Esas No: 2021/12739
Karar No: 2022/1334
Karar Tarihi: 27.01.2022
Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/12739 Esas 2022/1334 Karar Sayılı İlamı
9. Hukuk Dairesi 2021/12739 E. , 2022/1334 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı isteminin özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı asıl işveren ...'na bağlı ... Dr. ..., Kalp ve Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hizmet alım sözleşmeleri kapsamında alt işverenler nezdinde güvenlik görevlisi olarak çalıştığını, 31/12/2009 tarihine kadar asgari ücretin %75-80 fazlası oranında olmak üzere brüt 1.242,28 TL ( net 837,30 TL) ücret almakta iken, 01/01/2010 tarihinden itibaren izni ve onayı olmadan ücretinin asgari ücretin %5-10 fazlasına karşılık gelecek şekilde brüt 763,65 TL’ye (net 599,87 TL) düşürüldüğünü, dava tarihinde halen eksik ücret ödenmeye devam edildiğini, yanı sıra 01/10/2010 tarihinden itibaren haftalık 21 saat fazla mesai yapmasına rağmen, aylık 22 saat karşılığı fazla mesai ücreti ödendiğini ileri sürerek, fark ücret alacakları ile eksik ödenen fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalı cevabının özeti:
Davalı Bakanlık vekili; davacının davalı Bakanlık çalışanı olmadığını, ihaleyi alan firmalarda çalıştığını, davacı ile Bakanlık arasında hizmet ilişkisi olmadığı gibi asıl işveren ilişkisinin de bulunmadığını, davalı Bakanlığa husumet yöneltilemeyeceğini, davacının haftanın 7 günü, haftalık 21 saat fazla mesai yaparak, resmi bayramlar da dahil olmak üzere çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu,davacının ücretlerindeki düşüş sonrasında dava tarihine kadar uzun bir süre geçtiğini ve davacı tarafından ücretlerin ihtirazı kayıtsız olarak alındığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... Koruma ve Güv. Ltd. Şti. vekili; davacının davalı ... Bakanlığına bağlı Dr. ..., Kalp ve Damar Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde 25/09/2006 tarihinden itibaren çalışmaya başladığını, iş yerinde güvenlik hizmet işinin ihale ile verildiği şirketlerin işçisi olarak görünmesine rağmen ilgili hastane yönetiminin emir ve denetimi altında çalıştığını, davalı şirkete husumet yöneltilmeyeceğini, davacının belirli süreli iş sözleşmesi ile asgari ücret esasına göre çalıştığını, sözleşmede brüt ücretin belli olduğunu ve bu ücretin davacıya eksiksiz olarak ödendiğini, ücretlerinde iddia ettiği gibi bir kesinti yapılmadığını, davalı şirketin ihaleyi alarak hizmet verdiği dönemde hiçbir zaman ücrete ilişkin bir düzenleme yapılmadığını, kaldı ki davacının ücretlerini her ay ihtirazi kayıtsız olarak aldığını, şirkette çalışacak işçi sayısının ve ücretlerin ihale makamı olan Bakanlığın emir ve talimatları doğrultusunda belirlendiğini, davalı işyerinde işçilerin vardiyalı çalıştığını ve fazla mesai yapmadıklarını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak davacı işçinin 01.01.2010 tarihinden itibaren ücretin düşürülmesi sureti ile iş şartlarında esaslı değişiklik yapıldığı, davacının iş şartlarındaki esaslı değişikliği yazılı olarak kabul etmediği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince temyizi üzerine, Dairemizin 09.09.2019 tarihli, 2016/6107 esas ve 2019/15398 karar sayılı ilamı ile '' Davacı, 01/01/2010 tarihinden itibaren muvafakati olmaksızın ücretinin düşürüldüğü iddiasıyla anılan tarihten itibaren hesaplanacak ücret farkını talep etmiştir. Dosyada mevcut imzası inkâr edilmeyen sözleşme içeriğine göre, davacının yeni imzaladığı sözleşme ile ücretinin düşürülmesine muvafakat verdiği anlaşılmaktadır. Davacının sözleşmeyi imzalarken hataya düşürüldüğüne ilişkin iddiasını doğrulayan tanığın da aynı iddia ile dava açtığının anlaşılması karşısında, bu tanığın beyanına ihtiyatla yaklaşılması gerektiği açıktır. Bu konuda başkaca delil de yoktur.Sonuç itibariyle; imzası inkâr edilmeyen ve irade fesadı altında imzalandığı kanıtlanamayan sözleşmeye değer verilerek davacının ücretinin düşürülmesine muvafakat verdiği kabul edilip davanın reddi gerekirken kabulü hatalıdır. '' gerekçesiyle bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyma kararı verilmek suretiyle davanın reddi yönünde hüküm kurulmuştur.
Temyiz:
Karar süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 10.02.1988 tarih 197/2-520 esas, 1988/89 karar sayılı kararında, yargıtayca temyiz incelemesinin yapıldığı sırada dosyada bulunan bir belgenin gözden kaçırılması, maddi hata nedeni olarak açıklanmıştır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kökleşmiş içtihatları maddi hataya dayanan bozma ya da onama ilamının usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı yönündedir (Yargıtay HGK17.012007gün 2007/9-13 esas 2007/17 karar ve Yargıtay HGK. 25.06.2008 gün 2008/11-448 esas, 2008/454 karar).
Ayrıca belirtmek gerekir ki, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 04.02.1959 gün ve 1957/13 esas, 1959 karar ve 09.05.1960 gün 1960/21 esas, 1960/9 karar sayılı kararlarında açıklandığı üzere Yargıtay'ca maddi hata sonucunda verilen bir karara mahkemece uyulsa dahi usuli kazanılmış hak oluşmaz.
Somut uyuşmazlıkta, Dairemizin 09.09.2019 tarihli, 2016/6107 esas ve 2019/15398 karar sayılı ilamı ile; davacının muvafakati olmaksızın 01.01.2010 tarihinden itibaren ücretinin düşürüldüğü iddiasıyla fark ücret alacağı talebiyle açmış olduğu davasının kısmen kabulüne hükmedildiği, ancak dosyada mevcut imzası inkâr edilmeyen iş sözleşmesi içeriğine göre davacı işçinin yeni sözleşme ile ücretinin düşürülmesine muvafakat verdiği, sözleşmenin irade fesadı altında imzalandığının kanıtlanamadığı, buna göre davanın reddi gerekirken kabulünün hatalı olduğu gerekçesiyle bozma kararı verilmiş ise de, dosyanın yeniden ele alınması neticesinde; davacı işçi ile davalı şirketin kaşe ve imzasını taşıyan 01.01.2010 başlangıç tarihli iş sözleşmesinde davacının aylık temel ücretinin ‘1.200,00TL’ olarak gösterilmiş olduğu, bu bağlamda davacının yeni iş sözleşmesi ile ücretinin düşürülmesine muvafakat ettiği yönündeki belirlemede bir hata bulunmadığı, ancak sözleşme gereği davacıya aylık ücret olarak 1.200,00TL brüt (859,08TL net)ödenmesi gerektiği halde,bu tutarın altında olmak üzere örneğin 2010 Ocak ayında brüt 763,65TL (net 546,69-TL) ücret ödendiği dosyada bulunan bordrolardan anlaşılmaktadır.
Bu tespite göre, davacının fark ücret alacağı iddiasının yerinde bulunduğu, ancak dosya kapsamına göre özel güvenlik görevlisi olarak 12 saat çalışma 24 saat dinlenme esasıyla görev yaptığı isabetli şekilde tespit edilmiş olan davacının, 01.01.2010 tarihli iş sözleşmesindeki ücretine göre bordrolarda eksik ödendiği belirlenen aylık temel ücret farkları ve buna göre ortaya çıkan fazla çalışma ücreti ile ulusal bayram ve genel tatil ücretleri fark alacakları bakımından Mahkeme tarafından bozma öncesi alınan 14.10.2015 tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda yeniden karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır. Mahkemece önceki maddi hataya dayalı bozma ilamına uyularak verilen karar isabetli bulunmadığından yeniden bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 27/01/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.