Esas No: 2016/20661
Karar No: 2019/2194
Karar Tarihi: 18.03.2019
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/20661 Esas 2019/2194 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki (asıl dosyada) vasiyetnamenin iptali,(birleşen ... 9 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 Esaslı dosyasında) tenkis,(birleşen ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 Esaslı dosyasında) vasiyetnamenin iptali-tenkis davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda,asıl davanın reddine;birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 Esas sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına;Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 Esas sayılı dosyasında davanın zamanaşımından reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde asıl ve birleşen dosya davacıları ... ve ... vekili ile asıl dosya davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı ...,murisi ...’nin 1932 doğumlu olup kanser hastası olduğunu, hastalığının beynine, karaciğerine ve böbreklerine yayıldığını, 2001 yılının Ekim ayından sonra durumunun büyük bir süratle kötüye giderek yürüyemez, zaman zaman konuşamaz hale geldiğini ve zaman zaman da şuurunu kaybettiğini,murisin durumunun ağırlaşması ve kudretini kaybettiğinin öğrenilmesi,davalının tazyik ve yönlendirmesi ile kendisinin saklı payını ihlal etmek amacıyla devir ve temlikler yaptığını öğrenmeleri üzerine ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’ne başvurarak murisin ehliyetsizlik nedeniyle hacir altına alınmasını talep ettiklerini ve mahkemece de murisin ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde yapılan muayenesi sonucunda verilen 19/03/2002 tarihli raporda, murisin temyiz kudretinin mevcut olmadığının belirlenmesi üzerine, mahkemenin 05.04.2002 tarih ve 2002/204E.- 20/03/2002 K. sayılı kararıyla hacir altına alınmasına karar verildiğini ileri sürerek, muris tarafından ... 19. Noterliği’nde 05/02/2002 tarih ve 1889 yevmiye no’su ile düzenlettirilen düzenleme şeklindeki vasiyetnamenin MK 557/1,2 maddeleri uyarınca iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı Tülin Kır asıl davaya müdahale dilekçesinde, ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi tarafından yapılan inceleme sonucunda 19/03/2002 tarihli rapor ile murisin temyiz kudretinin yerinde olmadığının tespit edildiğini ve rapor doğrultusunda ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/204 E. sayılı dosyası ile murisin hacir altına alınmasına karar verildiğini,vasiyetnamenin düzenlendiği sırada ve sonrasında devlet hastanesinden alınan raporda murisin temyiz kudreti yerinde olmadığından ikinci eşinin baskıları sonucu noter evrakını imzaladığını,... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nde mevcut Florence Nightingale Hastanesi tarafından murisin hastalığı ve seyri hakkında raporlar düzenlendiğini, 05/02/2002 tarihli vasiyetnamenin ekinde aynı hastane tarafından verilen raporun tamamen birbirine zıt olduğunu, murisin temyiz kudretinin yerinde olmadığı kanıtlandığından bu vasiyetnamenin iptalinin gerektiğini savunarak, ... 19. Noterliği’nin 05/02/2002 tarih 1889 yevmiye no’lu düzenleme şeklinde yapılan vasiyetnamenin iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ...,davacının üvey oğlu olduğunu, yaklaşık bir yıl önce muris ...’ nin beyninin sağ boşluk bölgesinde oluşan metastazdan dolay başarılı bir operasyon geçirdiğini, bu operasyonun murisin hiçbir vücut fonksiyonunu etkilemediğini,murisin davacının eylemleri nedeniyle büyük üzüntü yaşadığını,davaya konu vasiyetnamenin tam teşekküllü bir devlet hastanesinden alınan rapor sonrası yapılması gerektiği için Taksim Devlet Hastanesi’ne başvurulduğunu, tasarrufun kanunda ön görülen şekil şartlarına tamamen uygun olarak yapıldığını, vasiyetname yapıldığında murisin ehliyetinin yerinde olduğunu savunarak,davanın reddini istemiştir.
Birleşen ... 9 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 Esaslı dosyasında davacı ... ,murisin mirasçısı olduğunu,murisin ... 19. Noterliği’nde düzenlenen 05/02/2002 tarihli vasiyetnamesi ile tüm mirasını davalı ...’ye bıraktığını,bu vasiyet ile mahfuz hissesinin ihlal edildiğini ileri sürerek,tenkis isteminde bulunmuştur.
Birleşen ... 9 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 Esaslı dosyasında davalı ...,bu dosyanın asıl dava dosyasında birleştirilmesini talep ederek, davanın reddini istemiştir.
Bu dava dosyası, ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2003/524 esas sayılı dosyasının 12/03/2004 tarih 2003/524 esas 2004/101 karar sayılı birleştirme ilamı ile asıl dava dosyasında birleştirilmiştir.
Birleşen ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 Esaslı dosyasında davacılar ... ve ..., ... 19. Noterliği’nde düzenlenen 05/02/2002 tarihli vasiyetnamesinin aldatma,korkutma,zorlama sonucu yapıldığını,murisin ehliyetsiz olduğunu,şuurunu kaybettiği sırada ikinci eşi olan davalı ...’nin baskısı ile bir kısım devir ve temlikler yaptığını,murisin ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/204 E. sayılı dosyası ile hacir altına alındığını,davaya konu edilen vasiyetname yapılırken alınan sağlık raporunun ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/204 E. sayılı dosyasında alınan rapor ile karşılaştırıldığında tamamen farklı olduğunu ileri sürerek,fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ... 19. Noterliği’nde düzenlenen 05/02/2002 tarihli vasiyetnamenin iptalini,bu talep kabul edilmez ise,tasarruf nisabını aşan kısmının talepleri ile eldeki asıl dava dosyasında birleştirilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Bu dava dosyası da eldeki asıl dava dosyasında birleştirilmiştir.
Mahkemece;asıl dosyada (2002/591 esas) davanın esastan reddine;birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 esas sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına; Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 esas sayılı dosyasında davanın zamanaşımından reddine karar verilmiş,hüküm asıl ve birleşen dosya davacıları ... ve ... vekili ile asıl dosya davacısı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava;asıl davada vasiyetnamenin iptali;birleşen ... 9 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 Esaslı dosyasında tenkis;birleşen ... 2 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 Esaslı dosyasında ise,vasiyetnamenin iptali ve tenkis istemine ilişkindir.
Asıl dosya olan ... 5 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/591 Esaslı dava dosyası yönünden yapılan temyiz incelemesinde;
Bilindiği üzere; davranışlarının, eylem ve işlemlerinin sebep ve sonuçlarını anlayabilme ve değerlendirme ve ayırt edebilme kudreti (gücü) bulunmayan bir kimsenin kendi iradesi ile hak kurabilme, borç (yükümlülük) altına girebilme ehliyetinden söz edilemez. Nitekim, Medeni Kanunu"nun "fiil ehliyetine sahip olan kimse kendi fiilleriyle hak edinebilir ve borç altına girebilir" biçimindeki 9.madde hükmüyle hak elde edebilmesi, borç (yükümlülük) altına girebilmesi, fiil ehliyetine bağlanmış; 10.maddesinde de, fiil ehliyetinin başlıca koşulu olarak ayırtım gücü ile ergin (reşit) olmayı kabul ederek "ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan bir ergin kişinin fiil ehliyeti vardır" hükmünü getirmiştir. "Ayırtım gücü eylem ve işlev ehliyeti olarak da tarif edilerek, 13.maddesinde "yaşının küçüklüğü yüzünden veya akıl hastalığı, akıl zayıflığı, sarhoşluk ya da bunlara benzer sebeplerden biriyle akla uygun biçimde davranma yeteneğinden yoksun olmayan herkes bu kanuna göre ayırt etme gücüne sahiptir" denmek suretiyle açıklanmış, ayrıca; ayırtım gücünü ortadan kaldıran önemli nedenlerden bazılarına değinilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, Medeni Kanunun 15.maddesinde de ifade edildiği üzere, ayırtım gücü bulunmayan kimsenin geçerli bir iradesinin bulunmama nedeniyle kanunda gösterilen ayrık durumlar saklı kalmak üzere yapacağı işlemlere sonuç bağlanamaz.
Yukarıda sözü edilen ilkelerin yasa maddelerinin ışığı altında olaya yaklaşıldığında bir kimsenin ehliyetinin tespitinin şahıs ve mamelek hukuku bakımdan doğurduğu sonuçlar itibariyle ne kadar büyük önem taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkar. Bu durumda tarafların gösterecekleri tüm delillerin toplanılması, varsa ehliyetsiz olduğu iddia edilen kişiye ait doktor raporları, tıbbi belge, film grafilerinin eksiksiz getirilmesi zorunludur.
Bunun yanında, her ne kadar, HMK.nun 282.maddesinde belirtildiği gibi bilirkişilerin "rey ve mütalaası" hakimi bağlamaz ise de, temyiz kudretinin yokluğu, akıl zayıflığı gibi psikolojik nedenlerin belirlenmesi çok zaman hakimlik mesleğinin dışında özel ve teknik bilgi gerektirmektedir.
Hele ayırt etme gücünün nisbi bir kavram olması, kişiye eylem ve işleme göre değişmesi bu yönde en yetkili sağlık kurulundan özellikle ... Kurumundan rapor alınmasını da gerekli kılmaktadır. Esasen Medeni Kanununun 409/2 maddesi akıl hastalığı ve akıl zayıflığının bilirkişi raporu ile belirleneceğini öngörmüştür.
Vasiyetname yapabilmek için ayırt etme gücüne sahip olmak gerekir.Ehliyetsiz kişilerin yaptığı vasiyetnameler kendiliğinden batıl olmaz.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında ise,dosya kapsamına alınıp incelenen ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/204 E. sayılı dosyasında yer alan ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin 19/03/2002 tarihli raporunda murisle ilgili olarak ‘’böbrek yetmezliğine bağlı metabolik ensefalopati saptandığı,bugünkü durumuyla yaşamını yararlı ve verimli bir biçimde düzenleyemeyeceği,geçimini sağlayamayacağı,bu nedenle başkalarının fiilen ve sürekli bakım,gözetim ve desteğine muhtaç olduğu,bu haliyle mümeyyiz olmadığı,medeni hakları kullanmaya ehil olmadığı ve kendisine bir vasi atanması gerektiği,ayrıca mahkemece dinlenmesinde bir yarar olmadığı’’nın belirtildiği,bu rapor uyarınca da muris ...’nin mahkemenin 05.04.2002 tarihli kararı ile hacir altına alınmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece her ne kadar yargılama sürecinde murisin vasiyetnameyi düzenlediği tarih itibariyle fiil ehliyetinin olup olmadığının tespiti noktasında ... Kurumu ve itirazlar sonucu da ... Kurumu Genel Kurulu’ndan rapor alınmış ise de,yukarıda ifade edilen ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin 19/03/2002 tarihli raporunun söz konusu ... Kurumu ve ... Kurumu Genel Kurulu tarafından sunulan raporlarda irdelenmediği,19/03/2002 tarihli raporun tanzimi öncesinde 05/02/2002 tarihinde davaya konu edilen vasiyetnamenin tanzim edildiği görülmekle,murisin vasiyetnamenin tanzim edildiği tarih itibariyle fiil ehliyetinin bulunup bulunmadığının her türlü kuşkudan uzak,açık ve net bir şekilde tespiti noktasında,söz konusu 19/03/2002 tarihli sağlık kurulu raporunun da ... Kurumu Genel Kurulu tarafından incelenmesi gerekmektedir.
Bu nedenle asıl dava yönünden mahkemece, dosyanın yeniden ... Kurumu Genel Kurulu’na sevki sağlanmak suretiyle, ... 5. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2002/204 E. sayılı dosyasında yer alan ... Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nin 19/03/2002 tarihli raporunun da diğer tedavi kayıtları ile birlikte yeniden değerlendirilerek, murisin vasiyetnamenin düzenlendiği tarih olan 05/02/2002 tarihi itibariyle fiil ehliyetine sahip olup olmadığının tespitine ilişkin olarak ek rapor alınması suretiyle asıl dava yönünden sonucuna uygun hüküm tesisi gerekirken,yanılgılı değerlendirme ile bu eksiklik giderilmeden asıl dava yönünden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-Birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 esas sayılı dosyası yönünden yapılan temyiz incelemesinde ise,
2-a)Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddianın ileri sürülmesi, savunmanın yapılabilmesi ile delillerin eksiksiz olarak toplanılıp tartışılabilmesi öncelikle tarafların yargılamadan haberdar edilmeleri ile olanaklıdır. Hasımsız davalar hariç olmak üzere dava dilekçesi ile duruşma gün ve saati karşı tarafa tebliğ edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan, davaya bakılamaz, yargılama yapılamaz.
Dava ile ilgili olan kişilerin davaya ilişkin bir işlemi öğrenebilmesi için, tebligatın usulüne uygun olarak yapılması, duruşma gün ve saatinin muhataba bildirilmesi gerekmektedir. Duruşma günü ile tebligatın çıkarıldığı tarih arasında makul bir süre olmalıdır. Aksi takdirde tarafların hukuksal dinlenme ve savunma hakkı kısıtlanmış olur. Duruşma gün ve saatinin kalemden öğrenilmesine yönünde usul ve tebligat hukukunda düzenleme olmadığından, bu yönde verilen bir karar yasaya aykırı kabul edilecektir.
Mahkemece 21.10.2008 tarihli celsede işlemden kaldırma sonrası davacı ... vekili tarafından 27.11.2008 tarihli sunulan yenileme dilekçesi üzerine yenileme tensip tutanağının düzenlendiği ve duruşmanın 03.03.2009 tarihine bırakıldığı ve bu tensip tutanağında davetiye tebliğinin belirtildiği, 03.03.2009 tarihli celsede davacı... vekili Av. ... ile davalı ... vekilinin geldiği,davacı ... mirasçısı ... ve ... vekili Av. ......’nun ise mazeretli sayılmalarını talep ettiklerinin belirtildiği ve mahkemece aynı celse davacı ... mirasçılarından ... ve ... vekilinin mazeretli sayılma talebini kabul ettiği ve ekli pul olmadığından ‘’duruşma gününün kalemden öğrenilmesine’’ şeklinde ara karar tesis ettiği,bu hali ile birleşen bu dava dosyasında davacı ... mirasçısı ... ve ... vekili Av. ......’ya usulüne uygun bir tebliğin yapılmadığı,nitekim usul hukukunda ‘’kalemden öğrenme’’ şeklinde bir müessese de bulunmadığı,yine mahkemece davalı tarafa davayı takip etme yönünde iradeleri olup olmadığı hususu sorulmadan resen işlemden kaldırma kararı da verilemeyeceğine göre, davacılar ... ve ...’in açtıkları birleşen dava yönünden verilen ‘’davanın açılmamış sayılması kararı’’ usul ve yasaya uygun görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
2-b)Birleşen dosya davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
3-Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 esas sayılı dosyası yönünden yapılan temyiz incelemesinde ise,
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA,
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün asıl dava olan ... 5 Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2002/591 Esas sayılı dosyası yönünden asıl dosya davacılar vekili yararına BOZULMASINA; ikinci bentte açıklanan Birleşen ... 9. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2003/524 esas sayılı dosyası yönünden; 2-a) bendinde belirtilen nedenlerle birleşen dosya davacılar vekili yararına BOZULMASINA, 2-b) bendindeki nedenlerle birleşen davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına;
Birleşen 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/260 esas sayılı dosyasının ONANMASINA, bozulan asıl ve birleşen dosyalarda peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince karar düzeltme yolu açık olmak üzere,18.03.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.