11. Hukuk Dairesi 2018/4195 E. , 2019/5451 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 24/05/2017 tarih ve 2016/221 E- 2017/217 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 31/05/2018 tarih ve 2017/1743 E- 2018/639 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 09.12.2014 tarihinde gerçekleştirdiği 9, 16, 35 ve 41. sınıf ürün ve hizmetleri içeren, "GENÇ UFUK" ibareli, 2014/101275 sayılı marka tescil başvurusunun Markalar Dairesi tarafından dava dışı şirkete ait "GENÇ UFUKLAR+ŞEKİL" ibareli, 35, 37, 43 ve 45. sınıf ürün ve hizmetleri içeren 2010/28109 sayılı marka mesnet alınarak 556 sayılı KHK"nın 7/b maddesi uyarınca 35. sınıf hizmetler için kısmen reddedildiğini, ret kararının kaldırılması amacıyla itirazda bulunduklarını, ancak itirazın YİDK"nın 2016/M-3013 sayılı kararıyla reddedildiğini, kararın haksız ve hukuka aykırı olduğu, zira müvekkilinin başvurusunun konusu işaretin görsel, secil ve anlamsal olarak redde mesnet markayla ayırt edilemeyecek derecede benzer olmadığı, müvekkilinin anılan işareti kullandığı ve bilinirlik kazandırdığını ileri sürerek başvurularının reddine dair YİDK kararının iptaline ve başvurunun tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, başvuru konusu "GENÇ UFUK" ibareli işaretle redde mesnet alınan "GENÇ UFUKLAR+ŞEKİL" ibareli markanın "GENÇ UFUK" esas ve ayırt edici unsurlu olduklarını, aynı tür hizmetleri içerdiklerini, markalar ve başvuru konusu işaretin görsel, sescil ve anlamsal olarak bütünü itibarı ile bıraktığı izlenimin ortalama tüketicileri iltibasa düşürebilecek derecede benzer olduklarını, bunun ilk bakışta ve açık olarak görüldüğünü, çünkü başvuru ile redde mesnet markaların "GENÇ UFUK" ibaresi itibariyle dikkat çekici seviyede benzer olduklarını, başvuru ve markalarda yer alan diğer unsurların ve çok küçük olan şeklin kapsamında yer alan ürün ve hizmetler için iki işareti ayırt edilemeyecek derecede benzer olmaktan çıkarmadığını davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; redde mesnet alınan dava dışı şirkete ait markanın "GENÇ UFUKLAR+ŞEKİL" ibareli ve biçimli olduğu, şeklin ifade edilmesinin hatırlanmasının mümkün olamayacak kadar küçük ve geri planda bulunduğu, redde mesnet markada asıl ve ayırt edici unsurun "GENÇ UFUK" ibaresi tarafından temsil olunduğu, "LAR" ekininin sadece anılan ibareyi çoğullaştırdığı, redde mesnet markada ilk bakışta ve derhâl göze çarpan unsurun "GENÇ UFUK" ibaresi olduğu, anılan ibarenin doğrudan vasıf bildirici niteliğinin bulunmadığı, somut ve soyut olarak ayırt ediciliğinin yüksek seviyede olduğu, başvuru konusu işaretin de "GENÇ UFUK" ibareli olduğu, bu işarette de asıl ve ayırt edici unsurun GENÇ UFUK ibaresi olduğu, görsel, sescil ve anlamsal olarak iki işaretin ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları yönünde intiba doğmasının kaçınılmaz olduğu, başvurunun kapsamında bulunan ve reddedilen 35/1-5.sınıftaki hizmetlerin redde mesnet markanın kapsamında aynen yer aldığı, bu yönden ürün ve hizmetlerin aynı türden oldukları, buna karşın 35/6.sınıf hizmetler bakımından başvuru konusu işaret ile redde mesnet markanın aynı tür hizmetleri içermediği, başvuru konusu işaretin 35/1-5.sınıf hizmetler için 556 sayılı KHK"nın 7/b maddesinde yazılı mutlak ret nedenini aşmasının olanaksız olduğu, gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK"nın 2016/M-3013 sayılı kararının, 35/6.sınıf hizmetler bakımından davacı itirazının reddi yönünden iptaline karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK"nın 353/1-b-2. maddesi gereğince Ankara 2. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24.05.2017 tarih ve 2016/221 E. - 2017/217 K. sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, TPMK YİDK"nın 2016/M-3013 sayılı kararının iptaline, idari nitelikteki işlemler tamamlanmadığından davacı vekilinin tescil talebinin reddine, karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 16/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.