3. Hukuk Dairesi 2017/6251 E. , 2019/2207 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki elatmanın önlenmesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı , davalıya ait ... Mahallesinde bulunan 801 ada 21 parselde kayıtlı 32 numaralı, blok A, giriş 3. ... katta kayıtlı 1 numaralı bağımsız bölümü kiraladığını,söz konusu taşınmazı kira akdinde belirlenen şartlara uygun olarak kullanmasına rağmen, taşınmaza girişinin kira sözleşmesinin feshedildiği gerekçesiyle site güvenliği tarafından engellendiğini,tarafına ... 37. Noterliği’nin 29.04.2014 tarihli ve 10560 yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini,bu ihtarnamede davalı tarafın imzalanan kira sözleşmesini bir kira teklifi olarak nitelendirerek sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini ileri sürerek,davalının kiralanana vaki müdahalesinin men"ine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı,davacının, şirketlerinin ‘’Halkalı ... Sarayları’’ projesinde ilgili taşınmaza tahsisli otopark alanını kiralamaya talip olduğunu, davacının kiralama talebi üzerine, ticari alan kiralamaları ile ilgilenen birimlerinin talep hakkında davacı ile görüşmelere başladığını, görüşmeler sırasında kira sözleşme taslağı yapıldığını, söz konusu kira sözleşme taslağının şirketlerinin genel müdürü tarafından da parafe edilerek onay için yönetim kuruluna teklif edildiğini, ancak yönetim kurulunun, davacı ile yapılması planlanan kira sözleşme taslağını onaylamadığını,bu nedenle söz konusu kiralama işleminin gerçekleşmediğini savunarak,davanın reddini istemiştir.
Mahkemece,davacı ile davalı şirket arasında akdedilen 01/03/2014 tarihli sözleşmenin davalı tarafça iddia edildiği gibi bir kira teklifi olmayıp kira sözleşmesi olduğu, ancak sözleşmenin şirket adına tek yetkili tarafından imza edildiği, sözleşme yapmaya yetkili birinci dereceden bir imza veya biri ikinci, biri üçüncü derecede olmak üzere iki imza ile müştereken imzalanmadığı,bu sebeple ilgili sözleşmenin davalıyı bağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; taraflar arasında akdedildiği iddia edilen kira sözleşmesi nedeniyle men-i müdahale istemine ilişkindir.
İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur. HMK’nun ispat yükünü düzenleyen 190. maddesine göre ispat yükü; kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat edilemez. Kural olarak kira ilişkisinin varlığını ve aylık kira bedelinin ne kadar olduğunu ispat külfeti davacı kiraya verene, kira bedelinin ödendiğinin ispat külfeti ise davalı kiracıya aittir.
Somut olayda;davacı,davalı ile aralarında akdedilen 01.03.2014 tarihli yazılı sözleşmenin bir kira akdi olup tarafları bağlayacağını ileri sürerek,davalının vaki müdahalesinin men-ini talep etmekte;davalı ise,taraflar arasında imzalanan 01.03.2014 tarihli yazılı metnin bir kira sözleşmesi olmayıp,sözleşme tasarısı olduğunu, şirketlerinin yıllardır her konuda çift imza ile temsil edildiğini,söz konusu metnin şirket genel müdürlerince imzalandığını,bu genel müdürün sözleşme taslağının oluşturulduğu tarihte henüz imza sirkülerinde de yer almadığını,söz konusu tek imzanın şirketlerini bağlamayacağını,taraflar arasındaki kira ilişkisi olmadığını savunarak, davanın reddini istediği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, her ne kadar,dosya kapsamına davalı tarafça sunulan imza sirküleri ile yetinilmek suretiyle,kıyas yöntemi ile değerlendirme yapılarak, sözleşmenin sözleşme yapmaya yetkili birinci dereceden bir imza veya biri ikinci, biri üçüncü derecede olmak üzere iki imza ile müştereken imzalanmadığı,bu sebeple ilgili sözleşmenin davalıyı bağlamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de,söz konusu 01.03.2014 tarihli sözleşme altında kiralayan sıfatına haiz davalı şirket adına atılan imzanın davalı şirketi bağlayıp bağlamayacağının tespiti noktasında,davalı tarafça sunulan imza sirküleri ile yetinilmeyip,ilgili ticaret sicil memurluğundan davalı şirkete ait ticaret sicil kayıtları ile imza sirküleri getirtilerek, 01.03.2014 tarihi itibariyle davalı şirketi temsil ve ilzama yetkili kişi ya da kişilerin tespit edilmesi suretiyle sonucuna uygun inceleme ve değerlendirme yapılması gerekirken,eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,18.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.