14. Hukuk Dairesi 2018/3787 E. , 2021/2893 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.07.2012 gününde verilen dilekçe ile mirastan feragat sözleşmesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 16.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirastan feragat sözleşmesinin iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili; davacı ..."ın ölünceye kadar bakılmak için mirastan feragat sözleşmesi yapıldığını, feragat sözleşmesinin asıl amacı bu olmasına rağmen, davalıların babaları ..."a bakmadıklarını, sözleşmesinin iptalini talep ve dava etmişlerdir.
Davalılar vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili ve davalılar vekili temyiz etmiştir.
Ölüme bağlı tasarrufların hüküm ve neticelerini, mirasbırakanın ölümünden sonra meydana getirmesi söz konusu olduğu için, bu özelliği nedeniyle, kanun koyucu bu tasarrufların kurulmasını sıkı şekil şartına bağlamıştır.
Kanun koyucu ölüme bağlı tasarrufların yapılması için iki farklı şekil şartı öngörmüştür. Bunlardan biri, mirasbırakanın tek taraflı yaptığı ve her zaman dönebileceği vasiyetname (MK 531-544), diğeri iki taraflı, bağlayıcı özelliği olan miras sözleşmesidir.
Miras sözleşmesinin geçerli olması için Türk Medeni Kanununun 545/I. maddesi uyarınca resmî vasiyetname şeklinde düzenlenmesi gerekir.
Mirastan feragat sözleşmesi, hukuki niteliği itibariyle bir miras sözleşmesi olduğu için, yukarıda açıklanan kurallar mirastan feragat sözleşmesinin kurulmasında da geçerli olacaktır.
Somut olayda; mahkemece, davaya konu ... 1. Noterliğinde düzenlenen 19.04.2007 tarihli sözleşmeyi mirastan feragat sözleşmesi olarak nitelendirilmiş ise de; sözleşme, ... ile feragat edenler ..., ..., ..., ... yönünden mirastan feragat sözleşmesi, diğer mirasçılar arasında ise açılmamış miras payının devri sözleşmesi niteliğindedir.
Mirasçılar miras yoluyla kendilerine intikal eden hakları ister diğer mirasçılara isterse mirasçı olmayan kişilere bedelli ya da bedelsiz olarak devredebilirler.
Türk Medeni Kanununun 677/1. maddesi gereğince, terekenin tamamı veya bir kısmı üzerinde miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmelerin geçerliliği yazılı şekle bağlıdır.
Öte yandan, TMK’nin 678. maddesinde miras açılmasından önce yapılan sözleşmelerin geçerliği mirasbırakanın katılımı veya iznine tabi kılınmış, başka bir ifadeyle mirasbırakanın katılması veya izni olmaksızın bir mirasçının henüz açılmamış bir miras hakkında diğer mirasçılar veya üçüncü bir kişi ile yapacağı sözleşmeler geçerli kabul edilmemiştir.
Mahkemece mirasçılar yönünden davanın miras taksim sözleşmesi, muris yönünden ise bağıştan rücu şeklinde nitelendirmesi doğru görülmemiş ise de; davanın reddi sonucu itibariyle doğru bulunduğundan HUMK"nun 438/IX. maddesi gereğince gerekçe düzeltilerek hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekili ve davalılar vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün gerekçesi düzeltilerek ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.