Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3671
Karar No: 2020/6275
Karar Tarihi: 25.11.2020

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2019/3671 Esas 2020/6275 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, miras muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Davacılar, mirasbırakanın dava konusu taşınmazın paylarını dava dışı annesi ve damadı aracılığıyla satış yoluyla devrettiğini, bu işlemin muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptaliyle miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir. Mahkeme, davalının mirasbırakanın yaptığı temliki işlemin muvazaalı olduğunu bildiğinden iyiniyetli olarak kabul edilemeyeceği sonucuna varmıştır. Bu nedenle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hata yapılarak davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. İlgili kanun maddeleri; Türk Medeni Kanunu'nun 706 ve 1023, Türk Borçlar Kanunu'nun 237 ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleridir.
1. Hukuk Dairesi         2019/3671 E.  ,  2020/6275 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL

    Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda ilk derece mahkemesince davanın kabulüne dair verilen kararın davalı vekilince istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesince, istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacılar vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ...’in raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    - KARAR-
    Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacılar, mirasbırakan ..."nin 1516 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını dava dışı annesi ...’ya, ...’nın damadı (murisin eniştesi) davalı ...’a satışlar yoluyla devrettiklerini, yapılan işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptaliyle miras payları oranında adlarına tescile karar verilmesini istemişlerdir.
    Davalı, çekişmeli taşınmazın dava dışı ...’nın sağlık sorunları nedeniyle gerçekte ... adına hareket eden mirasbırakan tarafından satın alındığını, ...’nın o dönem çekişmeli taşınmazı satın alabilmek amacıyla başka bir taşınmazını sattığını, ...’nın sağlık sorunları nedeniyle mirasbırakan adına tescil edildiğini, dava sonra ileride sorun çıkmaması adına ...’nın gerçekte de sahibi olduğu taşınmazı devraldığını, çekişmeli taşınmazı ...’dan bedelini ödeyerek satın aldığını, muvazaanın söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, temliklerin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar ilişkin verilen kararın davalı vekilince istinafı üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk dairesince; temliklerin mirasçıdan mal kaçırma amacıyla yapıldığının kanıtlanamadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK"nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, 1971 doğumlu mirasbırakan ...’nin 16.05.2015 tarihinde ölümü ile geriye mirasçı olarak ikinci eşi ...’dan olma çocukları davacılar ..., ... ... ve ... ile ilk eşi ...’den olma dava dışı çocukları ..., ... ve ...’nın kaldıkları, mirasbırakanın çekişme konusu 1516 ada 8 parsel sayılı taşınmazdaki paylarını 18.08.2008 tarihinde annesi dava dışı ...’ya, ...’nın da 23.08.2016 tarihinde damadı davalı ...’a satışlar yoluyla devrettikleri anlaşılmaktadır.
    Bilindiği üzere, uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu muvazaada mirasbırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
    Bu durumda yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve l.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanununun 706, Türk Borçlar Kanununun 237 ve Tapu Kanununun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilirler.
    Bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tespiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin eksiksiz toplanılması yanında, birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşınmaktadır. Bunun için de ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akışı, mirasbırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı, satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile mirasbırakan arasındaki beşeri ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
    Somut olaya gelince, davalı dava konusu taşınmazın gerçekte dava dışı kayınvalidesi ...’ya ait olduğunu, ...’nın başka bir taşınmazının satışından elde ettiği gelir ile çekişmeli taşınmazı satın aldığını savunmuş ise de, davalının bu olguyu doğrulayan hiçbir belge ya da bilgiyi dosyaya sunmadığı gibi, dava dışı ...’ya ait Uyap pasif tapu kaydı sorgulamasında da yalnızca dava konusu taşınmazın kaydına rastlanması yanında, mirasbırakan tarafından annesi ...’ya yapılan temlikin, mirasbırakanın eşi ...’a pay bırakmamak amacıyla yapıldığının, taşınmazın gerçek sahibinin mirasbırakan olduğunun davacı tanıkları tarafından ifade edilmesi karşısında, anılan bu olgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde, mirasbırakan tarafından yapılan temlikin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu sonucuna varılmaktadır.
    Öte yandan; yapılan ilk temlik danışıklı olduğuna göre, sonraki devirde iyiniyet ilkesinin gözetilmesi gerekeceği kuşkusuzdur. Davalının mirasbırakanın eniştesi, ara malik ...’nın da damadı olması itibariyle, mirasbırakanın yaptığı temliki işlemin muvazaalı olduğunu bilen yada bilmesi gereken kişi konumunda bulunduğu tartışmasızdır.
    O halde, davalının ilk temlikin muvazaalı olduğunu bildiğinden iyiniyetli olarak kabul edilemeyeceği; başka bir ifadeyle, Türk Medeni Kanununun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanamayacağı açıktır.
    Hal böyle olunca, iddianın ispatlandığı gözetilerek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
    Davacılar vekilinin yerinde görülen temyiz itirazının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi kararının BOZULMASINA, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 373/2. maddesi gereğince dosyanın kararı veren ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 25.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi