Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/99
Karar No: 2012/1441

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2012/99 Esas 2012/1441 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2012/99 E.  ,  2012/1441 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, iş kazası sonucu sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelirler ile yapılan ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi gereğince davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davalı ... hakkındaki davanın reddine, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı Kurum avukatı ile, davalı şirket avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    5510 sayılı Yasanın 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesindeki, “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir.” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereğince, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26 ve 87.maddeleridir.
    Davalılardan ...., demirci olarak çalışmakta iken, inşaat alanındaki çadırda istirahat ettiği sırada, mobil vinç bomlarının çadırın üstüne devrilerek düşmesi sonucu yıkılan çadırın altında kalarak yaralanmıştır. Yargılama sırasında, devam ettiği anlaşılan.... ait dosyadaki bilgilerden ve alınan kusur raporundan, inşaatın .... ait olup, kalıp, demir, beton ve asmelon işinin işçiliği sözleşme ile ... verildiği, bu şirketin de, inşaatın 11 katlı yüksek bir bina olduğu için, ...sözleşme ile vinç kiralamış, işi bittiğinde sökmek için de, yine, sözleşme gereği, vinçi kiraya veren şirket, bir seyyar vinç göndermiş, her iki vincin operatörü de ... işçisi olduğu anlaşılmakla, davalı şirketlerin çalışan sorumlular yanında operatör .... ve yetkilisi ortağı .... ile kazalı, kusurlu bulunmuşlardır. Kazalı tarafından, iş bu davada davalı olan davalı şirketler aleyhine açılan tazminat davasında da; davalı şirketler ile birlikte, .... kaba işler işçilik taşeronu sıfatıyla kusurlu bulunmuş, ... görülmekte olan 2007/123 Esas sayılı dava dosyasında, ne şekilde karar verildiği, dosyanın akibeti araştırılmamıştır.İş bu dava dosyasında alınan kusur raporlarında ise; davalılardan ... kusurlu bulunmuş, bu oranlara göre de hüküm kurulmuştur.
    Borçlar Kanununun 53.maddesi hükmü uyarınca hukuk hakimi, ceza davasında alınmış kusur raporu ile bağlı değilse de, kesinleşmiş ceza ilamıyla saptanmış maddi olgularla bağlıdır.Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı Kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, tazminat davasında alınan kusur raporunun iş bu rücu davasında bağlayıcılığından söz edilemez ise de, sigortalı veya haksahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davasında alınan kusur raporu, rücu davasında bağlayıcı değil, güçlü delil niteliğindedir.
    Kamu düzeni düşüncesi ile oluşturulan işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuat hükümleri; işyerleri ve eklerinde bulunması gereken sağlık şartlarını, kullanılacak alet, makineler ve hammaddeler yüzünden çıkabilecek hastalıklara engel olarak alınacak tedbirleri, aynı şekilde işyerinde iş kazalarını önlemek üzere bulundurulması gerekli araçların ve alınacak güvenlik tedbirlerinin neler olduğunu belirtmektedir. Burada amaçlanan, yapılmakta olan iş nedeniyle işçinin vücut tamlığı ve yaşama hakkının önündeki tüm engellerin giderilmesidir.
    Uygulamada önemli olan, işverenin iş kazasına neden olmuş hareketinin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı bulunup bulunmadığının tespiti işidir.
    Bu konuda yapılacak ilk yargı işlemi, mevcut hükümlere göre alınacak tedbirlerin neler olduğunun tespiti işidir. Mevzuat hükümlerince öngörülmemiş, fakat, alınması gerekli başkaca bir tedbir varsa, bunların dahi tespiti zorunluluğu açıktır. Bunların işverence tam olarak alınıp, alınmadığı (=işverenin koruma tedbiri alma Ödevi) alınmamışsa, zararın bundan doğup doğmadığı, duruma, işçinin tedbirlere uymamasının etkili bulunup, bulunmadığı, (=işçinin tedbirlere uyma yükümlülüğü) ve bu doğrultuda tarafların kusur oranı saptanacaktır.Sorumluluğun saptanmasında kural, sorumluluğu gerektiren ve yasada belirlenmiş bulunan durumun kendi özelliğini göz önünde bulundurmak ve araştırmayı bu özelliğe göre yürütmektir.
    Davanın, yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 87.maddesinde tanımlandığı üzere, taşeron; bir işte ya da bir işin bölüm veya eklentilerinde asıl işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran 3.kişidir.
    Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir.
    İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde yada bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenlerde asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir.
    Aracı sıfatının kazanılmasında diğer koşullar ise, asıl işverenden istenilen işin, asıl iş yada işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır.
    Yukarıdaki bilgiler ışığı altında somut olayda, ceza davasının sonucu beklenmeli, kesinleştikten sonra, ceza varsa, mahkum olanlar ile, ... de çalışanları kusurlu bulundukları takdirde, bu şirketinde kusuru irdelenmeli, her ne kadar kesinleşen tazminat davasında alınan kusur raporu, iş bu rücu davasında kesin delil değil ise de, dava kesinleşmiş ise güçlü delil niteliğinde olduğundan, bu davanın kesinleşip kesinleşmediği araştırılarak, kesinleşti ise, niteliği gözetilerek, kusur raporu da irdelenmeli; ilgili mevzuat uyarınca hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlerin alınıp alınmadığı ve alınmış önlemlere, sigortalının, uyup, uymadığı, varsa, üçüncü kişilerin sorumlulukları, yargısal denetime elverir biçimde irdelenip, çelişkiden uzak rapor alınması gereği üzerinde durulmaksızın, kusur aidiyeti konusunda eksik ve yetersiz incelemeye dayalı kusur raporu esas alınmak suretiyle sonuca varılması isabetsizdir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davacı Kurum vekili ile davalılar ...Vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan..... "ne iadesine 06.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi