3. Ceza Dairesi 2019/11550 E. , 2019/9641 K.
"İçtihat Metni"
Kasten yaralama suçundan sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 86/1, 86/3-e ve 62/1. maddeleri gereğince 1 yıl 3 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına, anılan Kanun’un 58. maddesi gereğince mükerrirlere özgü infaz rejimine tabi tutulmasına dair Adana 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 20.11.2014 tarihli ve 2011/35 Esas, 2014/1300 sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 01.04.2019 tarih ve 2019/1288 sayılı yazısıyla kanun yararına bozma isteminde bulunulduğundan bu işe ait dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.04.2019 tarih ve 2019/36845 sayılı tebliğnamesi ile Dairemize gönderilmekle incelendi.
Mezkur ihbarnamede;
Dosya aslının diğer sanıklar yönünden temyiz incelemesi için Yargıtay"a gönderileceği anlaşıldığından onaylı sureti üzerinden yapılan incelemede;
Dosya kapsamına göre;
1) Sanığın olay günü yolcu olarak bulunduğu otobüste şoför ve muavinle arasında ücret yüzünden başlayan tartışma sonucu her iki tarafın da yaralanmasıyla sonuçlanan olayda, diğer sanıklar hakkında verilen mahkumiyet hükmünün temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 3. Ceza Dairesinin 19.12.2017 tarihli ve 2017/4702 Esas, 2017/16958 sayılı ilamı ile sanıklar lehine bozma kararı verildiği, Yargıtay bozma ilamında da belirtildiği gibi, meydana gelen olayda her iki tarafın da yaralanmış olduğu ve dosya kapsamındaki delillerden kavgaya hangi tarafın haksız hareketi ile sebebiyet verdiğinin kesin olarak belirlenememesi karşısında, sanık hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 29. maddesi uyarınca haksız tahrik indiriminin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde,
2) 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 58. maddesinde yer alan “(1)Önceden işlenen suçtan dolayı verilen hüküm kesinleştikten sonra yeni bir suçun işlenmesi halinde, tekerrür hükümleri uygulanır. Bunun için cezanın infaz edilmiş olması gerekmez. (2)Tekerrür hükümleri, önceden işlenen suçtan dolayı; a) Beş yıldan fazla süreyle hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren beş yıl, b) Beş yıl veya daha az süreli hapis ya da adli para cezasına mahkumiyet halinde, bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren üç yıl, geçtikten sonra işlenen suçlar dolayısıyla uygulanmaz.” şeklindeki düzenleme dikkate alındığında, tekerrüre esas alınan Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 17.03.2009 tarihli ve 2008/916 Esas, 2009/179 sayılı kararında doğrudan kesin nitelikte adli para cezasına hükmolunduğu, dolayısıyla anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağı gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK"nin 309. maddesi gereğince anılan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Mahkemece tekerrüre esas alınan Şanlıurfa 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 17.03.2009 tarihli ve 2008/916 Esas, 2009/179 sayılı kararında doğrudan kesin nitelikte adli para cezasına hükmolunduğu, dolayısıyla anılan ilamın tekerrüre esas alınamayacağı, ancak, sanığın adli sicil kaydında bulunan Datça Asliye Ceza Mahkemesinin 14.03.2006 tarih ve 2004/76 Esas, 2005/1153 Karar sayılı 765 sayılı TCK"nin 456/4. maddesi gereğince verilen 6 ay hapis cezası ilamının tekerrüre esas olduğunun gözetilmemesi, hususunun da kanun yararına bozma sebebi yapılıp yapılmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, takdir hakkı kullanıldıktan sonra diğer kanun yararına bozma istemlerinin incelenmesine; 06.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.