Tefecilik yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2940 Esas 2020/1342 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/2940
Karar No: 2020/1342
Karar Tarihi: 07.10.2020

Tefecilik yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2940 Esas 2020/1342 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen bir dava sonucunda, sanık tefecilik suçundan mahkum edilmiştir. Ancak, suç tarihinin kesin olarak saptanamaması nedeniyle sanık lehine değerlendirme yapılmış ve suç tarihi 01/12/2004 olarak kabul edilmiştir. Bu sebeple, tefecilik suçunun yürürlükte bulunan 2279 sayılı Kanunun 17. maddesinde belirlenen cezasının üst sınırı itibarıyla 765 sayılı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 5 yıllık asli, 7 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu ve suç tarihi ile hüküm tarihi arasında bu sürelerin gerçekleştiği ve kamu davasının zamanaşımı sebebiyle düşmesine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu sebeple, hüküm BOZULMUŞ ve sanık hakkında açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMÜŞTÜR. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
-TCK'nın 241/1, 43/1, 52/2, 52/4, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet
-2279 sayılı Kanunun 17. maddesi
-765 sayılı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddeleri
-5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi
-1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi
-5271 sayılı CMK'nın 223/8. maddesi
9. Ceza Dairesi         2020/2940 E.  ,  2020/1342 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Katılanlar : 1-Hazine, 2-...
    Suç : Tefecilik yapma
    Hüküm : TCK"nın 241/1, 43/1, 52/2, 52/4, 53/1 maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    Sanığa yüklenen tefecilik suçunda ödünç para verme işleminin suçtan zarar gören ... tarafından 2004 yılı sonlarında gerçekleştiğinin belirtildiği, suç tarihinin kesin olarak saptanamaması nedeniyle sanık lehine değerlendirme yapılarak 01/12/2004 olarak kabul edilmesi gerektiği, tefecilik suçunun bu tarihte yürürlükte bulunan 2279 sayılı Kanunun 17. maddesinde öngörülen cezasının üst sınırı itibarıyla 765 sayılı Kanunun 102/4 ve 104/2. maddelerinde belirtilen 5 yıllık asli, 7 yıl 6 aylık ilaveli dava zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, suç tarihi ile hüküm tarihi arasında bu sürelerin gerçekleştiği ve kamu davasının zamanaşımı sebebiyle düşmesine karar verilmesi gerektiği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması,
    Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden aynı Yasanın 322 ve 5271 sayılı CMK"nın 223/8. maddeleri uyarınca sanık hakkında atılı suçtan açılan kamu davasının zamanaşımı nedeniyle DÜŞMESİNE, 07/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.