Esas No: 2021/2115
Karar No: 2021/2700
Karar Tarihi: 01.12.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2115 Esas 2021/2700 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2021/2115
Karar No : 2021/2700
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … Derneği
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
2- … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :Danıştay Onuncu Dairesinin 09/02/2021 tarih ve E:2020/3715, K:2021/357 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı Dernek tarafından, üyesi … Trans Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Anonim Şirketi'ne ait … plakalı çekici için düzenlenen ağır kusur dereceli araç muayene raporu ile bu raporun dayanağı olan 07/01/2016 tarih ve 29586 sayılı Resmi Gazete'de yayımlananan Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen asıl Yönetmeliğin geçici 3. maddesinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 09/02/2021 tarih ve E:2020/3715, K:2021/357 sayılı kararıyla;
Davanın, davacı Derneğin üyesi olan şirketin ticari işlerinde kullandığı çekici için düzenlenen ağır kusur dereceli araç muayene raporuna yönelik kısmı bakımından:
Davacı Derneğin Tüzüğünün 4. maddesinde, Derneğin 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun öngördüğü mesleki saygınlık, mesleki yeterlilik ve mali yeterlilik hükümlerine uygun olarak, uluslararası karayolu taşımacılığını Türkiye'de ve uluslararası alanda geliştirme amacıyla kurulduğunun belirtildiği,
Derneklerin, üyelerinin hak ve çıkarlarını korumak maksadıyla ve dernek tüzüğünde yer alan amaç doğrultusunda bu amaca aykırı olmamak kaydıyla faaliyette bulunabileceklerinin açık olduğu,
Davacı Derneğin üyesi ... Trans Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Anonim Şirketi'ne ait ... plakalı çekici için düzenlenen ağır kusur dereceli araç muayene raporu ile adı geçen şirket arasında doğrudan bir menfaat ilişkisi bulunmakla birlikte, yukarıda yer verilen amacı da dikkate alındığında, anılan araç muayene raporu ile davacı Dernek arasında doğrudan meşru, kişisel ve güncel bir "menfaat" ilgisi kurulmasına olanak bulunmadığı, dolayısıyla davacı Derneğin, dava konusu araç muayene raporunun iptalini istemekte doğrudan bir menfaatinin bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı,
Davanın, söz konusu araç muayene raporunun dayanağı olan Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinin geçici 3. maddesine yönelik kısmı bakımından:
Uyuşmazlıkta, iptali istenen Yönetmelik maddesinin, 12/01/2012 tarih ve 28171 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı, 30/06/2014 tarihinden itibaren de yürürlüğe girdiği, yürürlüğe girmesinden de yaklaşık 6 yıl sonra dava konusu edildiği, davacı Derneğin doğrudan menfaatini ilgilendirmeyen araç muayene raporunun davacı Dernek bakımından uygulama işlemi niteliğinde olmadığı, geçmiş olan dava açma süresini canlandırmayacağı, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesindeki sürelere ilişkin düzenleme karşısında, bakılan davanın süre aşımı nedeniyle esasını inceleme olanağı bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle,
Davanın, davacı Derneğin üyesi olan şirketin ticari işlerinde kullandığı çekici için düzenlenen ağır kusur dereceli araç muayene raporuna yönelik kısmının ehliyet yönünden; Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliği'nin geçici 3. maddesine yönelik kısmının süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Davacı tarafından, üyesi olan şirketin ticari işlerinde kullandığı çekici için düzenlenen ağır kusur dereceli araç muayene raporuna yönelik dava açmasında doğrudan, meşru, kişisel ve güncel hukuki yararı ve menfaatinin bulunduğu, Derneğin Tüzüğü'nde, açık ve seçik olarak belirtildiği üzere, amaçlarından birinin de üyelerinin tümünü ilgilendiren konularda doğabilecek idari ve kazai ihtilaflara taraf olmak ve dava açmak olduğu, açtığı davalar ile bu amacını ve sorumluluğunu da yerine getirdiği, dava konusu Yönetmelik hükmü bakımından davayı yasal süresinde açtığı, Avrupa Birliği mevzuat düzenlemelerinde zorunlu takograf değişimine ilişkin bir hüküm bulunmamakla birlikte; Avrupa ülkelerindeki genel uygulamaların da analog takograflı taşıtların dijital takografa dönüşümünün, ancak taşıtın "arıza, kaza ve/veya satış” işlemlerinde karşı karşıya kalınan bir durum olduğu, AETR Sözleşmesi kapsamına giren analog takograf takılı araçlara muayenelerinde dijital takograf takılı olmaması nedeniyle ağır kusur derecesinin verildiği, böylelikle bu kapsamdaki araçların muayeneden geçemediği, bu şekilde yapılan bir araç muayenesi ve değerlendirmesi sonucunda, ağır kusur atfedilen araçların trafiğe çıkamayacağı ve dolayısıyla ticari faaliyetlerinde ve uluslararası nakliyecilik sektöründe kullanılamayacağı, bunun sonucunda üyelerinin, analog takılı araçları ticari faaliyetlerinde kullanmalarından yasaklama ve bu araçları kullanmaları halinde ise, trafikten men, yüksek miktarlı idari para cezaları ve uyarmalar gibi idari yaptırımlara maruz kalmalarının söz konusu olduğu, davalı idarelerin, mevzuatın kendilerine verdiği idari işlem tesis etme yetkilerini hukukun temel ilkelerine, uluslararası sözleşmelere (özellikle AETR), Anayasa ve diğer mevzuat hükümlerine uygun olarak kullanmak zorunda oldukları halde, işlemlerin, taşımacılık tekniklerine ve kurallarına, ülke ekonomisinin gelişmesine, usul ve yasaya, idari işlemin (yetki, şekil, sebep, konu ve amaç gibi) yasal unsurlarına açıkça aykırı olarak tesis edildiği, üreticilere, ihracat ve ithalat yapan kişi ve firmalara, taşımacılık, lojistik işletmeciliği ve taşıma işleri organizatörlüğü yapan kişi ve firmalara, Dernek ve Dernek üyelerine ve ülke ekonomisine zarar verdiği ve menfaatlerini ihlal ettiği, araç muayene işlemleri ve uygulamalarının İçişleri Bakanlığı ile Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığının görev, yetki ve sorumluluğu kapsamında olduğu, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının bu konularda bir yetki ve görevinin bulunmadığı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davalı idarelerden Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından, usule ilişkin olarak, davanın süresinde açılmadığı, davacının bu davayı açma ehliyetinin bulunmadığı, esasa ilişkin olarak ise, AETR Sözleşmesinin, anlaşmaya taraf ülkeler arasındaki uluslararası karayolu taşımacılığıyla ilgili düzenlemeler içerdiği, bu sözleşme ile 2010 yılı ve üzeri araçlar için dijital takograf takma zorunluluğu getirildiği, dijital takograf kullanımının uluslararası alanda bir problem teşkil etmediği, yaşanılan trafik kazalarının çoğunluğunun takograf cihazı takması gereken araçlardan kaynaklandığı, bu kazalarda ise hız ve sürüş süresine uymayan kişilerin payının çok yüksek olduğu, analog takografın müdahaleye açık olduğu, dijital takografa geçiş ile AB ülkelerinde %20-30 arasında kazaların engellendiği, etkin bir takograf sistemine geçişin sadece yeni araçlarla sınırlandırılmasının doğru olmayacağı, cihazı üreten yerli firmaların da bulunduğu, takograf altyapısının düzgün çalıştığı, düzenlemelerin mevzuata uygun olduğu, Danıştay Onuncu Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Davalı idarelerden Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından, bu davada husumetin Bakanlıklarına yöneltilmemesi; davanın sadece Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı husumetiyle görülmesi gerektiği, ancak 2577 sayılı İdari Yargılama Usul Kanunu'nun 14. maddesi uyarınca süre hususu husumetten önce incelendiğinden Daire kararının usul ve yasaya uygun olduğu, davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'ÜN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Her ne kadar, temyizen incelenen kararın davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmında, iptali istenen Yönetmelik maddesinin, 12/01/2012 tarih ve 28171 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandığı, 30/06/2014 tarihinden itibaren de yürürlüğe girdiği belirtilmişse de, dava dilekçesinde açıkça 07/01/2016 tarih ve 29586 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan değişikliğin dava konusu edildiği belirtildiğinden, Dairece sehven söz konusu tarihin esas alındığı anlaşılmış olup, dava konusu düzenlemenin 07/01/2016 tarihinde ilan edildiği dikkate alındığında, kararın davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmında sonucu itibarıyla hukuki isabetsizlik bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen ehliyet yönünden reddine, kısmen süre aşımı yönünden reddine ilişkin Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 09/02/2021 tarih ve E:2020/3715, K:2021/357 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kullanılmayan … TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davacıya iadesine,
4. Kesin olarak, 01/12/2021 tarihinde, davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin kısmı yönünden oybirliği, ehliyet nedeniyle reddine ilişkin kısmı yönünden oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
X- Davacı Dernek tarafından, üyesi … Trans Uluslararası Nakliyat ve Ticaret Anonim Şirketi'ne ait … plakalı çekici için düzenlenen ağır kusur dereceli araç muayene raporu ile bu raporun dayanağı olan 07/01/2016 tarih ve 29586 sayılı Resmi Gazete'de yayımlananan Takograf Cihazları Muayene ve Damgalama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 1. maddesiyle değiştirilen asıl Yönetmeliğin geçici 3. maddesinin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı” başlığını taşıyan 2. maddesinin 1. fıkrasında, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları; idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ile tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davaların idari dava türlerinden olduğu, aynı Kanun'un 15. maddesinin 1/a bendinde adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Karayolu Trafik Kanunu'nun "Araçların muayenesi" başlıklı 34. maddesinde; trafiğe çıkarılacak motorlu araçların teknik şartlara uyup uymadığının ekonomik yapıları da dikkate alınmak suretiyle belirli zamanlarda muayene edilerek tespit edileceği, motorlu araçların muayenelerinin, yönetmelikte belirtilen süreler içinde yaptırılmasının zorunlu olduğu, muayene süresi dolmadan kazaya karışması sonucu yetkili zabıtaca muayenesi gerekli görülenler ile üzerinde değişiklik yapılan araçların ayrıca özel muayenesinin zorunlu olduğu, karayollarında kullanılmakta olan araçların, teknik şartlara uyup uymadığının trafik zabıtasınca kontrol edilerek her an muayenelerinin yapılabileceği, muayenesi yapılmamış bir araçla trafiğe çıkılması hâlinde, araç sahibine 235 Türk lirası idari para cezası verileceği, bu araçlara, muayenelerinin yaptırılması için süre ve şartları Karayolları Trafik Yönetmeliği'nde belirtilen şekilde izin verileceği, izin verilen süre sonunda, muayenesi yapılmadan veya muayene sonucunda emniyetsiz raporu verilen araçların trafiğe çıkarılması hâlinde, araç sahibine 488 Türk lirası idari para cezası verileceği, bu araçların trafikten men edilerek en yakın muayene istasyonuna gönderileceği, araç muayene sonuçlarının, Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ile Emniyet Genel Müdürlüğü arasında yapılacak bir protokol çerçevesinde, Emniyet Genel Müdürlüğü ile paylaşılacağı, "Muayeneye yetkili kuruluşlar" başlıklı 35. maddesinin birinci fıkrasında da, araçların muayenelerinin, Ulaştırma Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
Türkiye genelinde motorlu taşıtların muayeneleri işinin özelleştirilmesi çerçevesinde, anılan faaliyetin, işletme yetki belgesi ile yetkilendirilmek sureti ile ihaleyi kazanan …, … ve … Grubu ortak girişiminin ihale şartları gereği kurduğu "… Kuzey Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş." ile "…Güney Taşıt Muayene İstasyonları Yapım ve İşletim A.Ş."ye gördürülmesine ilişkin I. ve II. Bölge Araç Muayene İstasyonlarının Yapımı, Bakımı ve İşletilmesi Hizmetlerine İlişkin İmtiyaz Sözleşmeleri, Ulaştırma Bakanlığı, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı ve İşletmeciler arasında 15/08/2007 tarihinde imzalanmıştır.
Böylelikle, araçların muayeneleri ve muayenelere ilişkin rapor düzenleme yetkisi özel hukuk tüzel kişisi olan …'e verilmiş olup, somut olayda da, iptali istenilen araç muayene raporunun …'ün iş ortaklarından biri olan ve Bursa İli'nde araç muayene hizmetini gerçekleştirmek amacıyla kurulan … Taşıt Muayene İstasyonları İşletim A.Ş. tarafından düzenlendiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, bakılan davanın, kamu kuruluşu veya kamu kurumu niteliği bulunmayan, özel hukuk tüzel kişisi olan … Taşıt Muayene İstasyonları İşletim A.Ş. tarafından düzenlenen ve özel hukuk işlemi niteliğinde olan araç muayene raporuna ilişkin kısmı yönünden uyuşmazlığın görüm ve çözümünde, adli yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, idari yargının görevinde bulunmayan araç muayene raporunun iptali istemi yönünden davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 09/02/2021 tarih ve E:2020/3715, K:2021/357 sayılı kararıyla davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesinde hukuka uyarılık bulunmadığından, davacının temyiz isteminin kabulü ile kararın bu kısmının bozulması gerektiği oyuyla, karara bu kısım yönünden katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.