10. Hukuk Dairesi 2019/2184 E. , 2020/4116 K.
"İçtihat Metni"Bölge Adliye
Mahkemesi : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
No : 2017/2884-2018/1955
İlk Derece
Mahkemesi : Bakırköy 1. İş Mahkemesi
No : 2016/375-2017/169
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne dair verilen karara karşı davacı Kurum ve davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerince istinaf yoluna başvurulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince adı geçen taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine, karar verilmiştir.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı Kurum ve davalılardan ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Dava, 10.05.2015 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan ilk peşin sermaye değerli gelir ile tedavi giderinden oluşan Kurum zararının rücuen tahsili istemine ilişkindir.
II- CEVAP:
Davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili; kazanın iş kazası değil trafik kazası olduğunu, üçüncü kişinin eylemiyle illiyet bağının koptuğunu, şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Davalı ... Turizm ve Sağlık A.Ş. vekili; iş güvenliği önlemlerinin alındığını, sigortalıya iş güvenliği eğitimi verildiğini, diğer davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. ile iş sağlığı ve iş güvenliği hizmetleri şartnamesi imzaladıklarını, olayda davalı şirketin kusurunun bulunmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesince; davanın kabulü ile, 105.008,80 TL"nin 54.179,69 TL peşin sermaye değeri için onay tarihi olan 22/02/2015 tarihinden itibaren, 50.829,11 TL tedavi (hastane + eczane) masrafı için sarf tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan (..."ın sorumluluğu 6.563,05 TL ile sınırlı olmak kaydıyla) müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince davacı Kurum ve davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin istinaf başvurularının Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar karar verilmiştir.
TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı Kurum; davalıların zararın %100"ünden sorumlu tutulması gerektiğini belirterek, davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili ise, olayın trafik kazası olduğunu, gereken güvenlik tedbirlerinin alındığını, eğitim ve koruyucu malzemelerin verildiğini, kusur oranlarına itiraz ettiklerini belirterek; kararı temyiz etmişlerdir.
IV- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 21. maddesidir.
5510 sayılı Kanun"un “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile işveren davalının, Kurumun rücu alacağından sorumluluğu ancak kusurunun varlığı halinde mümkündür.
Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde oluştuğunun, dosya içeriğindeki tüm deliller taktir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden oluşturulacak bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeni ile daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza davaları varsa, tazminat davasında verilen kararın güçlü delil oluşturduğu hususu ile ceza davasında belirlenen maddi olguların bağlayıcı olacağı hususu da gözetilmek suretiyle sigortalı ile davalının ve varsa dava dışı kişilerin kusur oran ve aidiyetleri konusunda rapor alınması gereklidir.
Kusur raporlarının, 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesi, iş kazası tarihinde yürürlükte bulunan 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Anılan kanunlarda; İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler, işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar, denilmekte, böylece, işçiyi gözetim ödevi ve insan yaşamının üstün değer olarak korunması gereğinden hareketle; salt mevzuatta öngörülen önlemlerle yetinilmeyip, bilimsel ve teknolojik gelişimin ulaştığı aşama uyarınca alınması gereken önlemlerin de işveren tarafından alınmasını zorunlu kılmaktadır;
6331 sayılı Kanunun "Risklerden korunma ilkeleri" başlıklı 5. maddesinde, İşverenin yükümlülüklerinin yerine getirilmesinde; "a)Risklerden kaçınmak. b)Kaçınılması mümkün olmayan riskleri analiz etmek. c)Risklerle kaynağında mücadele etmek. ç)İşin kişilere uygun hale getirilmesi için işyerlerinin tasarımı ile iş ekipmanı, çalışma şekli ve üretim metotlarının seçiminde özen göstermek, özellikle tekdüze çalışma ve üretim temposunun sağlık ve güvenliğe olumsuz etkilerini önlemek, önlenemiyor ise en aza indirmek. d)Teknik gelişmelere uyum sağlamak. e)Tehlikeli olanı, tehlikesiz veya daha az tehlikeli olanla değiştirmek. f)Teknoloji, iş organizasyonu, çalışma şartları, sosyal ilişkiler ve çalışma ortamı ile ilgili faktörlerin etkilerini kapsayan tutarlı ve genel bir önleme politikası geliştirmek. g)Toplu korunma tedbirlerine, kişisel korunma tedbirlerine göre öncelik vermek. ğ)Çalışanlara uygun talimatlar vermek." ilkelerinin göz önünde bulundurulması gerektiği belirtilirken,
Anılan Kanunun "Çalışanların yükümlülükleri" başlıklı 19. maddesinde, "Çalışanların, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili aldıkları eğitim ve işverenin bu konudaki talimatları doğrultusunda, kendilerinin ve hareketlerinden veya yaptıkları işten etkilenen diğer çalışanların sağlık ve güvenliklerini tehlikeye düşürmemekle yükümlü oldukları ve çalışanların işveren tarafından verilen eğitim ve talimatlar doğrultusunda; a)İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tehlikeli madde, taşıma ekipmanı ve diğer üretim araçlarını kurallara uygun şekilde kullanmak, bunların güvenlik donanımlarını doğru olarak kullanmak, keyfi olarak çıkarmamak ve değiştirmemek. b)Kendilerine sağlanan kişisel koruyucu donanımı doğru kullanmak ve korumak. c)İşyerindeki makine, cihaz, araç, gereç, tesis ve binalarda sağlık ve güvenlik yönünden ciddi ve yakın bir tehlike ile karşılaştıklarında ve koruma tedbirlerinde bir eksiklik gördüklerinde, işverene veya çalışan temsilcisine derhal haber vermek. ç)Teftişe yetkili makam tarafından işyerinde tespit edilen noksanlık ve mevzuata aykırılıkların giderilmesi konusunda, işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak. d)Kendi görev alanında, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için işveren ve çalışan temsilcisi ile iş birliği yapmak" yükümlülüğü bulunduğu belirtilmiştir.
Bu yasal düzenlemeler uyarınca iş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; maddi olayın özellikleri dikkate alınarak, ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.
Dosya kapsamından, davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti".nin (alt işveren) çalışanı sigortalı ..."ın, 10.05.2015 tarihinde diğer davalı ... Turizm ve Sağlık A.Ş."ne (asıl işveren) ait inşaat şantiyesinde malzeme almaya çalışırken ... Yapı Tur Sağlık A.Ş."nin çalışanı ..."ın kullandığı iş makinesinin altında kalarak vefat ettiği, davalı şirketler arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi bulunduğu anlaşılmaktadır.
Olay nedeni ile düzenlenen kurum inceleme ve denetim raporunda; işveren şirketin (... İnş. Ltd. Şti.) %60 asli, sigortalının %10 tali, operatör ..."in 3. kişi olarak %30 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği, savcılık soruşturması sırasında iş güvenliği uzmanı bilirkişiden alınan kusur raporuna göre; asıl işveren vekillerinin asli kusurlu, operatör, alt işveren ve müteveffa sigortalının tali kusurlu olduğunun belirtildiği, eldeki davada alınan bilirkişi heyet raporunda ise; alt işverene %40, asıl işverene %40, operatör ..."a %10, kazalıya %10 oranında kusur verildiği ve bu kusur raporunun karara esas alındığı anlaşılmaktadır.
Davalı ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. çalışanı sigortalı ..."ın, 10.05.2015 tarihinde diğer davalı ... Turizm ve Sağlık A.Ş."ne ait inşaat şantiyesinde, malzeme almaya çalışırken ... Yapı Tur Sağlık A.Ş."nin çalışanı operatör ..."ın kullandığı iş makinesinin tekerleği ile alçı torbaları arasında sıkıştığı ve vefat ettiği, davalı operatör ...’in hazırlık aşamasındaki ifadesinde; “... dar bir alanda Komatsu model kepçe ile kumu bir yerden bir yere taşırken çalıştığı yerin arkasında bulunan alçı çuvallarını kazalının taşımak isterken arkasına geçtiğini, ileri doğru hamle yapınca kendisine bağırmaları üzerine yerde yatan birini gördüğünü, geri gelirken sesli uyarı sistemi çalıştığı için işçinin arkasına geçmemesi gerektiğini ileri sürdüğü, kaza anında sigortalı ile aynı yerde çalışan tanık ..."ın; "...... ile beraber alçı torbalarını asansöre yüklediklerini, ..."ın arkası dönükken yan tarafta kumda çalışan kepçenin arka arka gelerek ..."ı alçı torbaları ile kepçe arka tekerleği arasına sıkıştırdığını, kaza anında kepçenin uyarıcı sinyal cihazının çalışmadığını, kepçenin manevra ve hareket güvenliği için herhangi bir işaretçinin bulunmadığını" belirttiği anlaşılmaktadır.
İşverenin, üçüncü kişilerin ve sigortalının iş kazasındaki kasıt veya kusurunun tespitinde iş kazasının oluşumuna ilişkin maddi olguların eksiksiz biçimde saptanması, sorumluluğu gerektiren her koşulun, kendi özelliği çerçevesinde araştırılıp irdelenmesi, işveren ve diğer ilgililerin kusur oran ve aidiyetlerinin bu şekilde belirlenmesi gerekir.
Yukarıdaki maddi ve hukuki olgular ile iş kazasının oluş şekli, davalı ...’ın dar bir alanda kepçe ile çalıştığına ilişkin beyanı ile tanık ...’ın beyanları da dikkate alınarak, kusur raporları arasındaki çelişkileri de giderecek şekilde, olayın gerçekleştiği iş kolunda iş güvenliği bakımından uzman kişilerden oluşan bilirkişi heyetinden 6331 sayılı Kanun çerçevesinde ihlal edilen mevzuat hükümlerini, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçları irdeleyen, bu bağlamda işveren, sigortalı ve üçüncü kişilerin kusur aidiyet ve oranlarını gerekçeleriyle belirleyen, denetime elverişli kusur raporu alınarak sonucuna göre karar vermek gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum ve davalılardan ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK"nın 373/1 maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... İnş. San. Tic. Ltd. Şti."ne iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 30/06/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.