12. Ceza Dairesi 2019/13149 E. , 2020/3892 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, İmar kirliliğine neden olma
Hüküm : 1-Sanıklar hakkında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan;
Zamanaşımı nedeniyle düşme
2-Sanıklar hakkında İmar kirliliğine neden olma suçundan;
Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine, imar kirliliğine neden olma suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili ve şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Dosya kapsamında mevcut 21/11/2014 havale tarihli bilirkişi raporunda, dava konusu ana taşınmazların yaklaşık 20 yıl, ilave yapıların ise 12 yıl önce yapıldıklarının tespit edilmesi karşısında, suç tarihinin 1994 - 2002 yılları olarak kabulünde zorunluluk bulunduğundan, gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “20/01/2009 - 2010” şeklinde gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak kabul edilmiştir.
1- Şikayetçi ... vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde:
Şikayetçi vekilinin yokluğunda verilen hükmün 21/11/2016 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, şikayetçi vekilinin de hükmü CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 29/11/2016 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin isteme uygun olarak REDDİNE;
2- Katılan ... vekilinin, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince:
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan “suçtan zarar görme” kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; “suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali” olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında; katılan ...’nın 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan açılan davaya katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmadığı anlaşılmakla, katılan ... vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 317. maddesi uyarınca isteme uygun olarak REDDİNE,
3- Katılan ... vekilinin, imar kirliliğine neden olma suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise:
Yapılan yargılama sonunda, atılı suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 23/06/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.