Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/18431
Karar No: 2015/1816
Karar Tarihi: 17.02.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2014/18431 Esas 2015/1816 Karar Sayılı İlamı

7. Hukuk Dairesi         2014/18431 E.  ,  2015/1816 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Turhal 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
    (İş Mahkemesi Sıfatıyla)
    Tarihi : 01/07/2014
    Numarası : 2014/166-2014/495

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Davalı temyizi bakımından;
    5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5.maddesine göre İş Mahkemesinden verilen kararlar tefhim ve tebliğ tarihinden itibaren 8 gün içinde temyiz olunabilir. Bu süre içinde temyiz dilekçesinin hakime havale edildikten sonra temyiz defterine kaydının yaptırılması ve harcının yatırılması gerekir. 6100 sayılı HMK"nun geçici 3.madde 1.fıkrasına göre; “Bölge Adliye Mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2"nci maddesi uyarınca Resmi Gazete"de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” 2.fıkrasına göre ; Bölge Adliye Mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/09/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ila 454"üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
    Miktar ve değeri temyiz kesinlik sınırını aşmayan taşınır mal ve alacak davalarına ilişkin nihai kararlar HUMK"nun 427/2.maddesi uyarınca temyiz edilemez.
    Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir. Temyiz kesinlik sınırı belirlenirken yalnız dava konusu edilen taşınır malın veya alacağın değeri dikkate alınır. Faiz, icra(inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz.
    Birleştirilen davalarda, temyiz sınırı her dava için ayrı ayrı belirlenir.
    İhtiyari dava arkadaşlığında, temyiz sınırı her dava arkadaşının davası için ayrı ayrı belirlenir.
    Karşılık davada, temyiz sınırı asıl dava ve karşılık dava için ayrı ayrı belirlenir.
    Tespit davalarında, temyiz sınırı tespit davasının öncüsü olduğu eda davasının miktar ve değerine göre belirlenir.
    Temyiz sınırından fazla bir alacağın tamamının dava edilmiş olması halinde, hükümde asıl istemin kabul edilmeyen bölümü temyiz sınırını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Kısaca temyize konu edilen miktara bakılarak kesinlik belirlenir.
    Alacağın bir kısmının dava edilmesi halinde, kısmi davada kesinlik sınırı dava edilen miktara göre değil, alacağın tamamına göre belirlenir.
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu"nun 06.06.1975 gün ve 1975/6-8 sayılı içtihadında “5521 sayılı Yasada açık düzenleme olmamakla birlikte, bu yasanın 15.maddesindeki düzenleme gereği HUMK"nun 427.maddesindeki kesinlik sınırının İş Mahkemelerinde verilen kararlarda da uygulanması gerektiği, grup halinde açılan davaların salt iş mahkemelerine özgü bir dava türü olmadığı, bu nedenle seri olarak açılan davalarda her dosya için kesinlik sınırına bakılması gerektiği” açıkça belirtilmiştir.
    2014 yılında mahkemelerce verilen kararların temyiz edilebilmesi için temyize konu dava değerinin 1890,00 TL"sını geçmesi gerekir.
    Somut olayda temyize konu edilen miktar 820,00 TL olup karar tarihi itibariyle hüküm kesin nitelik taşıdığından davalının temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
    2-Davacı temyizi bakımından; Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    3-Davacı vekili, davacının davalıya ait işyerinde çalışırken 6111 sayılı Yasaya göre başka kuruma nakledildiğini, davalı işyerinde çalışırken fazla mesai yaptığını, hafta tatilleri ile milli bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığını, toplu iş sözleşmelerinden doğan haklarının ödenmediğini iddia ederek fazla mesai ücreti ile bazı işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece istek kısmen hüküm altına alınmış, tarafların temyizi üzerine davacı temyizi bakımından Dairemizin 11.02.2014 tarihli ilamı ile özetle, “...Somut olayda, davacı şoför olarak çalışmaktadır. Dosyada bulunan puantaj kayıtlarında davacının 2009 yılında Ramazan ve Kurban Bayramı’nda kısmen çalıştığı ancak bordrolarda bu çalışmalarının karşılığının ödenmediği görülmektedir. Bilirkişiden davacının puantaj kayıtlarına göre çalıştığı ulusal bayram genel tatil günleri ve bordroda karşılığının ödenip ödenmediği yönünde denetime elverişli şekilde rapor alınmadan eksik inceleme ile karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir.” gerekçesi ile bozulmuştur.
    Mahkeme bozma kararına uymuş, ek hesap raporu aldıktan sonra tekrar kısmen kabul kararı vermiş, bozma konusu olan milli bayram ve genel tatil çalışma ücretini de reddetmiştir.
    Davacının milli bayram ve genel tatil günlerinde çalışıp çalışmadığı ihtilaflıdır.
    Hükmüne uyulan bozma ilamında davalı Belediye tarafından tutulan puantajlara göre tespit edilen ve ücreti ödenmeyen milli bayram ve genel tatil çalışma ücretinin hesap edilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bozma sonrası alınan ve hükme dayanak teşkil eden bilirkişi raporunda, 2010 yılı Mayıs ayından itibaren elektronik giriş çıkış kayıtlarının sunulduğu, 2010 yılı öncesi giriş çıkış kayıtları bulunmadığından puantaj kayıtları ile karşılaştırılmasının mümkün olmadığı, ancak aynı nedenle dava açan ve giriş çıkış kayıtları tam olarak sunulan diğer işçilerin puantaj kayıtları ile karşılaştırıldığında puantaj kayıtlarında çalışılmış gibi görünen günlerde işçilerin işyerinde olmadığının tespit edildiği, bordrolar incelendiğinde hafta sonu mesaisi ve gece masaisi olarak sütun bulunduğu, bayram çalışması sütünu bulunmadığı, puantaj ve giriş çıkış kayıtlarına göre hafta sonu çalışması olmayan bazı aylarda hafta sonu mesaisi adı altında ödemelerin yapıldığının görüldüğü, bu ödemelerin yapıldığı ayların genellikle ulusal bayram ve genel tatil günlerinin olduğu aylar olduğu, hafta tatili çalışması olmamasına rağmen “hafta sonu mesaisi” adı altında yapılan ödemelerin milli bayram ve genel tatil mesaisi karşılığı olduğu kanaatine varıldığı, bozma ilamında belirtilen tatil günlerinde davacıya milli bayram ve genel tatil mesai ücreti ödemesi yapılmamış ise de, davacının 2009 Eylül ayında .. gün, 2010 Şubat-Mart aylarında 19 gün, Mayıs ayında 6 gün, Temmuz ayında 14 gün, Eylül ayında 4 gün olmak üzere sadece 2010 yılında 43 gün izin kullandığı, bunların kısmen yıllık izin karşılığı olduğu kabul edilse bile, özellikle kısa süreli izinlerin tatil çalışması karşılığı olduğu, ayrıca 2010 yılı puantaj kayıtlarına göre davacının çalışmış gibi göründüğü günlerde giriş çıkış kayıtlarına göre işyerinde olmadığı, çalışmaların olduğu aylarda davacının izin günleri dikkate alındığında kullanılan izinlerin milli bayram ve genel tatil çalışması karşılığı olduğu, tüm bu nedenlerle davacının talebinin yerinde olmadığı belirtilmiştir.
    Fazla mesaide olduğu gibi çalışma karşılığı serbest zaman kullanımını öngören bir yasal düzenleme milli bayram ve genel tatil çalışmaları için bulunmamaktadır. Öte yandan istek dönemine ait Toplu İş Sözleşmesinin 38.maddesinde aynen “...ulusal bayram ve genel tatil günlerinde yapılan çalışmalarda işçiye her gün için asıl yevmiyesine ilave olarak 2 ilave yevmiye ödenir. Bayramlarda yapılan çalışmalar kesinlikle izinle takas edilemez. Bu günlerde yapılan çalışmalarda (saat mesaileri) fazla mesai, gece zammı ve vardiya zamları işçiye ayrıca ödenir. Bu günlerde çok zaruri olmadıkça günlük 3 saatten fazla mesai yaptırılamaz.” hükmü yer almaktadır. Bu nedenle bilirkişinin davacının kullandığı kısa süreli izinlerin milli bayram ve genel tatil çalışmaları karşılığı olduğunu belirterek hesaplama yapmaması doğru olmamıştır. Bilirkişiden denetime elverişli rapor alınarak dosyada bulunan giriş çıkış ve puantaj kayıtlarına göre (giriş çıkış kaydı bulunmayan dönem bakımından puantajlara göre) davacının çalıştığı ulusal bayram genel tatil günleri tespit edilmeli, bordrolar ile karşılaştırılarak bunların ücretinin ödenip ödenmediği belirlenmeli ve sonuca göre alacak hakkında karar verilmelidir.
    O halde davacı vekilinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmamalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz dilekçesinin kesinlikten REDDİNE, davacının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, temyiz harçlarının istek halinde taraflara iadesine, 17.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi