MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

KARAR

Dava, kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karar davalı borçlu tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dışı ....vekili, 15/11/2014 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli yazılı kira sözleşmesine dayanarak 22/12/2015 tarihinde davacı alacaklı ... adına başlattığı icra takibi ile toplam 5.492,13 TL alacağının tahsilini talep etmiş, davalı borçlu borca ve imzaya itiraz etmediğinden icra takibi kesinleşmiştir.
Kira alacağı ya kiraya veren ya da malik tarafından talep edilebilir.Takip dayanağı kira sözleşmesinden kiraya verenin dava dışı Yüksel Kurt olduğu, icra takip dosyasında yer alan vekaletnameden de davacı ...’ün, ....e vekaleten Av. ...’e vekalet verdiği anlaşılmaktadır. Bu durumda davacı alacaklı ...’ün kendi adına asaleten icra takibi yapması ve dava açması mümkün değildir. Mahkemece, aktif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle, davalıya yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13/09/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.