Esas No: 2017/1433
Karar No: 2021/7768
Karar Tarihi: 01.12.2021
Danıştay 4. Daire 2017/1433 Esas 2021/7768 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2017/1433
Karar No : 2021/7768
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararları uyarınca vergi ziyaı cezalı olarak re'sen tarh edilen 2009 yılı gelir vergisi ile 2009/1-3,4-6,7-9,10-12 dönemleri geçici vergilerin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine Vergi Mahkemesince verilen kararda; re'sen takdir sebebinin takdire sevkten sonra düzenlenen vergi tekniği raporuyla ortaya çıktığı dikkate alındığında takdire sevk işleminin zamanaşımını durdurmayacağı ve 19/10/2015 tarihinde tebliğ edilen cezalı tarhiyatların zamanaşımına uğradığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 113. maddesinde, zamanaşımı, süre geçmesi suretiyle vergi alacağının kalkması olarak tanımlanmış olup, bu durumun mükellefin bu hususta bir müracaatı olup olmadığına bakılmaksızın hüküm ifade edeceği, 114. maddesinde ise, "Şu kadar ki, vergi dairesince matrah takdiri için takdir komisyonuna başvurulması zamanaşımını durdurur. Duran zamanaşımı mezkur komisyon kararının vergi dairesine tevdiini takip eden günden itibaren işlemeye devam eder. Ancak işlemeyen süre her hâl ve takdirde bir yıldan fazla olamaz." denilmek suretiyle takdir komisyonu kararlarına istinaden yapılan re'sen tarhiyatlarda zamanaşımı hususunun olup olmadığının tespiti için takdir komisyonuna sevk tarihi, takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi, ihbarnamenin tebliğ tarihi ve takdir komisyonunda geçen süreye (takdir komisyonuna sevk tarihi ile takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihi arasındaki süre) bakılarak karar verilmesi gerektiği düzenlemelerine yer verilmiştir.
Bilindiği üzere 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesinde sayılan re'sen vergi tarhını gerektiren sebeplerin varlığı halinde vergi inceleme elemanlarınca ilgili dönem matrahı re'sen tarh edilebileceği gibi takdir komisyonuna sevk edilerek de söz konusu işlem yapılabilmektedir. Kanunun 74. maddesinde ise, takdir komisyonlarının görevlerini yaparken takdir sebeplerinin bulunup bulunmadığını inceleyemeyeceği, hatalı gördüğü işlemlerde ilgili vergi dairesini yazı ile ikaz etmeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu itibarla, takdir komisyonu takdir nedenleri ile ilgili herhangi bir belirleme yapma veya değiştirme hakkına sahip değildir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri uyarınca, takdir komisyonu kararına göre yapılan tarhiyatlarla ilgili uyuşmazlıklarda zamanaşımı ile ilgili hususların çözümünde, genel ilke olarak takdir komisyonuna sevkle tarh zamanaşımının durduğunun kabulü gereklidir. Dolayısıyla, yalnızca takdire sevk tarihine bakılarak takdir komisyonuna sevkin, zamanaşımını durdurmak amacıyla yapıldığının bu çerçevede kabulüne imkan bulunmamaktadır. Mevcut vergi incelemeleri tamamlanmadan da takdire sevk işleminin bu kapsamda yapılabileceği ve tamamlanan inceleme sonucunda elde edilen bilgi ve verilerin takdir komisyonunca da değerlendirilebileceği tabiidir.
Dosyanın incelenmesinden, davacının 2009 yılına ilişkin katma değer vergisi matrahlarının re'sen takdiri için 28/10/2014 tarihinde takdir komisyonuna sevk edildiği, 24/07/2015 tarihli takdir komisyonu kararlarıyla matrah takdirinin yapıldığı, ancak takdir komisyonu kararının vergi dairesine tevdi tarihinin belirli olmadığı ve ihbarnamelerin davacıya 19/10/2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, 2009 yılına ilişkin olarak 31/12/2014 tarihinde dolacak olan tarh zamanaşımı süresinin dolmasından önce 28/10/2014 tarihinde yapılan takdire sevk işlemi, 213 sayılı Kanunu'nun 114. maddesi uyarınca işlemeye devam eden tarh zamanaşımı süresini durduracağından öncelikle davada tarh zamanaşımı (vergi dairesine tevdi tarihi dikkate alınarak) bulunup bulunmadığı araştırılıp şayet zamanaşımı yoksa işin esası incelenerek karar verilmesi gerektiğinden, Vergi Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Ayrıca davacı tarafından, takdir komisyonu kararlarının ihbarnameler ekinde kendisine tebliğ edilmediği ileri sürüldüğünden, yeniden verilecek kararda bu iddiasının da araştırılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine,
4.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen onbeş (15) gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 01/12/2021 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Kararda bulunacak hususlar" başlıklı 24. maddesinin (h) bendinde; kararı veren mahkeme başkanı ve üyelerinin veya hakimin ad ve soyadları ve imzaları ile varsa karşı oylarının kararda bulunması gerektiği, 45/1.maddesinde İdare ve vergi mahkemelerinin kararlarına karşı, başka kanunlarda aksine hüküm bulunsa dahi, mahkemenin bulunduğu yargı çevresindeki bölge idare mahkemesine, kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, 46. maddesinde, Danıştay dava dairelerinin nihai kararları ile bölge idare mahkemelerinin aşağıda sayılan davalar hakkında verdikleri kararların başka kanunda aksine hüküm bulunsa dahi Danıştayda kararın tebliğinden itibaren otuz gün içinde temyiz edilebileceği, aynı Kanun'un geçici 8. maddesinde de bu kanunla idari yargıda kanun yollarına ilişkin getirilen hükümlerin 2576 sayılı Kanunun, bu Kanunla değişik 3. maddesine göre kurulan bölge idare mahkemelerinin tüm yurtta göreve başlayacakları 20/07/2016 tarihten sonra verilen kararlar hakkında uygulanacağı hükümlerine yer verilmiştir.
İlk karara ait görüşme tutanağında ve karar metninde, kararın geçerli olabilmesi için gerekli sayıda üye imzası bulunmaması nedeniyle Dairemizce imza eksikliğinden dolayı kararın oluşmadığı gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir. Bunun üzerine Mahkemece dava konusu uyuşmazlık hakkında usulüne uygun görüşme tutanağı düzenlenerek bir karar verilmiştir. Bu durumda temyize konu kararın Bölge İstinaf Mahkemelerinin göreve başladığı 20/07/2016 tarihinden sonra verilen bir karar olması dolayısıyla istinafa tabi olduğu ve istinaf incelemesi yapılmak üzere görevli İstanbul Bölge İdare Mahkemesine gönderilmesi gerektiği görüşüyle Dairemiz kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.