Esas No: 2021/3501
Karar No: 2021/4607
Karar Tarihi: 01.12.2021
Danıştay 2. Daire 2021/3501 Esas 2021/4607 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/3501
Karar No : 2021/4607
DAVACI : …, Vasisi: …
DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : I. Hukuk Müşaviri Yrd. …
2- …Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : 2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilen davacı tarafından, hakkındaki soruşturmalar nedeniyle terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün … tarih ve … sayılı işlemi ile bu işlemin dayanağı olan 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesinin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle ödenmesine, rütbe terfi tarihinin de emsallerinin rütbe terfi tarihi itibarıyla geçerli sayılmasına karar verilmesi istenilmiştir.
DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararıyla 2. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesinden, 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirildiği ancak, hakkında devam eden soruşturma sebebiyle rütbe terfi işlemlerinin durdurulmasına karar verildiği, bu işlemle masumiyet karinesinin yok sayıldığı, mesleğe başladığı tarihten itibaren 24 yıllık görev süresi içinde hiçbir başarısızlığı ve uyumsuzluğu olmadığı, herhangi bir disiplin cezası almadığı gibi, hiçbir idari veya adli tahkikat geçirmediği, başarılı çalışmalarından dolayı çok sayıda maaş taltifi aldığı, takdirname ve başarı belgeleri ile ödüllendirildiği, performans değerlendirme notlarının çok iyi düzeyde olduğu, terfi işleminin durdurulmasına gerekçe olarak gösterilen soruşturmalardan ilkinin Yüksek Değerlendirme Kurulunun karar tarihi itibarıyla sonuçlandığı ve hakkında idari veya disiplin sorumluluğu gerektirir işlem tesisi edilmediği, diğer soruşturmasının ise Kurul tarihi itibarıyla devam ettiği ve bu durumun Kurulca zaten bilindiği, soruşturma konusu fiili nedeniyle disiplin kuruluna sevk edilse bile zamanaşımı nedeniyle ceza tayinine mahal olmadığına karar verileceği, dava konusu edilen Yönetmeliğin 14. maddesi yönünden ise; anılan düzenleme ile kişilerin kazandıkları statülerin gerekçesiz ve temelsiz bir şekilde durdurulduğu ve kullanımlarının engellendiği, kıdem, liyakat, sicil, görev başarıları, takdir ve taltif durumları değerlendirilerek terfi ettirilen personelin soruşturma sonucunda aklanacağı ihtimali gözardı edilerek ve Anayasa ile korunan masumiyet karinesi yok sayılarak terfilerinin durdurulması çeşitli mağduriyetlere yol açtığı, somut ve objektif ölçütlerin yerine şüphe ve isnatlara dayalı soruşturmalara sebebiyet verdiği ve bu durumun hukuk devleti ile bağdaşmadığı, Anayasaya aykırılık teşkil ettiği, öte yandan 2014 yılı terfi döneminde hakkında soruşturması devam eden birçok personelin teri ettirildiği, idarece takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı kullanıldığı ileri sürülmektedir.
DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI:
…Bakanlığı Savunmasının Özeti : Davacı hakkında yürütülen soruşturmalar nedeniyle terfi işlemlerinin durdurulduğu, tesis edilen işlemlerin mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
…Genel Müdürlüğü Savunmasının Özeti : Terfilerde kıdemin yanında liyakatin de dikkate alınması gerektiği, davacı hakkında çeşitli fiillerden ön inceleme yapılmasına karar verildiği, işlemlerin tamamının mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların İdari Dava Daireleri Kurulunca bozulması halinde ısrar olanağı bulunmadığından, bozma kararında yer alan gerekçelerle davacının yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi istemi yönünden davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : 2. Sınıf Emniyet Müdürü olarak görev yapmakta iken 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesine terfi ettirilen davacının, hakkındaki soruşturmalar nedeniyle terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü işlemi ile dayanağı 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesinin iptali ile işlem nedeniyle yoksun kalınan maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, rütbe terfi tarihinin de emsallerinin rütbe terfi tarihi itibariyle geçerli sayılmasına karar verilmesi istenilmektedir.
Dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesi; "Devlet memurluğunu sona erdirecek veya meslekten çıkarmayı gerektirecek suçlardan dolayı haklarında adli veya idari soruşturma açılanların, rütbe terfi işlemleri, kurullarca haklarında rütbe terfilerine karar verilmiş olsa dahi durdurulur. Ancak, bu durumda olan personelin, soruşturma konusu isnat edilen fiilin, yapılan görev esnasında ve asılsız olduğuna dair kurul üyelerinde kuvvetli kanaat oluşması halinde, soruşturma sonucu beklenmeksizin terfi ettirilmelerine karar verilebilir. Adli veya idari soruşturma sonucunda; rütbe terfiine etki edecek bir ceza almamış olanların terfileri, emsallerinin rütbe terfi tarihi itibariyle yapılır." şeklinde düzenlenmiştir.
İçişleri Bakanlığı'nın 02/03/2015 tarihli ara kararına verdiği cevapta, 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu'nun 2014/1 sayılı kararının 13. maddesi gereğince davacının, 07/05/2015 tarihli onayla 30/06/2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1. Sınıf Emniyet Müdürü rütbesine terfi ettirildiği belirtildiğinden, davacının, terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğü işlemine yönelik iptal istemi hakkında karar verilmesine gerek bulunmamaktadır.
Dava konusu düzenleme hususundaki uyuşmazlığın çözümü, hassas görev ifa eden kamu personelinin rütbe terfi için aranılan şartlar arasında hakkında kesinleşmiş bir yargı kararı aranmadan meslekten çıkarma cezasını gerektiren bir fiilden dolayı adli soruşturma geçirmesinin engel oluşturup oluşturmadığı hususunun saptanmasından kaynaklanmaktadır.
Böyle bir düzenleme getirilmesinden elde edilecek fayda ve sakıncalar birlikte değerlendirildiğinde, ilk olarak rütbe terfiinde belirli bir sayının hedeflendiği ve başarılı olanların terfilerinin yapıldığı, oysa ki, meslekten çıkarma cezası istemiyle hakkında adli soruşturma yürütülen bir personelin bu planlamaya dahil edilmemesinin hem yargılama sonucunda ilgilinin alabileceği ceza, hem de yargılama sürecinde personel üzerinde oluşabilecek olumsuz intibalar nazara alındığında uygun bir düzenleme olduğu, kaldı ki, görevi suç ve suçluyla mücadele olan, asayişi sağlayan, toplumda huzur ve güveni tesis etmekle mükellef hassas hizmet ifa eden emniyet teşkilatı çalışanları için bu tür kısıtlayıcı hükümler getirilmesinin hizmetin bir gereği olarak kabul edilmesi bir hakkın kısıtlanması olarak görülmemesi gerekmektedir.
Bu durumda, kamu disiplin hukukunun genel sistematiği ve emniyet müdürlüğü rütbesinin niteliği dikkate alındığında, dava konusu edilen Yönetmeliğin 14. maddesinde, rütbe terfi işlemlerinde polislerin haklarında meslekten veya memuriyetten çıkarma cezasını gerektirecek suçlardan dolayı adli veya idari soruşturma yapılıyor olmamak şartının aranmasına ilişkin düzenlemede mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, davacının, 10/08/2001 tarih ve 24489 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesine yönelik iptal isteminin reddine; hakkında açılan soruşturmalar nedeniyle terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin … Genel Müdürlüğü işleminin iptal istemi hakkında ise karar verilmesine yer olmadığına, karar verilmesi gerekeceği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; Danıştay Beşinci Dairesi tarafından, Danıştay Başkanlık Kurulunun 18/12/2020 günlü, K:2020/62 sayılı kararının "Ortak Hükümler" kısmının 6. fıkrası uyarınca, ayrıca bir gönderme kararı verilmeksizin Dairemize iletilen dosyada, Danıştay Beşinci Dairesinin 13/12/2017 günlü, E:2016/18707, K:2017/24202 sayılı kararının, davanın kabulü ilişkin kısmının Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/02/2020 günlü, E:2018/2276, K:2020/243 sayılı kararıyla bozulması üzerine, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine göre Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların temyizen bozulması halinde ısrar hakkı tanınmadığından, anılan bozma kararına uyularak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
MADDİ OLAY VE HUKUKİ SÜREÇ :
Davacı, 2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulu kararı ile 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirilmiş, hakkındaki soruşturmalar nedeniyle de Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesi uyarıncada terfi işlemleri durdurulmuştur.
Davacı tarafından terfisinin durdurulmasına ilişkin işlem ile işlemin dayanağı Yönetmeliğin 14. maddesinin iptali ve işlem nedeniyle yoksun kaldığı maddi ve özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine, rütbe terfi tarihinin de emsallerinin rütbe terfi tarihi itibarıyla geçerli sayılmasına karar verilmesi istemiyle bakılan dava açılmıştır.
Danıştay Beşinci Dairesinin 13/12/2017 günlü, E:2016/18707, K:2017/24202 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin iptali istemi yönünden; İptali istenen Yönetmelik hükmünde yer verilen düzenlemeyle, görevi suç ve suçluyla mücadele olan, asayişi sağlayan, toplumda huzur ve güveni tesis etmekle mükellef olan ve hassas bir hizmet ifa eden emniyet teşkilatı çalışanlarının, Devlet memurluğunu sona erdirecek veya meslekten çıkarmayı gerektirecek suçlardan dolayı haklarında adli veya idari soruşturma açılmış olması halinde, rütbe terfi işlemlerinin, rütbe terfilerine karar verilmiş olsa dahi durdurulacağının öngörüldüğü,
Bu kuralın, polislik mesleğinin önem ve özelliği dikkate alınarak ve hizmetin gerekleri gözetilerek getirilmiş bir önlem olarak kabul edilmesi, bir hakkın kısıtlanması olarak görülmemesi gerektiği, kaldı ki, düzenlemenin devamında, bu durumda olan personelin, soruşturma konusu fiilin, yapılan görev esnasında ve asılsız olduğuna dair kurul üyelerinde kuvvetli kanaat oluşması halinde, soruşturma sonucu beklenmeksizin terfi ettirilmelerine karar verilebileceği, adli veya idari soruşturma sonucunda rütbe terfiine etki edecek bir ceza almamış olanların terfilerinin, emsallerinin rütbe terfi tarihi itibarıyla yapılacağı hükme bağlanmakla, terfisi durdurulan personelin mağduriyetinin en alt seviyeye indirilmesinin sağlandığı;
Bu durumda, kamu disiplin hukukunun genel sistematiği ve emniyet müdürlüğü rütbesinin niteliği dikkate alındığında, dava konusu edilen Yönetmeliğin 14. maddesinde mevzuata ve hukuka aykırılık bulunmadığı;
Davacı hakkında tesis edilen bireysel işlem yönünden;
2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunda durumu görüşülen ve 1. sınıf emniyet müdürlüğü rütbesine terfi ettirilmesine karar verilen davacı hakkında, Eğitim Dairesi Başkanlığında 2. sınıf emniyet müdürü olarak görev yaptığı dönemde 31/01/2014 tarihli ulusal bir gazetede çıkan "poliste paralel sınav skandalı" başlığıyla yayınlanan haberde, "cemaat mensubu olan ve komiser yardımcılığı sınavına girecek olan polislere sınavdan bir hafta önce soruların ve cevapların verildiği, özel evlerde komiser yardımcılığı sınavında çıkan 80 sorunun yarım saat süreyle çalıştırılmak suretiyle cevapların ezberletildiği, özel evlere girilirken cep telefonlarının toplandığı ve cemaate ait dershanelerdeki gençlere de hiç bir şey olmazsanız sizi polis yaparız dendiği" şeklindeki iddialar ile 2012 yılında yapılan komiser yardımcılığı sınavının müracaat tarihinin 20/02/2012 - 02/03/2012 tarihleri arasında olmasına rağmen ciddi bir gerekçe gösterilmeden 14 gün sonra yeni bir müracaat süresinin verilmesinin sağlandığı iddiası ve 3. sınıf emniyet müdürü olarak görev yapmakta iken hakkında görevi kötüye kullanmak suçu nedeniyle suç duyurusunda bulunulması hususunun araştırılması amacıyla, 4483 sayılı Memurlar ve Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun uyarınca ön inceleme yapılması için Bakanlık makamından "olur" alındığı, bunun üzerine, açılan soruşturmalar nedeniyle dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca rütbe terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin işlemin tesis edildiğinin anlaşıldığı;
Bu kapsamda, davacı hakkında yapılan soruşturmaların niteliği dikkate alındığında, anılan Yönetmelik hükmüne uygun olarak tesis edildiği anlaşılan dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı;
Davacının, Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli Rütbe Terfileri ve Değerlendirme Kurullarının Çalışmalarına İlişkin Yönetmeliğin 14. maddesi uyarınca rütbe terfi işlemlerinin durdurulması işlemi nedeniyle yoksun kaldığı parasal haklarının yasal faiziyle birlikte tazmini ve rütbe terfi tarihinin de emsallerinin rütbe terfi tarihi itibarıyla geçerli sayılmasına karar verilmesi istemi yönünden ise;
İçişleri Bakanlığının ara kararına verdiği cevapta, davacı hakkında, rütbe terfi işlemlerinin durdurulmasına sebep olan soruşturmalar neticesinde, "idarenin ceza verme yetkisine ilişkin zaman aşımı süresi dolduğundan dosyanın işlemden kaldırılmasına" ve "soruşturma izni verilmemesine" ilişkin kararlar verildiği ve 2014 yılı Yüksek Değerlendirme Kurulunun 2014/1 sayılı kararının 13. maddesi gereğince 07/05/2015 tarihli onayla emsallerinin rütbe terfi tarihi olan 30/06/2014 tarihinden geçerli olmak üzere 1. sınıf emniyet müdürü rütbesine terfi ettirildiğinin belirtildiği;
Bu durumda, davacının 1. sınıf emniyet müdürlüğü kadrosuna terfi işlemi yapıldığından, terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin Emniyet Genel Müdürlüğünün 02/07/2014 tarihli işlemi nedeniyle yoksun kaldığı özlük ve parasal haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesi gerektiği; sonucuna varılarak, davacının terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin 02/07/2014 tarihli bireysel işlem ile bu işlemin dayanağı olan dava konusu Yönetmeliğin 14. maddesinin iptali istemi yönünden davanın reddine, davacının, yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmiştir.
Anılan kararın, davacı tarafından vekalet ücretine ilişkin kısmının, davalı idareler tarafından ise aleyhe olan kısımlarının temyiz edilmesi üzerine, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 05/02/2018 günlü, E:2018/2276, K:2020/243 sayılı kararıyla, davacının temyiz isteminin reddi ile temyize konu kararın davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmının onanmasına, davalı idarelerin temyiz istemlerinin kabulü ile, idari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminde kural olarak, işlemlerin tesis edildiği tarihteki hukuksal durumun esas alınması gerektiği ve Dairece yapılan yargılama sonucunda, davacının terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin 02/07/2014 tarihli işlem ile bu işlemin dayanağı olan Yönetmelik hükmünde hukuka aykırılık bulunmadığı tespit edilerek davanın reddi yolunda verilen kararın temyiz edilmeksizin kesinleştiği hususları göz önüne alındığında, davacının, hukuka uygun bulunan dava konusu işlemlerden kaynaklı tazmin edilmesi gereken özlük veya parasal bir hakkının da bulunmadığı sonucuna varılarak Daire kararının, davacının, yoksun kaldığı maaş ve diğer özlük haklarının yasal faiziyle birlikte ödenmesine yönelik olarak davanın kabulü yolunda verilen kısmında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle bozulmasına kesin olarak karar verilmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 38. maddesinde, idari dava daireleri tarafından ilk derece mahkemesi olarak verilen kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen inceleneceği belirtilmiş; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 46. maddesinin 1. fıkrasında, Danıştay Dava Daireleri kararlarına karşı Danıştayda temyiz yoluna başvurulabileceği; 49. maddesinin 4. fıkrasında, Danıştay İdari ve Vergi Daireleri Kurulları kararlarına uyulmasının zorunlu olduğu hükme bağlanmış olup, Danıştay dava dairelerinin ilk derece mahkemesi olarak verdiği kararların Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca temyizen bozulması halinde Danıştay dava dairelerine ısrar olanağı tanınmamıştır.
İdari işlemlerin hukuka uygunluğunun denetiminde kural olarak, işlemlerin tesis edildiği tarihteki hukuksal durumun esas alınması gerektiği, yapılan yargılama sonucunda davacının terfi işlemlerinin durdurulmasına ilişkin 02/07/2014 tarihli işlem ile bu işlemin dayanağı olan Yönetmelik hükmünde hukuka aykırılık görülmediğinden, davacının hukuka uygun bulunan dava konusu işlemlerden kaynaklı tazmin edilmesi gereken özlük veya parasal bir hakkının da bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının işlemler nedeniyle yoksun kaldığı parasal ve özlük haklarının ödenmesine karar verilmesi istemi yönünden DAVANIN REDDİNE,
2. Dava sonuç itibarıyla ret ile sonuçlandığından ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … -TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3. Temyiz aşamasında davalı idareler tarafından yapılan ...-TL posta giderinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine,
4. Artan posta ücretlerinin kararın kesinleşmesinden sonra aidiyetine göre taraflara iadesine,
5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 01/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.