12. Hukuk Dairesi 2018/633 E. , 2018/1874 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
26.9.2004 tarih ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemeleri"nin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun"a paralel olarak, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu"nun temyiz ve karar düzeltmeye ilişkin hükümlerinde değişiklik yaparak istinaf ve temyiz ile ilgili hükümleri yeniden düzenleyen 18.3.2005 tarih ve 5311 sayılı Kanun ile İcra İflas Kanunu"na eklenen geçici 7. maddeye göre, 5311 sayılı Kanun hükümleri Bölge Adliye Mahkemeleri"nin göreve başladığı 20.7.2016 tarihinden sonra verilen kararlar hakkında uygulanır.
Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan icra takibine karşı borçluların icra mahkemesine yaptıkları başvurularında; alacaklıya hiç bir borçları bulunmadığını, borçlulardan Reis ... A.Ş. hakkında...2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 25.12.2015 tarih ve 2014/570 E. - 2015/959 K. sayılı kararı ile borçlu şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiğini, mahkemenin 05.01.2017 tarihli kararı ile de uzatma talebi hakkında karar verilmesi için erteleme kararının kesinleşmesinin beklenmesine karar verildiğini, bu nedenle borçlu şirket hakkında takip yapılamayacağını ileri sürerek takibin iptalini talep ettikleri, mahkemece, şikayetin kabulü ile takibin her iki borçlu yönünden de İİK"nun 170/a maddesi gereğince iptaline karar verildiği, kararın alacaklı tarafından istinafı üzerine ...Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nin 08.11.2017 tarih ve 2017/1898 E. - 2017/2275 K. sayılı kararı ile; istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına ve borçluların borca itiraz ve şikayetlerinin reddine, asıl alacak üzerinden hesaplanan % 20 tazminatın da borçlu şirketten alınarak alacaklıya verilmesine hükmedildiği görülmektedir.
6102 sayılı TTK"nun 778. maddesi yollaması ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun"un 714. ve 730. maddeleri uyarınca, belirli bir günde veya düzenlenme gününden ya da görüldükten belirli bir süre sonra ödenmesi şartını içeren bir bonoya dayanarak hamilin lehtara ve cirantalara müracaat edebilmesi, ödeme gününü takip eden iki iş günü içinde senet keşidecisinin protesto edilmesine bağlıdır. Alacaklı hamil, anılan madde koşullarında protesto keşide etmeksizin, lehtar ve cirantaları takip edemez.
Somut olayda, takibe konu olan bonoda, şikayette bulunan borçlulardan ..."ın lehtar (birinci ciranta) olduğu görülmektedir. Bu durumda, yetkili hamil olan alacaklının, borçlu ciranta hakkında takip yapabilmesi için, bononun keşidecisinin süresi içinde protesto edilmesi
zorunludur. İcra dosyasında söz konusu bono bakımından protesto çekildiğine dair bir belge bulunmadığı görülmekle, alacaklı hamilin, takibe dayanak bono yönünden cirantaya karşı müracaat hakkını kaybettiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, İİK"nun 170/a-2. maddesi hükmü uyarınca, bu husus re"sen gözetilerek, alacaklının müracaat hakkını kaybettiği gerekçesi ile adı geçen borçlu yönünden takibin bu gerekçeyle iptaline karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile taraflar arasında yapılan protokol gereğince bono bedelinin yargılamayı gerektirdiğinden bahisle şikayetin kabulü yönünde hüküm tesisi doğru değildir.
Öte yandan; borçlu şirket hakkında verilen iflasın ertelenmesine ilişkin...2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 25.12.2015 tarih ve 2014/570 E. - 2015/959 K. sayılı kararının incelenmesinde; borçlu şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verildiği, buna göre erteleme süresinin takip tarihi olan 02.01.2017"den önce dolduğu, ancak aynı mahkemenin 10.9.2014 tarihinde verdiği ihtiyati tedbir ara kararı ile borçlu şirket hakkındaki takiplerin durdurulmasına karar verildiği, 05.01.2017 tarihli ara kararı ile de uzatma talebi hakkında karar verilmesi için erteleme kararının kesinleşmesinin beklenmesine, 09.02.2017 tarihli ara kararı ile 10.9.2014 tarihli ihtiyati tedbirin kaldırılmasına karar verilmiş ise de; 16.02.2017 tarihli ara kararı ile; 10.9.2014 tarihli ara kararı ile verilen ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin 09.02.2017 tarihli ara kararın kaldırılmasına ve tedbirlerin devamına karar verildiği görülmektedir.
Buna göre; iflasın ertelenmesi konulu davada, takip tarihinden önce verilen 10.9.2014 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile, anılan tarihten itibaren, borçlu şirket hakkında başlamış ve başlayacak takiplerin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına karar verilmiş olup, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında yapılan takibin, tedbir devam ettiği sürece duracağı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar anılan takip, iflasın ertelenmesi süresinin dolmasından sonra başlatılmış ise de; HMK"nun 397. maddesi gereğince, takipten önce verilmiş olan tedbir kararının etkisinin iflas erteleme kararının kesinleşmesine kadar devam edeceği ve dosyada mübrez kararlar gereğince de, anılan kararın takip tarihi itibariyle kesinleşmediği anlaşılmakla, bu durumda tedbir kararının halen devam ettiğinin ve dolayısıyla geçerli olduğunun kabulü gerekmektedir.
Mahkemece, borçlu şirket yönünden bu gerekçeyle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin iptali yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır.
HMK’nun 353/1-b-2. maddesinde; davanın esasıyla ilgili olarak; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise bölge adliye mahkemesince, düzelterek yeniden esas hakkında duruşma yapılmadan karar verileceği hükmü yer almaktadır.
Buna göre; Bölge Adliye Mahkemesince, HMK’nun 353/1-b-2. maddesi gereğince; ilk derece mahkemesince, kararın gerekçesinde hata edilmiş olduğu gözetilerek, düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekirken, borca itiraz ve şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçluların temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerle 5311 sayılı Kanun ile değişik İİK"nun 364/2. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken 6100 sayılı HMK"nun 373/2. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 22.02.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.