Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/412
Karar No: 2020/4104
Karar Tarihi: 30.06.2020

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2019/412 Esas 2020/4104 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İş Mahkemesi'nde görülen bir rücuan tazminat davasında mahkeme bozulduktan sonra yeniden verilen kararın yasalara ve usulsüzlüklere aykırı olduğu belirtilerek hüküm bozulmuştur. 506 sayılı Kanuna dayalı olarak işverenler aleyhine açılan rücuan tazminat davalarında zamanaşımı Borçlar Kanununun 125. maddesi uyarınca 10 yıldır ve ceza davasına müdahil olan kurumlar açısından Borçlar Kanunu'nun 60. maddesindeki ceza zamanaşımı uygulanmamaktadır. Mahkeme kararlarında talep sonuçlarına göre karar verilir ve her bir talep hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan haklar açıkça gösterilir. Kurum tarafından bağlanan peşin değerli gelirlerin tespiti için kazazedenin ilk peşin değeri bağlama onay tarihi olarak kabul edilir ve geçici iş göremezlik ödemelerini takiben başlatılması gerekmektedir. Kanun maddeleri: 506 sayılı Kanun, 818 sayılı Borçlar Kanunu, 6098 sayılı Kanun.
10. Hukuk Dairesi         2019/412 E.  ,  2020/4104 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    No : 2017/359-2018/265

    Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne dair, karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı kurum ve davalılar ... ve ... Denim İşletmeleri A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    1-Eldeki davada, mahkemece verilen 10.07.2014 tarihli karar, Dairemizin 11.04.2016 günlü ve 2014/26667 Esas, 2016/5360 Karar Sayılı ilamı ile “, kusur raporlarındaki çelişkinin giderilmesi, asıl işveren taşeron ilişkisinin usulünce tespit edilmesi, ceza ve tazminat davalarının dikkate alınması ile olaya uygun şekilde bir kusur raporu alınması ve özellikle peşin değerli gelirlerde oluşan çelişkinin de giderilmesi suretiyle bir karar tesis edilmesi..” gereğine işaret edilerek, bozulmuştur.
    Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
    Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir. Bozma kararına uymuş olan mahkeme kesinleşen bu kısımlar hakkında yeniden inceleme yaparak karar veremez. Bir başka anlatımla, kesinleşmiş bu kısımlar, lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış hak oluşturur. (04.02.1959 gün ve 13/5 sayılı YİBK)
    Eldeki davada ise, bozmaya uyulmuş ise de bozma gereklerinin tam olarak yerine getirildiğinden bahsedilmesi mümkün değildir. Mahkemece bozma sonrası davalılardan ... Denim A.Ş. hakkında da dava açılmış ve bu dava ile asıl dava dosyası birleştirilmiş ise de, tazminat dosyası içeriğinin dikkate alınmaksızın ve tüm davalılar hakkında (davalı gerçek kişilerin de kusurlu olup olmadığı hususunda değerlendirmeler içeren) somut kusur nedenleri belirlenmeksizin verilen rapora dayalı olarak karar verildiği anlaşılmakta olup, bozma öncesi ve sonrası alınan raporlar arasındaki çelişkiyi de giderecek şekilde olayın meydana geldiği iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden oluşa uygun bir kusur raporu aldırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırıdır.
    2- Hukuk Muhakemeleri Kanununun 26. maddesi uyarınca; "Hâkim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir." Hükmü mevcut olup aynı Kanunun 297. maddesinin (2). fıkrasında “hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir”, hükümleri öngörülmüş olup, hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait her hangi bir söz tekrar edilmeksizin isteklerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekir.
    Mahkemece bozma öncesi davalılar ..., ..., ..., ... aleyhine açılmış, davada davacı Kurum talebinin %50 ile sınırlandırılmış olması ile bozmadan sonra birleşen davada ise davalı ... hakkında %60 üzerinden talepte bulunulduğu anlaşılmakta olup, mahkemece bu durum ve davacı kurumun talebine göre %50 kusur üzerinden tüm davalılar hakkında hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    3-506 sayılı Yasaya dayalı olarak işverenler aleyhine açılan rücuan tazminat davalarında; süregelen mevcut uygulama dışında, herhangi bir etkileşim ve değişim öngörülmediğinden, Borçlar Kanununun 332/I. maddesinde belirtilen işçi-işveren arasındaki akde aykırılık eylemleri ve bu çerçevede maddenin 2. fıkrası gereğince işverenin akde aykırı davranışları (işçi sağlığı ve iş güvenliğinin gerektirdiği önlemlerin alınmaması vs.) sonucu, 26/I. maddeyle vaki ilişkilendirme, bir bakıma akde aykırı hareketten doğan tazminat davaları hakkındaki hükümlere tabii olmakla; zamanaşımı, işverenler açısından Borçlar Kanununun 125.(6098 sayılı Kanun md. 146) maddesine göre ve 01.07.1994 gün ve 2/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça belirtildiği üzere 10 yıldır.
    Kurum ceza davasına müdahil olarak katılmadığından rücu davalarında Borçlar Kanunu"nun 60. maddesindeki ceza zamanaşımı ise uygulanmamaktadır.
    Zamanaşımının başlangıcı konusuna gelince; 506 sayılı Kanunda zamanaşımının (özel olarak) düzenlenmediği düşünüldüğünde; genel hükümler çerçevesinde çözüm arama gereği vardır. Gerçekten de 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 128. (6098 Sayılı Kanunun 146-149.) maddesinde: “Zaman aşımı, alacağın muaccel olduğu zamanda başlar” denilmektedir. Kurum açısından alacak hakkı, bağladığı gelirin yetkili organ tarafından onaylandığı tarihte ödenebilir hale geleceğinden, muacceliyet’in onay tarihi olacağı açıktır. O halde, masraflar için sarf ve ödeme, gelirler için ilk peşin sermaye değerinin başlangıçtaki gelir bağlama onay tarihinde zararın öğrenmiş olacağının ve zamanaşımının bu tarihte başlayacağının kabulü gerekir.
    Eldeki davada ise, bozmadan sonra açılan ... Aş. hakkındaki davada, bu davalının usulünce ve süresinde ileri sürdüğü tüm talepler bakımından zamanaşımı defisinin irdelenmesi ve özellikle dava tarihine göre geçici iş göremezlik ödemeleri ve hastane masrafları yönünden 10 yıllık sürenin geçip geçmediği hususunda değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    4- Dava dilekçesine ekli belgelerden kurum sigortalısının hak sahiplerine bağlandığı belirtilen peşin değerli gelirler tablosu ile yargılama sırasında kurumdan cevabi yazı ile gelen belgelerdeki peşin değerli gelirler tablosu arasında fark olduğu anlaşılmakta olup, bozma sonrasında kazalı hakkında, aynı tahsis numarası olsa da aynı dosyadan iki farklı ilk peşin değerli gelirin bulunamayacağının ve geçici iş göremezlik ödemelerini takiben başlatılması gereğinin gözetilmesi ile uyulan bozma ilamı karşısında hangisinin geçerli olduğu hususunda kurumdan alınacak cevabi yazı ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken bozma gereğinin bu şekilde yerine getirilmemiş olması da isabetsiz olup, bozma nedenidir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum ve davalılar ... ve ... Denim İşletmeleri A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... ve ... İşletmeleri A.Ş."ye iadesine, 30.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi