4. Hukuk Dairesi 2017/3094 E. , 2018/4205 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Bölge Adliye Mahkemesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine asıl dava 10/12/2014, birleşen dava 11/02/2015 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; asıl dava yönünden davacı lehine manevi tazminat talebini gerektirecek yasal şartlar oluşmadığından asıl davanın reddine, birleşen ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/90 esas sayılı davasının kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 28/11/2016 günlü karara karşı davacı vekili ve davalı vekilinin istinaf başvurusu üzerine yapılan incelemede; Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 353. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 1 numaralı alt bendi gereğince; davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı tarafın istinaf başvurusunun duruşma yapılmadan kısmen kabulü ile ... 20. Asliye Hukuk Mahkemesinin 28/11/2016 gün ve 2014/437 esas, 2016/425 sayılı kararının kaldırılmasına, HMK"nın 353. maddesinin 1. fıkrası (b) bendinin 2. maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla; asıl davanın reddine, birleşen ... 21. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/90 esas sayılı dosyasında davanın kısmen kabulüne dair verilen 23/03/2017 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, asıl davanın reddine, birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hükme karşı taraflarca istinaf talebinde bulunulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne dair verilen hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir."
Davacı vekili asıl davada; davalının, 08/12/2014 tarihinde düzenlediği basın toplantısında; birleşen davada ise 15/01/2015 tarihli basın toplantısı ile 15-16-19/01/2015 tarihlerinde internet sosyal paylaşım sitesinde yaptığı bir kısım açıklamalarla, müvekkilinin kişilik haklarına saldırıda bulunduğunu ileri sürerek, manevi tazminat talep etmiştir.
Davalı vekili; asıl ve birleşen davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
./..
-2-
İlk Derece Mahkemesince, sarf edilen sözlerin kesin yargı oluşturmadığı ve davacının kişilik haklarına haksız saldırı niteliğinde olmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, 15/01/2015 tarihli basın açıklaması ile 19/01/2015 tarihli internet sosyal paylaşım hesabından yapılan açıklamada davacıya yönelik kesin yargı içerir söz ve ifadelerin yasal dayanağının olmadığı, ifade özgürlüğü ve eleştiri sınırları kapsamını aştığı gerekçesiyle birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükme karşı, davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince; asıl davanın konusu teşkil eden 08/12/2014 tarihli basın açıklamasının içeriğinin görünür gerçeğe uygun ve güncel olduğu, davacının siyasi kimliğinden dolayı eleştirilere açık olması gerektiği ve davalının eleştiri konusunu oluşturan ifadelerde üstün nitelikte kamusal yarar bulunduğu gerekçesiyle mahkemece istemin reddi kararında isabetsizlik bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine; birleşen davanın konusunu teşkil eden 15/01/2015 tarihli basın açıklamasında sarf edilen sözlerin, ifade ve düşünce özgürlüğü kapsamı içinde kaldığı, davacının siyasi kimliği nedeniyle ağır eleştirilere açık olması gerektiği belirtilerek davalının istinaf başvurusunun kabulüne ve bu konudaki davanın reddine, 19/01/2015 tarihli internet sitesindeki yazı nedeniyle davacının kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle manevi tazminat ödetilmesi yönündeki mahkeme kararında isabetsizlik bulunmadığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya kapsamından, birleşen davada davacının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği kabul edilen 19/01/2015 tarihli internet sosyal paylaşım sitesinde yayınlanan tweetin birleşen davadaki reddedilen 15/01/2015 tarihli basın açıklamasıyla aynı içerikte olduğu, olay tarihinde davalının muhalefet partisi milletvekili, davacının da ... Büyükşehir Belediye Başkanı sıfatını taşıdığı, davalının açıklamalarında Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü bilgi notundaki bilgilere dayandığı, 1998 yılında EGO vasıtasıyla yapılan otobüs alımlarına ilişkin iddiaların araştırılmasının ve üzerinin örtülmemesinin istendiği anlaşıldığından, birleşen davanın da tümden reddine karar verilmesi gerekirken, açıklandığı şekilde kısmen kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda gösterilen nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 16/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.