadan kalkmadığının tespit edilmesi halinde bu süre her defasında bir yıl uzatılır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresinin kesintisiz olarak üç yıl devam etmesi halinde vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izni kaldırılır ve faaliyet izninin kaldırılmasına ilişkin hükümler uygulanır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasını gerektiren hususların ortadan kalktığının Yükseköğretim Kurulu tarafından tespiti halinde, kurucu vakfın yönetim organı tarafından belirlenen vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti göreve başlar. Yeni oluşturulan mütevelli heyette, vakıf yükseköğretim kurumu hakkında faaliyet izninin geçici olarak durdurulması önleminin uygulanmasına eylemleri ile sebep olduğu tespit olunanlar yer alamaz." hükümleri yer almaktadır.
Dava Konusu Yönetmeliğin İncelenmesi:
Dava konusu Yönetmelik hükümleri şu şekildedir:
"Vakıf yükseköğretim kurumlarının mevzuata aykırı işlem ve eylemleri hakkında uygulanacak önlemler
Madde 25 – (Başlığıyla birlikte değişik:RG-19/11/2015-29537)
Vakıf yükseköğretim kurumlarında mevzuatın emrettiği hususların yerine getirilmemesi halinde, 2547 sayılı Kanun gereğince eylemlerinin ağırlık derecesine göre; yol gösterici, düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı nitelikte olmak üzere aşağıdaki önlemler uygulanır.
d) Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması:
Aşağıdaki hallerde vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyeti bir yıl süre ile Yükseköğretim Kurulu tarafından geçici olarak durdurulur ve yükseköğretim kurumunun yönetimi garantör devlet üniversitesi veya Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından kapasitesi dikkate alınarak belirlenecek aynı ildeki bir devlet üniversitesine verilir.
1) Vakıf yükseköğretim kurumu tarafından (c) bendinde yer alan öğrenci kontenjanı kısıtlanması veya öğrenci alımının durdurulması önlemine konu olan hususların belirlenen süre içerisinde düzeltilmemesi,
2) Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ile idari, mali ve ekonomik faaliyetlerinin gözetim ve denetimi ile inceleme ve soruşturma faaliyetlerine kasten engel olunması,
3) Vakıf yükseköğretim kurumunun mali durumunun eğitim-öğretim faaliyetini sürdüremeyecek ölçüde mali ve ekonomik rasyolar açısından zayıf olduğunun Yükseköğretim Denetleme Kurulu raporları ile tespit edilmesi,
4) Vakıf yükseköğretim kurumunun kuruluş taahhütlerinde yer alan mal varlığının Yükseköğretim Kurulundan izin alınmaksızın değiştirilmesi veya elden çıkarılması,
5) Tutulması gerekli defter ve kayıtların tahrif edilmesi, yok edilmesi veya gizlenmesi,
6) Vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyet üyelerinin üniversite ile ilgili işlemlerde mali yönetim ve kontrol sistemini kasıtlı olarak zaafa uğratması."
Faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasının hüküm ve sonuçları
Madde 26 – (Başlığıyla birlikte değişik:RG-19/11/2015-29537)
Yükseköğretim Kurulu tarafından faaliyet izninin geçici olarak durdurulması kararının alındığı tarihte vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti başkanı, üyeleri ile rektörü veya müdürünün görevleri sona erer.
Bu tarihten itibaren faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresi boyunca yönetimi üstlenen devlet üniversitesinin rektörü ilgili vakıf yükseköğretim kurumunun geçici mütevelli heyeti başkanı, üniversite yönetim kurulu da geçici mütevelli heyeti sıfatını kazanır.
Bu süre boyunca vakıf yükseköğretim kurumunun geçici mütevelli heyeti başkanı ve üyeleri mevzuatta tanımlanan görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresince Yükseköğretim Kurulu tarafından belirlenecek Yükseköğretim Genel Kurulunun bir üyesi gözlemci sıfatıyla mütevelli heyeti toplantılarına katılır.
Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması önlemini gerektiren durumların ortadan kalkıp kalkmadığı eğitim öğretim yılı sonunda Yükseköğretim Kurulu tarafından değerlendirilir. Önlemi gerektiren durumların ortadan kalkmadığının tespit edilmesi halinde bu süre her defasında bir yıl uzatılır. Faaliyet izninin geçici olarak durdurulması süresinin kesintisiz olarak üç yıl devam etmesi halinde vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyet izni kaldırılır ve faaliyet izninin kaldırılmasına ilişkin hükümler uygulanır.
Faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasını gerektiren hususların ortadan kalktığının Yükseköğretim Kurulu tarafından tespiti halinde, kurucu vakfın yönetim organı tarafından belirlenen vakıf yükseköğretim kurumu mütevelli heyeti göreve başlar. Yeni oluşturulan mütevelli heyette, vakıf yükseköğretim kurumu hakkında faaliyet izninin geçici olarak durdurulması önleminin uygulanmasına eylemleri ile sebep olduğu tespit olunanlar yer alamaz.
Davacı tarafından, Anayasa'nın 130. maddesinde vakıflarca kurulan yükseköğretim kurumlarının idari ve mali yönlerden bağımsız olduğu, dava konusu Yönetmelik hükümlerinin 2547 sayılı Kanun'da düzenlenmediği, Kanun'da yer almayan hususlarda Yönetmelik ile düzenleme yapılamayacağı, 2547 sayılı Kanun'un Ek-11.maddesinde tedbir uygulanabilecek hallerin “eğitim – öğretim düzeyi yetersizliği, üçüncü şahıslara ve özellikle kurucu vakfa kaynak aktarımı” ile sınırlı olarak sayıldığı, anılan Yönetmeliğin ise geniş bir uygulama alanı yarattığı ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek 25. maddenin (d) bendinin ve 26. maddenin tamamının iptaline karar verilmesi istenilmiştir.
Her ne kadar bahse konu 25. maddenin (d) bendinin tamamının iptali istenilmiş ise de, dava konusu edilen bireysel işlemlerin 25. maddenin (d) bendinin "Aşağıdaki hallerde vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyeti bir yıl süre ile Yükseköğretim Kurulu tarafından geçici olarak durdurulur ve yükseköğretim kurumunun yönetimi garantör devlet üniversitesi veya Yükseköğretim Genel Kurulu tarafından kapasitesi dikkate alınarak belirlenecek aynı ildeki bir devlet üniversitesine verilir. (...)2) Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ile idari, mali ve ekonomik faaliyetlerinin gözetim ve denetimi ile inceleme ve soruşturma faaliyetlerine kasten engel olunması," hükümlerine dayanılarak tesis edildiği görüldüğünden inceleme bu kısma yönelik olarak yapılmıştır.
2547 sayılı Kanun'un Ek-11. maddesinde vakıf yükseköğretim kurumlarının denetimi ve bu denetim sonucu ilgili yükseköğretim kurumu hakkında yol gösterici, düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırıcı önlemlerin alınmasına ilişkin usul ve esasların Yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmış olup, söz konusu hükmün iptali istemiyle ... Mahkemesi nezdinde açılan davada verilen ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararda; "(...) Kanun'un ek 11. maddesinin birinci fıkrasında, vakıflarca kurulacak yükseköğretim kurumlarında, beklenen eğitim-öğretim düzeyinin yetersizliğinin tespit edilmesi ve durumun düzeltilmesi için gerekli uyarı ve önerilerin sonuçsuz kalması hâlinde bu kurumun YÖK tarafından faaliyetinin durdurulacağı; ikinci fıkrasında, vakıf yükseköğretim kurumlarının kurucu vakfa veya üçüncü şahıslara doğrudan ya da dolaylı kaynak aktardığının nesnel ve ölçülebilir kriterlere göre tespit edilmesi durumunda ilgili vakıf yükseköğretim kurumu hakkında verilen süre içerisinde içerisinde aktarılan kaynağın yükseköğretim kurumuna iade edilmemesi halinde YÖK tarafından düzeltici, kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırma şeklinde tedbir niteliğinde karar verilebileceği hüküm altına alınmıştır. Böylece, vakıf yükseköğretim kurumlarının denetiminin kapsamı ve denetim sonucunda hangi müeyyidelerin uygulanacağına ilişkin kurallar hem yükseköğretim kurumları hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir şekilde düzenlenerek konuya ilişkin temel kurallar belirlenmiştir. Yönetmelikle düzenlenmesi öngörülen hususların Kanun'un ek 11. maddesinin birinci ve ikinci fıkraları göz önüne alınarak belirleneceği şüphesizdir. Kanunla belirlenen bu çerçeve içerisinde vakıf yükseköğretim kurumlarının denetimi ve bu denetim sonucunda ilgili yükseköğretim kurumu hakkında kısıtlayıcı veya faaliyet iznini kaldırma şeklinde önlemlerin alınmasına ilişkin teknik ve uygulamayı esas alan detayların belirlenmesi konusunda YÖK'e yetki verilmesi yasama yetkisinin devri niteliği taşımamaktadır. Bu itibarla, Anayasa'nın 131. maddesiyle yükseköğretim kurumlarının öğretimini planlama, düzenleme, yönetme, denetleme ve üniversitelere tahsis edilen kaynakların etkili bir biçimde kullanılmasını sağlamakla görevli olan YÖK'e, kanunla belirlenen çerçeve içerisinde vakıf yükseköğretim kurumlarının denetimi ve denetim sonucunda uygulanacak müeyyidelere ilişkin usul ve esaslar konusunda düzenleme yapma yetkisi verilmesinde, yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırılık teşkil eden bir husus bulunmamaktadır. Kuralda, vakıf yükseköğretim kurumlarında yürütülen eğitim, öğretim, araştırma, yayın ve benzeri etkinliklerin planlanması, düzenlenmesi ve icra edilmesi aşamalarına yönelik olarak YÖK'e herhangi bir düzenleme yetkisi tanınmadığından, vakıf yükseköğretim kurumlarının bilimsel özerkliğine müdahalede bulunulması da söz konusu değildir." gerekçeleriyle iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
Yukarıda alıntılanan mevzuat hükümleri ve ... Mahkemesi kararı da göz önüne alındığında, Anayasa'nın 130. ve 131. maddelerine göre vakıf yükseköğretim kurumlarının Yükseköğretim Kurulu'nun denetimine tabi olduğu, denetleme sonucunda uygulanacak önlemleri belirleme konusunda Kurul'un yetkili bulunduğu, uygulanacak bu önlemlerin çerçevesinin 2547 sayılı Kanun'un Ek-11. maddesinde belirlendiği, söz konusu kararların alınmasını gerektiren durumların teknik ve uygulamayı esas alan detaylar içermesi nedeniyle Yönetmelikle belirlenmesinin yasama yetkisinin devredilmezliği ilkesine aykırılık teşkil etmeyeceği, nitekim Yönetmelikte de fiillerin sonuçları ve ağırlığına göre kademeli bir karar sisteminin öngörüldüğü, eğitim-öğretim faaliyetinin aksamasına sebebiyet verecek, eğitim-öğretim faaliyetinin yeterliliğinin araştırılmasını, denetlenmesini engelleyecek, kaynak aktarımının tespitini güçleştirecek fiilerin tespiti halinde tedbir uygulanarak vakıf yükseköğretim kurumlarının idari, mali, ekonomik açıdan eğitim-öğretim faaliyetlerini devam ettiremeyecek duruma gelmeden önce veya bu durumun gerçekleşmesi halinde öğrencilerin eğitim-öğretim hakkının korunmasının amaçlandığı, dava konusu edilen "Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ile idari, mali ve ekonomik faaliyetlerinin gözetim ve denetimi ile inceleme ve soruşturma faaliyetlerine kasten engel olunması," fiilinin gerçekleşmesi halinde Üniversitenin 1 yıl süreyle faaliyet izninin geçici olarak durdurulacağına ve yönetiminin garantör devlet üniversitesi tarafından yürütüleceğine ilişkin hükmün de Kanunda çerçeve olarak belirlenen durumların tespit edilebilmesi için yapılan denetim sırasında gerçekleştirilen kasten engelleme eyleminin zararlı sonuçlarını ortadan kaldırmaya yönelik olduğu, bu şekilde eğitim öğretim faaliyetinin aksamasını önlemek ve düzgün işlemesini sağlamanın amaçlandığı anlaşıldığından Yönetmeliğin 25. maddesinin (d) fıkrasının dava konusu edilen kısmı yönünden hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Öte yandan, dava konusu Yönetmeliğin 26. maddesinde faaliyet izninin geçici olarak durdurulmasının hüküm ve sonuçlarının düzenlendiği, Üniversite hakkında uygulanan faaliyet izninin durdurulması önlemine bağlı olarak ortaya çıkması muhtemel sorunların giderilmesi ve eğitim-öğretim faaliyetinin kesintisiz yürütülebilmesine yönelik olarak Üniversitenin yönetim ve mali işlerinden sorumlu organlar hakkında hükümler getirildiği, nitekim 2547 sayılı Kanun'un işlem tarihinde yürürlükte olan Ek-15. maddesinin 3. fıkrasında da vakıf yükseköğretim kurumunun faaliyetlerinin durdurulması halinde durdurulma süresince kurumun idaresinin Yükseköğretim Kurulunca eğitim ve öğretimi sürdürmek veya tamamlamak üzere uygun bir Devlet yükseköğretim kurumunun vesayetine verileceğinin hükme bağlandığı anlaşıldığından anılan madde hükümlerinde de hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmamaktadır.
Haliç Üniversitesi'nin faaliyet izninin bir yıl süreyle geçici olarak durdurulması, yönetimin garantör üniversiteye geçmesi ve buna bağlı olarak davacının mütevelli heyet üyeliği görevine son verilmesine ilişkin tesis edilen bireysel işlemlerin incelenmesi:
Dava konusu birel işlemlerin hukuka uygun olup olmadığının saptanabilmesi için, söz konusu işlemlerin sebep unsurunu oluşturan "Vakıf yükseköğretim kurumlarının eğitim öğretim ile idari, mali ve ekonomik faaliyetlerinin gözetim ve denetimi ile inceleme ve soruşturma faaliyetlerine kasten engel olunması" fiilinin somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediğinin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Olayda, 11.05.2015 tarihinde YÖK tarafından yapılmaya çalışılan denetim sırasında üniversite yetkililerinin tebliğ evraklarını almaktan imtina ettiği, herhangi bir belgenin denetim görevlilerine sunulmadığı, denetim tarihinin 2-3 gün ertelenmesi talebi üzerine 08.06.2015 tarihinde gerçekleştirilmesi planlanan ikinci denetimin 11.06.2015’e ertelendiği, bu ertelemeye ilişkin resmi yazının da tebellüğden imtina edildiği, üniversite yetkililerince Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'na yazılan yazıda iki aylık ek süre talep edildiği ve fakat süre verildikten sonra Üniversite yönetimi tarafından herhangi bir geri dönüş yapılmadığı, 2014-2015 genel denetim kapsamında ... tarih ve ... sayılı yazıyla 09.10.2015’e kadar gönderilmesi istenilen mali bilgilerin gönderilmemesi üzerine Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı tarafından ... tarih ve ... sayılı yazıyla yetkililerin uyarıldıkları, ... tarih ve ... sayılı yazıyla evrakların hazırlanması hususu Üniversite yetkililerine tekrar bildirilmesine rağmen yine hazırlık yapılmadığı, 09.11.2015 tarihinde olağan genel denetim için Üniversiteye gidildiğinde mali bilgi ve belgelerin denetim görevlilerine verilmediği, YÖK’e iletilen şikayet dilekçesindeki mali konulara dair bilgi ve belge verilmesi istenildiğinde rektör tarafından sunulan ... tarih ve ... sayılı yazıda mütevelli heyetinin kendisine herhangi bir yetki devri yapmadığı, Vakıf Üniversitesinin ita amiri mütevelli heyeti başkanı olduğu için rektörlük uhdesinde akademik konular dışında herhangi bir bilgi belge bulunmadığının belirtildiği, bunun üzerine Mütevelli Heyeti başkanı olan davacıdan bilgi ve belge sunmasının talep edildiği, Mütevelli Heyet başkanı (davacı) tarafından yazılan 11.11.2015 tarihli yazıda, Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı’nın üniversite üzerinde denetim yetkisi bulunmadığı belirtilerek gerekli evrakların sunulmadığı, olağan genel denetim için 07.12.2015 tarihinde tekrar Üniversiteye gidildiği, bu denetim sırasında bazı bilgilerin hatalı verildiği, mali bilgi ve belgelerin ise verilmediği, genel denetim çalışmaları sonunda hazırlanan rapordaki belirlemelere ilişkin Üniversiteden açıklama yapılması istenildiğinde Üniversite tarafından yeterli açıklamanın yapılmadığı, 28.01.2016 tarihinde gönderilen iki ihbar dilekçesinde dile getirilen “öğrenim ücretlerinin ...’nun ortağı olduğu ... Hukuk Bürosuna ait banka hesabına yatırılmasının istenildiği” yönündeki iddialarla ilgili bilgi istenilmesine rağmen Üniversiteden belgeye dayalı bir cevap verilmediği, ... tarih ve ... sayılı yeni bir yazı ile detaylı bilgi talep edilmesi ve 15 gün süre verilmesine rağmen Kurula herhangi bir bilginin gönderilmediği anlaşılmaktadır.
Öte yandan, Dairemizin 24.11.2021 tarihli duruşmasında davacı tarafından yukarıda özetlenen denetleme süreçlerinde bilgi, belge temini yönünden sorumluluğu bulunan üniversite yetkilileri hakkında idari ve adli soruşturmalar yürütüldüğü ve kendisi, rektör vekili ile genel sekreter hakkında "görevi kötüye kullanma" suçunun işlendiği iddiasıyla ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin E: ... sayılı dosyasında ceza yargılamasının sürdüğünün belirtilmesi üzerine UYAP sistemi üzerinden bahse konu dava dosyasının incelenmesinden; söz konusu yargılamanın Mayıs/2015 döneminde yapılan denetim sırasında denetime engel olunduğuna yönelik iddialar kapsamında yürütüldüğü, davada henüz karar verilmemiş olduğu ve fakat dosyaya sunulan 02.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda, YÖK tarafından yapılmak istenen ancak gerçekleştirilemeyen denetim ve sonrasında gerçekleşen süreçle ilgili olarak rektör vekili ve genel sekreterin görevi kötüye kullama suçunu işledikleri, mütevelli heyeti başkanı davacının diğer sanıkları azmettirdiğini gösteren bir delil dosyaya sunulmadığı için görevi kötüye kullanma suçunun unsurlarının mütevelli heyet başkanı yönünden oluşmadığı kanaatine varıldığı, tarafların itirazları doğrultusunda özellikle denetim ile ilgili kimlerin sorumlu olduğu konusunda rapor düzenlenmesinin istenilmesi üzerine hazırlanan 11.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda ise, üniversitenin ita amiri olan mütevelli heyeti başkanı, rektörlük ve genel sekreterlik makamlarının üniversitenin işleyişinde yetkili ve sorumlu oldukları, bu sebeple de bu görevleri yürüten kişilerin, YÖK Denetleme Kurulu üyeleri/denetleme elemanları tarafından üniversitelerde yapacakları mali, idari ve akademik denetim ile ilgili olarak yapılan denetimler sırasında denetimi kolaylaştırıcı tedbirleri almak, denetim elemanlarına yardımcı olmak, denetim elemanları tarafından sorulan yazılı ve sözlü soruları usulüne uygun şekilde cevaplandırmak sorumluluklarının bulunduğu, denetim elemanları tarafından incelenmek istenen bilgi, belgeleri istenen sürede ibraz etmeleri, görülmek istenen tesis ve yapıları da itirazsız ve gecikmeden göstermeleri, netice itibarıyla denetim elemanları tarafından yapılan denetimin usulüne ve gerçeğe uygun olarak sonuçlandırılması için gerekli bütün kolaylıkları göstermeleri gerektiği, sonuç olarak, denetimde sorumlu kişilerin mütevelli heyeti başkanı, rektör vekili ve genel sekreter olduğu belirtilmiştir.
Diğer yandan, Üniversite rektörü hakkında denetim faaliyetini engellediği gerekçesiyle tesis edilen aylıktan kesme disiplin cezasının esasının incelenerek fiilin sübut bulmadığı kanaatiyle ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararıyla iptaline karar verilmiş ise de, bahse konu kararın istinaf incelemesinde; 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na atıf yapan 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin ilgili kısımlarının Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi nedeniyle 657 sayılı Kanun'a dayanılarak tesis edilen işlemin dayanaksız kaldığı ve bu gerekçeyle iptal edilmesi gerektiği belirtilerek istinaf isteminin gerekçeli olarak reddedildiği ve kararın bu şekilde kesinleştiği; Üniversite genel sekreteri hakkında denetim çalışmalarına engel olduğu gerekçesiyle tesis edilen ücretten kesme cezası ile cezalandırılmasına yönelik işlemin iptali istemiyle açılan davada işin esası incelenerek ... İdare Mahkemesi'nin ... tarih ve E: ..., K: ... sayılı kararla davanın reddine karar verildiği, anılan kararın istinaf incelemesinde ise, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'na atıf yapan 2547 sayılı Kanun'un 53. maddesinin ilgili kısımlarının iptal edilmesi nedeniyle 657 sayılı Kanun'a dayanılarak tesis edilen işlemin dayanaksız kaldığı ve bu gerekçeyle iptal edilmesi gerektiği gerekçesiyle istinaf isteminin kabulüne, kararın kaldırılmasına ve işlemin iptaline karar verildiği, kararın bu şekilde kesinleştiği görülmektedir.
Yukarıda yer verilen bilgiler ve mevzuat hükümlerinin değerlendirilmesinden, yükseköğretim kurumlarının eğitim, öğretim ile idari, mali, ekonomik faaliyetleri yönünden YÖK'ün denetimine tabi olduğu, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından gerekli görülmesi halinde Yükseköğretim Denetleme Kuruluna verilecek görev kapsamında belirli bir döneme bağlı olmaksızın yıl içinde de denetlenebileceği, Haliç Üniversitesi'nde yapılmak istenen inceleme ve denetleme faaliyetlerinin denetime yardımcı olmak, gerekli bilgi ve belgeleri sunmakla sorumlu kişi ve makamlarca kasten engellendiği; davacı, rektör vekili ve genel sekreter hakkında yapılan ceza yargılamasının yalnızca Mayıs 2015 dönemi denetimi sırasında gerçekleştirilen fiillere yönelik olduğu ve açılan davada henüz bir karar verilmediği, ceza dosyası kapsamında da sanıkların denetim faaliyetini kasten engellemediğini ispata yarayacak delillerin bulunmadığı; öte yandan Üniversite rektörü ve genel sekreteri hakkında tesis edilen disiplin cezalarının sonuç olarak iptaline karar verilmiş ise de verilen iptal kararlarının fiilin sübut bulup bulmadığı noktasında yapılan değerlendirmelere dayanmadığı, disiplin işlemlerinin dayanağı olan Kanun maddesinin Anayasa Mahkemesi'nce iptal edilmesi üzerine hukuka aykırı hale geldikleri gerekçesiyle söz konusu işlemlerin iptaline karar verildiği anlaşıldığından, bu durumda, Haliç Üniversitesi'nin faaliyet izninin bir yıl süreyle geçici olarak durdurulması, yönetimin garantör üniversiteye geçmesi ve buna bağlı olarak davacının mütevelli heyet üyeliği görevine son verilmesine ilişkin tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.DAVANIN REDDİNE,
2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam ... -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı davalar için belirlenen ... -TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra istemi halinde davacıya iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere,
30/11/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.