13. Hukuk Dairesi 2018/1205 E. , 2018/12124 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vekili avukat ... ile davacı vekili avukat Bahar Sönük"ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, dava konusu taşınmazı 24.04.2013 tarihinde eski malik dava dışı ..."dan ipotekli şekilde satın aldığını ve bu tarihten itibaren geçmiş 3 taksit ile diğer devam eden taksitleri günü gününe eski malikin konut kredisi hesabına EFT olarak ve konut kredisi ödemesi açıklaması ile yatırdığını ve böylece 14 taksit ödemesi yaptığını, ödemeleri düzenli şekilde yapmasına rağmen davalı bankanın ... 13. İcra Müdürlüğünün 2013/10754 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlattığını, ilk olarak eski malike ödeme emri gönderildiğini ve ardından yeni malik olarak kendisinin de dosyaya taraf olarak eklendiğini, taşınmazı üzerinde konut kredisinden kaynaklı ipotek ile satın aldığı halde bankanın ödeme emrinde ayrıca bireysel ... sözleşmesine istinaden de talepte bulunduğunu, ancak eski malike şahsi kefaleti olmadığını, bu nedenle tüketici kredisinden sorumluluğunun söz konusu olamayacağını, davalı bankanın 06.06.2013 tarihli muacceliyet ihtarnamesinin eski malike tebliğ edilmediğini, ihtarnamedeki adresin hatalı olduğunu, bu durumda ipotek akit senedinin kayıtsız şartsız para borcu ikrarı içermediğini ve ödeme emri düzenlenemeyeceğini, bu nedenle yeni malik olarak kendisi hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılamayacağını ve takibin iptali gerektiğini, kendisine gönderilen bir ihtarname olmadığını, gerek kendisi gerekse eski malik bakımından konut kredisi borcunun muaccel hale gelmediğini ileri sürerek aleyhine usul ve yasaya aykırı olarak başlatılan icra takibinin ve gönderilen ödeme emrinin iptaline, borçlu olmadığının tespitine, alacaklı aleyhine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava dışı eski malik ...a 21.05.2010 tarihinde 110.000,00 TL ve 19.01.2012 tarihinde 16.700,00 TL bedelli ... kullandırıldığını, süresimde ödenmemesi üzerine 11.06.2013 tarihli ihtarnamenin gönderildiğini ve buna rağmen ödeme yapılmadığından kredilerin teminatını oluşturan taşınmaz üzerindeki ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine başlanıldığını, tapu müdürlüğünden gönderilen taşınmazın takyidatında ilgili taşınmazın davacı tarafından ipotekli olarak devralındığının anlaşılması üzerine tapudan gönderilen adrese 29.01.2014 tarihli ihtarname gönderilerek borçların ödenmesinin ihtar edildiğini ve ödeme yapılamaması üzerine yeni malikin takibe dahil edilerek kendisine icra emri tebliğ edildiğini, asıl ... borçlusu dava dışı eski malikin kredisini ödemekte temerrüde düştüğünü ve kredilerin muaccel hale geldiğini, bundan sonra yapılacak kısmi ödemelerin muaccelliyeti ortadan kaldırmayacağını, öte yandan davacının, dava dışı borçlunun hesabına yatırdığı paraların dava dışı borçlu tarafından kendi hesabından çekildiğini, ipotekli taşınmazın her iki kredinin de teminatı olduğunu savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, davalı tarafından ... 13. İcra Müdürlüğü"nün 2013/10754 sayılı takip dosyasında davacı aleyhine başlatılan icra takibinin iptaline, davacının davalıya 78.996,49 TL borçlu olmadığının tespitine, şartlar oluşmadığından davacı tarafın kötü niyet tazminatına ilişkin isteminin reddine karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı eldeki dava ile ipotekli olarak satın aldığı taşınmazın eski malikinin konut kredisi borçlarını düzenli olarak ödediği halde davalı tarafından eski malik hakkında başlatılan icra takibine dahil edildiğini, ancak borcun eski malik bakımından muaccel hale gelmediği gibi kendisine de herhangi bir ihtarın tebliğ edilmediğini ve ipotekle temin edilmediği halde bireysel ... borcunun da takip konusu yapıldığını ileri sürerek takibin iptaline, davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddini dilemiş; Mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacının 16.05.2014 tarihinde aynı icra takibi nedeni ile kendisi hakkında takip şartlarının gerçekleşmediği gerekçesi ile takibin iptali talebi ile şikayet yoluna başvurduğu, ... 10. İcra Hukuk Mahkemesinin 2014/497 – 2015/224 E. ve K. sayılı 11.03.2015 tarihli kararı ile Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında alacağın varlığı ve miktarının belirlenmesinin yargılamayı gerektirdiği gerekçesi ile şikayet kabul edilerek takibin iptaline karar verildiği, davalının temyizi üzerine Yargıtay 12. HD"nin 2015/14784 Esas sayılı ve 08.10.2015 tarihli ilamı ile kararın onandığı anlaşılmaktadır. Şu halde, İcra Hukuk Mahkemesince takibin iptaline karar verildiğine ve söz konusu karar kesinleştiğine göre Mahkemece, davacının menfi tespit talebi gözetilerek bu kapsamda bir inceleme yapılması gerekmektedir. Öte yandan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda; davacının konutu ipotekli olarak satın aldığı, 33., 34. ve 35. geciken taksitleri ödedikten sonra, 36. taksitten itibaren taksitlerini düzenli olarak taksitlerin otomatik alındığı dava dışı borçlu hesabına havale gönderdiği, geciken taksitlerin tahsilinden sonraki 36. taksit de tahsil edildikten sonra dava dışı borçlu adına usulüne uygun olmayan ihtarla ve muacceliyet gerçekleşmeden, geciken taksit de kalmadığı halde 07.06.2013 tarihinde ... bakiyesi olan 73.023,39 TL"nin sorunlu hesaba aktarıldığı, kredinin sorunlu hesaba aktarılması ile otomatik ödeme talimatının devre dışı kaldığı, davacı tarafından dava dışı borçlunun taksitlerinin otomatik talimatla alındığı hesabına havale gönderdiği, davalı bankaca otomatik talimatın devre dışı kalması ve kredinin sorunlu ... hesabına aktarılması ile taksitlerin gününde tahsil edilemediği ve daha sonra da dava dışı asıl borçlunun da hesaptaki paraları çektiği belirtilmiştir. O halde, mahkemece, icra takibinin icra hukuk mahkemesi kararı ile iptal edilmesi karşısında davaya menfi tespit talebi yönünden devam edilerek davacının sorumluluğunun takip konusu yapılan her iki ... yönünden de ayrı ayrı değerlendirilmesi, özellikle davacı tarafından konut kredisi taksitlerinin ödenmesi amacı ile yatırılan paraların dava dışı eski malik tarafından çekilmesi nedeni ödenmiş sayılıp sayılamayacağının tartışılması, gerek görülmesi halinde uzman bilirkişi heyetinden rapor da alınmak sureti ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Kabule göre de; mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun Hükümleri çerçevesinde muacceliyet ihtarlarının tebliğ edilememesi nedeniyle ... borçlarının muaccel hale gelmediği, dava dışı eski malik tarafından kullanılan ikinci kredinin ipotekle temin edilmediği ve bu ... nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapılamayacağı, davacının eski malikin kredilerine şahsi teminat vermediği, bu itibarla davacının borçtan sorumlu olabilmesi için hesap özetinin ve muaaceliyet ihtarının davacıya tebliğ edilmesi gerektiği ancak tebliğ edilemediğinden davacının ... borcundan sorumlu tutulamayacağı ve davacıya karşı takip yapılamayacağı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacı aleyhine başlatılan takibin iptaline ve davacının davalıya 78.996,49 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir. Ne var ki; Mahkemece, konut kredisi bakımından muacelliyet şartının gerçekleşmediği ve bu nedenle davacı hakkında takip yapılamayacağı kabul edildiğine göre davacının belirtilen miktarda borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi hatalıdır. Zira dava tarihi itibari ile yürürlükte olan 4077 sayılı Kanunun 10. maddesi uyarınca muacceliyet ihtarı vadesi gelmemiş taksitlerin istenebilmesi bakımından öngörülmüş olup, muacceliyat ihtarının usulüne uygun olmaması mevcut bir borcun sona ermesine neden olmaz. O halde, mahkemece, konut kredisi bakımından muacceliyet koşulunun gerçekleşmediği kabul edildiğine göre buna uygun olarak hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davacının borcun tamamından sorumluluğunu ortadan kaldıracak şekilde borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre, temyiz eden davalının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. ve 2. bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 3. bent gereğince davalının diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.480,00 TL duruşma avukatlık parasının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/12/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.