Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8596
Karar No: 2017/10611
Karar Tarihi: 13.09.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2015/8596 Esas 2017/10611 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2015/8596 E.  ,  2017/10611 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Alacaklı vekili, Antalya 4. İcra Müdürlüğü"nün 2013/817 Esas sayılı dosyasında, Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2010/345 E, 2011/103 K sayılı ilamından doğan ve kamulaştırmasız el koymadan kaynaklanan alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığını, kamulaştırmasız el koyma davalarının uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmediğini, bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 38 maddesinin de 10/04/2013 tarih ve 2002/112 E, 2003/33 K sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edildiğini, emsal Yargıtay kararlarından, faizin takip talebi ile birlikte isteneceği hususunda bir düzenleme bulunmamasından, icra memuru işleminin iptali ile takibin konusunu oluşturan ilamın kesinleşme tarihinden sonraki dönem için en yüksek faizin uygulanmasının sağlanması için memur işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, kesinleşen ve takibe konu edilen ilam için takip talebinde ve icra emrinde %9 oranında faiz talep edildiği ve takibin bu şekilde kesinleştiği kesinleşen icra emrine göre takip dosyasının infaz edilmesinde, faizin taleple bağlı kalınarak hesaplanmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm alacaklı vekilince temyiz edilmiştir.
    Kamulaştırmasız elatma davaları uygulamada sıklıkla karşılaşılan davalardan olmakla birlikte, yasa ile düzenlenmiş değildir. Bu konuya ilişkin tek yasal düzenleme olan 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 38. maddesi de 10.04.2003 tarih ve 2002/112 Esas 2003/33 Karar sayılı Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilmiştir. Uygulamada kamulaştırmasız el koyma davaları; İBK., HGK. ve Hukuk Dairelerinin içtihatlarıyla yön bulmaktadır. Konunun Dairemizi ilgilendiren yönü ise, bu nevi davalarda hükmedilen tazminatların zamanında ödenmemesi halinde uygulanacak faizin ne tür ve oranda olması gerektiği noktasındadır. Zira Kamulaştırma Yasası gecikme faizini öngörmemektedir. Bu cümleden olmak üzere, HGK. kararları ve Dairemizin istikrar bulmuş içtihatlarında; "Kamulaştırma bedelinin arttırılması ilamlarında uygulanan T.C. Anayasası"nın 4709 sayılı Yasa"nın 18. maddesi ile değişik 46/son maddesinde yer alan kamulaştırma bedelleri ile mahkemece kesin hükme bağlanan arttırma bedellerine, son fıkraya göre kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanacağı" hükmünden farklı olarak, kamulaştırmasız el koymanın hukuksal niteliği itibariyle bir haksız eylem olduğu, haksız eylemden doğan borçların, tazmini nitelikte olmaları nedeniyle uygulanacak faizin 3095 sayılı Yasa"da belirlenen yasal faiz olduğu belirtilerek, uygulama bugüne kadar yasal faizin uygulanması şeklinde sürdürülegelmiştir.
    Ancak, Anayasa"nın 35. maddesi ile koruma altına alınmış olan mülkiyet hakkının, hak sahibinin rızasına bakılmaksızın kamulaştırmasız el koyma nedeniyle ihlali halinde, toplumun genel menfaatleri ile bireyin temel haklarının korunması arasında adil bir denge gözetilmesi gerektiği düşüncesinden hareketle, mülkün gerçek değeriyle orantılı makul bir tazminat ödenmediği sürece, bir mülkten mahrum bırakılmanın genelde aşırı bir ihlal teşkil edeceği, yasal faiz oranında gecikme faizi ödenmesinin yeterli olmadığı görüşü gerek öğretide gerekse uygulamada ağırlık kazanmaya başlamıştır. Bu bağlamda mülkiyete saygı hakkının ihlalinin, mahkemelerin, kamulaştırmasız elatmaya maruz kalan kişiler lehine hükmettikleri tazminat tutarının tayininde, yargılama süresi ile enflasyon arasındaki etkileşim sonucu ortaya çıkan değer kaybını dikkate almalarına imkan sağlayan yasal bir düzenlemenin olmayışından da kaynaklandığı, bu nedenle adil tatmin taleplerinin karşılanması gerektiği hususu benimsenmeye başlanmıştır.
    Tüm bu açıklamalar ışığında idare, kendisine Anayasa tarafından tanınan olanak ve yetkileri yasaya uygun bir biçimde kullanmaksızın taşınmaza el koyarak kamulaştırma ilkelerine aykırı davranamaz. Anayasa"nın 46. maddesinde öngörülen kamulaştırma, Anayasa"nın 35. maddesinde güvence altına alınmış olan mülkiyet hakkına getirilmiş anayasal bir sınırlama olmakla, içtihat değişikliğine gidilerek, özü ve vardığı hukuki sonuç itibariyle aynı nitelikler taşıyan kamulaştırmasız el koymaya ilişkin ilamlarda hüküm altına alınan tazminatlara da Anayasa"nın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 100 (818 sayılı ...nun 84.) maddesinde ise kısmi ödemelerin öncelikle faizden ve masraftan mahsup edileceği hükmüne yer verilmiştir. Başka bir anlatımla kısmi ödemelerin öncelikle fer"i alacaklardan mahsup edileceği kuralı bulunmaktadır.
    6100 sayılı HMK"nun 30. maddesinde “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” şeklinde usul ekonomisi ilkesi hüküm altına alınmıştır.
    İcra takibinin dayanağı Antalya 6 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 01/04/2011 tarih 2010/345 Esas 2011/103 Karar sayılı ilamı kamulaştırmasız el koyma nedeniyle tazminat ilamı olup, bu alacaklara kesinleşme tarihinden itibaren Anayasa"nın 46/son maddesinde düzenlenmiş olan kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması istenebilir. İcra takibine başlanırken, yasal faiz istenmiş ise de, ilamın takip tarihinden sonra kesinleşmiş olması ve usul ekonomisi ilkesi gereği devam etmekte olan takipte yeniden talep açılarak ve eksik istenen faiz alacağının talep edilmesi mümkündür.
    Mahkemece, yukarıda izah edilen nedenlerle 10/12/2014 tarihli icra müdürlüğü kararının iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile şikayetin reddine karar verilmesi doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nun 366. ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere iadesine, 13/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi