Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/11274
Karar No: 2022/1336
Karar Tarihi: 27.01.2022

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2021/11274 Esas 2022/1336 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2021/11274 E.  ,  2022/1336 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : YETKİ TESPİTİNE İTİRAZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkili Sendika’nın 20/06/2016 sayılı ve 2016/229 sayılı yazısıyla ... Kargo Nakliyat Tic. Ltd. Şti. ile Toplu İş Sözleşmesi imzalayabilmesi için yetki tespiti yapılması talebinde bulunulduğunu, bunun üzerine davalı Bakanlığın Sendika’nın %1 işkolu barajını aşmadığı gerekçesiyle işlem yapmayacağının bildirildiğini, ÇSGB Çalışma Genel Müdürlüğü'nün 6356 sayılı Kanunun geçici 6.maddesinin 3. fıkrasına eklenen 19/01/2013 tarihli 6385 sayılı Kanunu’nun 20. maddesine aykırı olan 24/06/2016 tarihli 16006 sayılı işlemin durdurulmasını, 20/06/2016 sayılı ve 2016/229 sayılı yetki tespiti talebinin kabulü ile işletmede çoğunluğa sahip olduğunun ve bu işletme için Toplu İş Sözleşmesi yapmaya yetkili olduğunun tespiti ile ilgili prosedürün yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, davacı Sendika’nın üyelik yüzdesinin %0,66 olduğunu, Toplu İş Sözleşmesi yapabilmek için 6356 Sayılı Kanunun aradığı %1 oranını aşmadığını, müvekkili Bakanlığın 24/06/2016 tarih 16006 sayılı işlemin durdurulmasına ilişkin huzurdaki davanın reddi gerektiğini, 6356 sayılı Kanunun geçici 6. maddesinin 3. fıkrasının, 6645 sayılı Kanunun 81. maddesinin 1.fıkrası ile yürürlükten kaldırıldığını, 01/06/2016 tarihinde yapılan yetki tespiti başvurusunun 6385 sayılı Kanuna göre değerlendirilmesinin mümkün olmadığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    Toplu iş sözleşmesi kavramı Anayasa'nın 53 üncü maddesinde düzenlenmiştir. “Toplu iş sözleşmesi ve toplu sözleşme hakkı” başlıklı maddenin birinci fıkrasına göre “İşçiler ve işverenler, karşılıklı olarak ekonomik ve sosyal durumlarını ve çalışma şartlarını düzenlemek amacıyla toplu iş sözleşmesi yapma hakkına sahiptirler.”
    Toplu iş sözleşmesi yetkisi ise, toplu iş sözleşmesi ehliyetine sahip kuruluş veya kişinin belli bir toplu iş sözleşmesi yapabilmesi için Kanunun aradığı niteliğe sahip olmasını gösterir (GÜNAY, Cevdet İlhan: İş Hukuku Yeni İş Yasaları, ... 2013, s. 942).
    6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nun “Yetki” başlıklı 41 inci maddesinin birinci fıkrasına göre “Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birinin üyesi bulunması şartıyla işçi sendikası, toplu iş sözleşmesinin kapsamına girecek işyerinde başvuru tarihinde çalışan işçilerin yarıdan fazlasının, işletmede ise yüzde kırkının kendi üyesi bulunması hâlinde bu işyeri veya işletme için toplu iş sözleşmesi yapmaya yetkilidir.”
    6356 sayılı Kanun'un “Yetki Tespiti İçin Başvuru” başlıklı 42 nci maddesinin ilk üç fıkrasına göre ise;
    “(1) Toplu iş sözleşmesi yapmak isteyen işçi sendikası Bakanlığa başvurarak yetkili olduğunun tespitini ister. İşveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işveren de Bakanlığa başvurarak yetkili işçi sendikasının tespitini isteyebilir.
    (2) Bakanlık, kayıtlarına göre başvuru tarihi itibarıyla bir işçi sendikasının yetkili olduğunu tespit ettiğinde, başvuruyu, işyeri veya işletmedeki işçi ve üye sayısını, o işkolunda kurulu işçi sendikaları ile taraf olacak işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene altı iş günü içinde bildirir.
    (3) İşçi sendikasının yetki şartlarına sahip olmadığının ya da işyerinde yetki şartlarına sahip bir işçi sendikasının bulunmadığının tespiti hâlinde, bu bilgiler sadece başvuruyu yapan tarafa bildirilir.”
    Yine 6356 sayılı Kanun'un “Yetki İtirazı” başlıklı 43 üncü maddesine göre de;
    “(1) Kendilerine 42 nci madde uyarınca gönderilen tespit yazısını alan işçi veya işveren sendikaları veya sendika üyesi olmayan işveren; taraflardan birinin veya her ikisinin yetki şartlarına sahip olmadığı veya kendisinin bu şartları taşıdığı yolundaki itirazını, nedenlerini de göstererek yazının kendilerine tebliğ edildiği tarihten itibaren altı iş günü içinde mahkemeye yapabilir.
    (2) İtiraz dilekçesi görevli makama kayıt ettirildikten sonra mahkemeye verilir. Kurulu bulunduğu işkolunda çalışan işçilerin yüzde birinden daha az üyesi bulunan işçi sendikası, yetki itirazında bulunamaz.
    (3) İtiraz dilekçesinde veya ekinde somut delillerin yer almaması hâlinde itiraz incelenmeksizin reddedilir. İşçi ve üye sayılarının tespitinde maddi hata ve süreye ilişkin itirazları mahkeme altı iş günü içinde duruşma yapmaksızın kesin olarak karara bağlar. (Değişik cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bunların dışındaki itirazlar için mahkeme, duruşma yaparak karar verir ve bu karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde bölge adliye mahkemesi bir ay içinde kararını verir. (Ek cümle: 12/10/2017-7036/34 md.) Bu karara karşı temyiz yoluna başvurulması hâlinde Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir.
    (4) 42 nci maddenin üçüncü fıkrası uyarınca kendisine yetki şartlarına sahip olmadığı bildirilen işçi sendikası, altı iş günü içinde yetkili olup olmadığının tespiti için dava açabilir. Mahkeme açılan davayı o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikaları ile işveren sendikası veya sendika üyesi olmayan işverene de bildirir. Mahkeme davayı iki ay içinde sonuçlandırır.
    (5) İtiraz, karar kesinleşinceye kadar yetki işlemlerini durdurur.”
    Bu genel açıklamalar ışığında temyiz itirazlarının değerlendirilmesi gerekmektedir.

    1-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda “usuli kazanılmış hak” kavramına ilişkin açık bir hüküm bulunmamakla birlikte, bu kurum, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı genel güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla Yargıtay uygulamaları ile geliştirilmiş, öğretide kabul görmüş ve usul hukukunun vazgeçilmez, ana ilkelerinden biri haline gelmiştir. Anlam itibariyle, bir davada, mahkemenin ya da tarafların yapmış olduğu bir usul işlemi ile taraflardan biri lehine doğmuş ve kendisine uyulması zorunlu olan hakkı ifade etmektedir.
    Yargıtay’ın vermiş olduğu bozma kararına uymuş olan yerel mahkeme, bozma kararı doğrultusunda inceleme yapmak ve hüküm kurmak zorundadır. Mahkeme uyma kararını kaldırarak direnme kararı veremeyeceği gibi, hükmünün bozma kararının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan bölümleri hakkında da farklı bir karar vermeden yeniden hükümde karar vermek zorundadır. Bozmaya uyulmakla bozma lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak doğmuş olur. Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usulü kazanılmış hak oluşturur.
    Mahkemece davanın reddine ve Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen ilk karar, Dairemizin 17/09/2020 tarihli ilâmıyla özetle “Dosya içeriğine göre başvuru tarihi itibariyle yayımlanan son istatistik olan 2016 yılı Ocak ayı istatistiğinin esas alınması yerinde ise de; temyiz safhasında celbedilen bilgi ve belgelerden %1 işkolu barajını aşamayan davacı Sendika’nın 2016 yılı Ocak ayı istatistiklerine karşı süresinde itiraz ettiği, yargılamanın ... 40. İş Mahkemesi’nin 2016/1156 esas sayılı dosyası ile görüldüğü ve halen derdest olduğu anlaşılmıştır. Bütün bu açıklamalar karşısında, Mahkemece, ... 40. İş Mahkemesi’nin 2016/1156 esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma kararına uyulmasına karşın, istatistiğe itiraz davasının bekletici mesele yapılmasına dair ara karardan dönülerek yargılamanın sonuçlandırılması doğru olmamıştır.
    Bozma ilâmında da belirtildiği üzere, kanun metninden açık bir şekilde anlaşılacağı üzere, yetki tespiti taleplerinde başvuru tarihi itibariyle en son yayımlanan istatistik esas alınacaktır. Yayımlanan istatistiklere itiraz edilmesi halinde ise itiraza ilişkin dava bekletici mesele yapılarak, ilgili mahkeme kararının ve dolayısıyla istatistiğin kesinleşmesi beklenmelidir.
    Bu itibarla, mahkemece ... 40. İş Mahkemesinin 2016/1156 esas sayılı dosyası bekletici mesele yapılmalı, kararın ve istatistiğin kesinleşmesi beklenilmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
    3-Somut uyuşmazlıkta davacı sendika tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 24/06/2016 tarih ve 16006 sayılı olumsuz yetki tespit kararının iptali talep edilmektedir.
    Dava, sadece Bakanlığa karşı açılmış ve mahkemece de yargılama bu şekilde sonuçlandırılmıştır.
    6356 sayılı Kanun’un 43 üncü maddesinin dördüncü fıkrasında, olumsuz yetki tespitine itiraz istemine ilişkin davalarda, mahkemece resen, davanın işveren ile o işkolunda çalışan işçilerin en az yüzde birini üye kaydeden işçi sendikalarına ihbar edilmesi gerektiği açık olarak belirtilmiştir. Bu itibarla mahkemece, davaya feri müdahil olarak katılma hakları olan işveren ... Kargo Nak. Tic. Ltd. Şti. ile ... İşçileri Sendikası, ... Sendikası, ... Sendikası ile ..., ... Taşıma İş Sendikasına davanın ihbarı ve daha sonra işin esasının incelenmesi gerekmektedir.
    Anılan hususlar gözetilmeksizin, eksik inceleme sonucunda İlk Derece Mahkemesince yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    Sonuç:
    Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 27/01/2022 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi